30 Eylül 2017

BAŞARILARINI KUTLADILAR

Niksar Çini Atölyesi çalışanları üç yıldır sürdürdükleri başarılı çalışmalarının ardından yorgunluk çıkardı.

Niksar’da çiniciliğin gelişmesinde büyük emeği olan Tülay Atila 30 Eylül 2017 Cumartesi günü çini emektarları ile yemekli toplantı yaptı. Niksar’da çiniciliğe gönül vermiş sanatsever Niksarlılar ile çini üretiminin heyecanını birlikte yaşamanın mutluluğundan söz eden Tülay Atila;
“Öncelikle beni sanat yolunda yalnız bırakmayan, birlikte çaba harcayan, birlikte ter döken tüm sanatsever dostlarıma teşekkür etmek istiyorum. Üç yıl önce ilk fırınımızı yaktığımızda, bugün Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülkede ürünlerimizin tanınacağını, çinilerimizin ABD’deki sanat müzelerinde sergilenebileceğini düşleyemezdik bile. 20.000 parça ürünle gerçekleştirdiğimiz ihracat başarımızda sadece benim değil, birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımızın da payı büyüktür” dedi.

Niksar’a geldiği günden itibaren sanatsal çalışmalarıyla dikkat çeken Tülay Atila her fırsatta kadın istihdamını ve girişimciliğini desteklediğini belirten söylemleriyle de tanınıyor. Çinicilikte Niksar’ı ikinci bir Kütahya yapmanın çabasını sürdüren Tülay Atila düşüncelerini şu sözlerle ifade etti;

“Niksar’daki çalışmalarımızın bölgede olumlu yankılar yarattığını gururla ifade ederken yöre insanındaki potansiyel sanatsal yeteneği ortaya çıkarması açısından bugün geldiğimiz noktayı da önemli buluyorum. 
Evlerinde oturan hanımlarımızın meslek edinmeleri ve bölge ekonomisinde yer almaları başladığımız ilk günden itibaren öncelikli amacımız oldu. Dolayısıyla yüreğinde sanat sevgisi olan tüm hanımlarımızın yeteneklerini denemelerini öneriyorum. Bugün, Niksar Çini’de yaptığımız yemekli bir toplantıyla, üç yıl boyunca üreterek Niksar’dan çini ihracatı sağlayan kardeşlerimizin bir nebze de olsa yorgunluklarını çıkarmayı düşündük. Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum” dedi.




16 Eylül 2017

Bir Emre Eken Filmi: SUSAMLI HALKACI

Kısa Film "SUSAMLI HALKACI" yitirdiğimiz, unuttuğumuz birçok değeri acı bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor. 










EMRE EKEN zaman ve yaşam sorunsalını optik yansımalarla çözümlemeyi kariyer hedefine yerleştirmiş başarılı bir sanatçımızdır. 
Senaryo yazarlığını ve Yönetmenliğini Emre Eken'in yaptığı,
Yönetmen Yardımcılığını Taha Karadağ'ın üstlendiği SUSAMLI HALKACI Kısa Filminin oyuncuları Aşur Koçak, Alev Topuz ve İsmail Sefa Tezcan.

SUSAMLI HALKACI Kısa Filmi yitirdiğimiz, unuttuğumuz birçok değeri acı bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Evrendeki en önemli ve en değerli varlık olma ayrıcalığımız olmadığını; doğada, insan türünün dışında da çok sayıda değerlerin bulunduğunu ve onlarla dostluk ve barış içinde yaşamamızın keyif, mutluluk ve hatta gerekliliğini görsel bir şölenle bize sunduğu için Yönetmen EMRE EKEN'e teşekkür ediyoruz. 

07 Eylül 2017

SAĞLIKLI ELLER, BAKIMLI AYAKLAR


Yaz mevsimini geride bıraktığımız günlerdeyiz. Nasıl kış sonrası güneşli günlere vücudumuzu hazırlıyorsak, sıcaklardan ve güneşin olumsuz etkilerinden yorulmuş, yıpranmış el ve ayaklarımızı serin ve soğuk günlere de hazırlamak zorundayız.

Öncelikle belirtmeliyim ki; bakımlı ve sağlıklı el ve ayaklara sahip olmak sadece hanımların değil erkeklerin de vazgeçilmez arzusu olmalı. Hepimiz için el ve ayaklarımıza gereken özeni göstermek en az cilt ve yüz bakımı kadar önemlidir.
Kuşkusuz, genç, pürüzsüz ve bakımlı ellere, ayaklara sahip olmayı isteriz, değil mi?  

