10 Temmuz 2018

HAYVANLAR DA KONUŞUYOR

Filler, kuşlar ve fareler de aynı insanlar gibi çift yönlü iletişim kuruyorlar.

Bilim insanları tarafından, tıpkı insanlarda olduğu gibi tüm hayvanlar aleminin çift yönlü iletişime girdiklerini keşfetti.
“Konuşma sırası” uzun zamandır insan dilini, primat kuzenlerimizin yaptığı seslerden ayıran temel özelliklerden biri olarak belirtilirdi. Ama yeni araştırmalar gösterdi ki, filler tarafından çıkartılan homurdanma sesleri ve kör farelerin cıvıltıları “konuşma sırası” kurallarını takip ediyor.
İngiltere ve Almanya’dan araştırmacılar, 50 yıl öncesine dayanan kuşlar hakkındaki çalışmalara rağmen hayvan iletişiminin hala iyi anlaşılmadığını buldular. Bilim insanları arasında veri eksikliği ve ironik olarak zayıf iletişim, farklı türler arasında doğrudan karşılaştırmalara engel olmuştu. Yeni çalışmanın yazarları “zamanlamayı”, hem insanlarda hem de hayvanlarda iletişimsel dönüşün önemli bir özelliği olarak vurguladılar. Bazı türler, bir konuşma sırasında “cevap vermek” için 50 milisaniyeden daha az bekledikleri için bu türler sabırsız konuşmacılar olarak adlandırılıyor. Ölçeğin diğer ucundaki, yavaş konuşan İspermeçet balinaları, yaklaşık iki saniyelik boşluk ile geri dönüş yapıyor. İnsanlar genellikle iki yönlü bir konuşmada yanıt vermeden önce yaklaşık 200 milisaniye boyunca dururlar ve bilim insanları bunu kesmenin, kaba olduğunu düşünen tek tür olmadığımızı buldular.

Seslerinin çakışmasından kaçınıyorlar

Ekip ayrıca, insan konuşmasının birtakım temel unsurlarını vurgulayan, gelecekteki hayvan araştırmaları için yeni bir sistem önerdi. Çalışmanın yazarlarından biri olan York Üniversitesi’nden Dr.Robin Kendrick “Sistemin nihai hedefi, büyük ölçekli, sistematik çapraz tür karşılaştırmalarını kolaylaştırmaktır. Böyle bir sistem, araştırmacıların bu olağanüstü geri dönüş davranışının evrimsel tarihini izlemesine ve insan dilinin kökeni hakkında uzun süredir devam eden soruları ele almasına olanak sağlayacaktır.” dedi.Hem dağ baştankarası hem de sığırcık türleri arasındaki iletişim izlendiğinde, her iki türün de iletişim esnasında sırayla “çakışmadan” -seslerin- kaçındıkları fark edildi. Royal Society B: Biyolojik Bilimler