Hanımlar.. Manikür ve pedikür yaptırarak el – ayak bakımı yaptığınızı düşünüyorsanız maalesef yanılıyorsunuz. Çünkü sadece manikür yaptırmak el bakımınız için yeterli bir işlem değildir. Yüz bakımı için sarf ettiğiniz çabayı el – ayak bakımınız için de uygulamalısınız ki pürüzsüz ve bakımlı ellere, ayaklara sahip olabilesiniz.

El bakımı..
Elleriniz yıkarken kullandığınız sabunlar çok önem taşır. Elinizi temizlemek için kullandığınız ürünlerin alkol veya cildinize zarar verecek bir içeriği olmamasına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ellerinizi temizleyeyim, bakımlı olsunlar derken daha çok zarar verirsiniz.
Ellerinizi yıkamak için zeytinyağı sabunu gibi doğal sabunlar tercih etmelisiniz.
Yıkadıktan sonra elleriniz ve cildiniz ister istemez kurur. Bu nedenle ellerinizi yıkadıktan sonra nemlendirici bakım kremi sürmelisiniz.
Özellikle kış aylarında eldiven kullanmalısınız. Soğuk havanın cildinizi kuruttuğunu ve cildinize zararı olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Yaz mevsiminde ise nasıl yüzünüze ve vücudunuza yüksek etkili güneş kremleri sürüyorsanız aynı şekilde ellerinize de sürerek ellerinizin güneşten korunmasını sağlamalısınız.
Ayaklara gelince.. Vücudumuzdaki en önemli organlarımızdan biridir ayaklar. Ayak bakımı sağlığın en önemli göstergesidir. Gün içinde sürekli ayakkabı ve çorap içinde kalan, dolayısıyla da hiç hava almaya ayaklarımız, yalnızca yaz aylarında değil, kış aylarında da sağlıklı ve bakımlı olmalıdır.

Ayağınıza büyük ya da küçük gelen ayakkabıları tercih etmemelisiniz. Yanlış seçilmiş bir ayakkabı nasır ve benzeri oluşumlarla hem canınızı yakacak hem de ayaklarınızın bakımsız bir görünüme sahip olmasına neden olacaktır.Sağlık ayaklar için..
 
Son zamanlarda çok ilgi gören plastik yağmur çizmelerini giymemeye özen gösterin. Çünkü ayağın tüm yapısını bozan bu çizmeler ayak sağlınız açısından hayli zararlıdır.


Ayakların ve özellikle topuk bölgesinin çatlaması hiç hoş bir görünüm sergilemez. Bu nedenle, her duştan / banyodan sonra ya da haftanın belirli günlerin de ayaklarınıza krem ile masaj yaparak hem kuruyup çatlamasını engelleyebilir hem de kan dolaşımını hızlandıracağı için daha sağlıklı ayaklarla yaşamınıza devam edebilirsiniz.


Her banyoda ya da banyo sonrası ayaklarınızda, özellikle topuklarınız da oluşan ölü derileri ponza yardımı ile temizlemek de sağlıklı ayak için oldukça önemli bir adım ve bakım olacaktır. Eğer pedikür yaptıran biri iseniz pedikürünüzü yapan kişinin işinde yetkin olmasına, ölü deriyi alırken canlı deriyi de alıp götürmemesine önem vermeniz gerekmektedir.

Diğer sağlık konularında söyleşmek üzere sağlıklı günler dilerim..

06 Eylül 2017

ZEHİRLİ YUMURTA








Zehirli yumurta, içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu 
40 ülkeye yayıldı: AB bakanları toplanıyor..
Avrupa’da Fipronil adlı haşere ilacının bulaşmasıyla zehirli hale gelen yumurtaların tespit edildiği ülke sayısı 40’ı buldu. Bu ülkeler içinde Türkiye de var.
Zehirli yumurta salgınından henüz etkilenmemiş dört AB ülkesinin Litvanya, Portekiz, Kıbrıs ve Hırvatistan olduğu belirtilirken, ABD, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye de zehirli yumurtaların bulunduğu ülkeler arasında yer alıyor.
Milyonlarca zehirli yumurta Avrupa’da market raflarından kaldırılırken bazı yetkililer zehirli yumurtaların bisküvi, salata ve pastalar gibi işlenmiş yiyecekler aracılığıyla çoktan besin zincirine girmiş olabileceğini söylüyor.
Reuters’ın aktardığına göre AB üyesi ülkelerden tarım bakanları, duruma karşı önlem almak için bugün Estonya’nın başkenti Talin’de toplanacak.
Hollandalı ve Belçikalı yetkililer, haşere ilacının kaynağının Hollanda’da kullanılan bir temizlik ürününe dayandığını tespit etmişlerdi. Chickfriend adlı hayvan barınaklarının temizliğiyle ilgilenen şirketin başında bulunan iki Hollandalı geçen ay tutuklanmıştı.
Fipronil, hayvanlardaki pire ve keneleri temizlemek için kullanılıyor. Ancak kümes temizleme amacıyla besin zincirine girmesine izin verilecek şekilde kullanılması kesinlikle yasak.
Kaynak: GAIA / Diken

Yeşil Ankara Platformu: "ANKARA'YI RANTA KURBAN ETMEYELİM"


Ankara ahalisi ODTÜ ve yol yapımı gündemini tartışırken yepyeni bir platform kuruldu. Yeşil Ankara Platformu, mevzunun sadece ODTÜ olmadığı hatta bunun birçok açıdan iyi bir maske olarak kullanıldığından yola çıkarak Ankara’yı ranta kurban etmeyelim başlıklı bir açıklama yayınladı.
Kent yaşamına dair birçok şeyin bütüncül olduğunu vurgulayan platformun açıklaması şöyle:
“Bir gece ansızın saldığı rant dozerleriyle bayramı ağaç katliamına döndüren zihniyet bir kez daha gözünü Ankara’nın akciğerlerine dikti. ODTÜ’nün ormanları ve Atatürk Orman Çiftliği’nin bir tutam kalmış yeşili yeni talan projeleri ile karşı karşıya şimdi.
Planların yapılma ve askıya çıkma sürecinde çeşitli usulsüzlüklerle kendi isteklerini dayatma yöntemine başvuran Belediye, trafiği azaltma ve Bilkent’te inşa edilen şehir hastanesini kente bağlama bahanesiyle ODTÜ arazisinden üç yeni yol geçirilmesi hedefleniyor.Bütünlüklü bir planlamadan yoksun, yeşile ve çocuklarımızın geleceğine zerre kadar değer vermeyen, bir avuç çıkar çevresi dışında ne Ankara’nın trafik sorununu çözen ne de sağlığına hizmet etmeye yeten bu projeler, başta güzergâh üzerinde yaşayanlar olmak üzere tüm Ankara’yı tehdit ediyor. 50 metre genişliğinde açılacak yollar ne gecekondulara ulaşacak ne yoksul semtlerin kıyısından köşesinden dolaşacak ama kişiye özel rezidansların, lüks alışveriş merkezlerinin önünü ardına kadar açacak.
Yollardan biri Kampüsün kuzey istikametinden Eskişehir Yolu’na paralel bir şekilde açılıyor ve 100. Yıl Çukurambar bölgesinde kapasitesi zaten çok sınırlı olan Öğretmenler Caddesi’yle birleşerek ODTÜ’yü bir kez daha ikiye bölüyor. Üstelik bu kez geçmiş planlarda yer alan “aç-kapa tünel olmayacak” ifadesi de kullanılmıyor. 4.8 kilometre uzunluğunda 50 metre genişliğinde ya da 24 hektar büyüklüğünde bir orman sadece bu bir tek yolla yok ediliyor. Haberlerde işittiğimiz ve yüreğimizden bir parça götüren orman yangınları rant dozerlerine binip geliyor; ama hiçbir yetkili ah vah demiyor.
Daha önce planlarda bile görünmeyen bir diğer yol ise var olan bir yola paralel olarak Şehir Hastanesi’nden İncek’e doğru uzanıyor ve ODTÜ arazisinin içine yaklaşık 250 metre girerek ne amaçla kullanılacağı söylenmeyen; ama acı deneyimlere dayanarak tahminde bulunmak için kahin olunması gerekmeyen 94 hektarlık bir alanı, vadideki su yoluna konulmasından kaynaklı sel ve taşkın riskleri yaratarak kampüsten koparıyor.
Üçüncüsü ise ikinci yolun bir uzantısı olarak Turan Güneş Bulvarı ile Güney Çevre Otoyolu’nu, 30 metre genişliğindeki bir yol ile Eymir arazisinde viyadük üzerinden bağlıyor. Bu yolun iki tarafından bulunan açık alanlar orman ve doğal sit alanlarıdır; bölge Gölbaşı Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesinde yer almaktadır. Bu genişlikte bir yol ve viyadük yapımı ÖÇK ve sit statüsünde bulunan bölgede doğal alanın tahribatına yol açacaktır.
Ana resimden bağımsız olarak kamuoyuna ODTÜ yolları olarak sunulan ve kasıtlı olarak yanlış bir zeminde tartışmaya açılan bu yolların esas amacı, 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı incelendiğinde açıklığa kavuşmaktadır. Çözüm diye sunulan bu yollar, 100. Yıl, Çiğdem, Çukurambar, Çayyolu, Öveçler, Dikmen başta olmak üzere pek çok semt ve mahalleyi doğrudan etkileyecek bir biçimde şehirlerarası trafiği şehir merkezine taşırken rant alanlarını birbirine bağlayacaktır.
Toplu taşımayı verimli ve etkin bir şekilde düzenlemeyenler, çözüm diye sundukları devasa yollarla özel araç kullanımının artışına neden oluyor ve dolayısıyla artan trafik yoğunluğu da yeni yol ihtiyacı doğuruyor. Bu kısır döngü ise her seferinde kent ve doğa katliamı faturasıyla Ankaralının karşısına çıkıyor. Sonuçta oturduğu semtlerde papatya bile görmemiş çocuklar havaalanı genişliğinde yol manzaraları ve beton yığınları arasında nefes almaya zorlanıyor.
Çok iyi biliyoruz ki bugün bir de yetmez üç tane diyenler biz hayır demediğimiz müddetçe yarın çok daha fazlasını isteyecekler, sonra bir de bakacağız ki ODTÜ’nün ormanları da tıpkı Ankara’nın bağları gibi, tıpkı Ankara’nın kedisi, keçisi, tavşanı gibi, tıpkı Atatürk Orman Çiftliği gibi yok oluşa sürüklenecek. Kaydı ilk kez ODTÜ’de tutulan Çiğdeci kuşu da, başka bir coğrafyada mumla arayıp bulamayacağınız Akkaşlı Kirazkuşu da, elli çeşidi ülkemizde sadece bu ormanlarda yetişen yedi yüz bitki türü de fotoğraflarda kalacak. Yerlerinde ise oluşumuna tırnak ucu kadar katkıda bulunmamış; ama yürü ya kulum denilerek yarım yüzyılın emeğine, göz nuruna bir oldu bittiyle konan rant babalarının çoğu yabancı kelimelerle isimlendirilmiş ucube beton yığınları yükselecek.
İşte bizler, aşağıda yer alan kurumlar olarak, içinde yaşayanları hiçe sayan bu projeleri doğru bulmuyoruz. “Ya yapılacak, ya yapılacak” tarzında bir dayatmayı asla kabul etmiyoruz.
Kentimizi griye boyayacak her türlü proje ile mücadele edeceğimizi bir kez daha bildiriyoruz.
Griye karşı yeşili; rant için dökülmüş betonlara karşı ağacı, ormanı, doğayı; ölüme karşı yaşamı savunacağız!”
  • ODTÜ Mezunları Derneği
  • İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği
  • Ankara Tabip Odası
  • Ankara Üniversiteliler Derneği
  • Çayyolu Semt Meclisi
  • Çiğdemim Derneği
  • Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği
  • Mülkiyeliler Birliği
  • TMMOB Ankara İKK
  • Türkiye Ormancılar Derneği
  • Anıtpark Forum
Kaynak: GAİA / Gamzegül Kızılcık

TOKATLI HANIMLARA MÜJDEMİZ VAR


TOKAT MODERN BİR GÜZELLİK MERKEZİNE KAVUŞUYOR

Kurumsal açılışı 9 Eylül 2017 Cumartesi günü saat 14.00’de Tokat’ta yapılacak Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezi’nde hazırlık çalışmaları sona yaklaştı.
Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezi’nin benzerlerine göre fark yaratacak nitelikte planlandığını belirten BC Genel Koordinatörü Emrah Köknar, Blue Crystal’i oluştururken hizmet yelpazesinin yanı sıra özellikle meslek edindirme eğitimlerine odaklandıklarını ifade etti.

Emrah Köknar; “Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezi’nin, konusunda iddialı ve yetkin personel kadrosuyla sektöre yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. İnsana yaraşır hizmet anlayışımız bizi, gerek nitelikli personel gerekse uygulamalarda kullanılacak cihaz ve ekipmanların seçiminde üstün nitelikli ve ödüllü teknolojilere sahip sistemlere yöneltti. Amacımız sektörde saygın bir yere sahip olmak ve Tokat’ın adını hak ettiği biçimde duyurabilmektir. Tüm Tokatlı hemşehrilerimizi Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezimizin 9 Eylül 2017 Saat 14.00’deki açılışına, NOVADA AVM arkasındaki işyerimize davet ediyorum” dedi.

Genel Koordinatör 
EMRAH KÖKNAR
Eğitim Koordinatörü 
GONCA EVİRGEN
Halkla İlişkiler Koordinatörü ÖZLEM KÖKNAR
Güzellik Uzmanı 
BİRSEN CANÇELİK, 
Güzellik Uzmanı 
NAHİDE KÜTÜKÇÜ
Yönetici Asistanı 
EDA BÜYÜKKAYALAR’dan oluşan Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezi personeli, haftada 7 gün Tokatlı hanımlara hizmet verecek.

Hizmet ve uygulamalar hakkında açıklama yapan BC Halkla İlişkiler Koordinatörü Özlem Köknar, dileyen herkesin www.bcguzellik.com kurumsal web sitesinden çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olabileceğini söyledi.



Özlem Köknar; “Tokatlı hanımların güvenle gelebilecekleri güzellik merkezimizde Vücut ve Cilt Analiziyle başlayan hizmet sürecimizdeki bazı uygulamalardan söz etmek istiyorum. 
  • Vücut ve Cilt Analizi
  • Kalıcı Epilasyon
  • Bölgesel Zayıflama
  • Kalıcı Makyaj
  • Ayak Detoksu
  • Lenf Drenajı
  • Peeling uygulamaları
  • Aqua Peel Cilt Bakımı
  • Dermapen ve Dermaroller uygulamaları
  • Oksiterapi
  • Mikrodermabrazyon
  • El ve Ayak Bakımı
  • Kirpik Liftingi
  • İpek Kirpik ve Kirpik Perması uygulamaları 
başlıca hizmetlerimizdendir” dedi.
Genel Koordinatör Emrah Köknar'dan edindiğimiz bilgiye göre, Güzellik ve Estetik ile ilgili tüm kuruluş süreçlerini tamamlayan Blue Crystal, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı meslek edindirme kurslarına başlamak için gerekli altyapı çalışmalarını tamamlayarak başvurusunu ilgili mercilere yapacak.

Eğitimlere hızlı bir şekilde başlamayı ve bu alanda sadece Tokat'ta değil, komşu illerde de var olan bir açığı kapatmayı planladıklarını ve bu sektörde uzman olmak isteyen Tokatlı hanımları uzak ve büyük kentlere gitme zahmetinden kurtarmayı hedeflediklerini belirten BC Eğitim Koordinatörü Gonca Evirgen uzun yıllar eğittiği öğrencileriyle sektöre nitelikli personel kazandırmış saygın bir Eğitim Uzmanı olarak tanınıyor. 
Tokatlı hanımlarda girişimcilik ruhunun yüksek olduğunu, yeteneklerini değerlendirmek ve meslek edinmek için eğitimlere katılacaklarından kuşku duymadığını belirten Gonca Evirgen; “Meslek edindirme kurslarımız için ön kayıtlarımız sürüyor. Teorik ve uygulamalı eğitimlerimizde Estetisyenlik ve Güzellik Uzmanlığı Eğitimi, Kalıcı ve Profesyonel Makyaj Eğitimi, Kirpik Ekleme ve Kirpik Perması Eğitimleriyle Tokatlı hanımlarla birlikte olmayı istiyoruz” dedi.
Blue Crystal Güzellik, Estetik ve Eğitim Merkezi yetkilileri 9 Eylül 2017'de yapılacak kurumsal açılış için gün sayıyor.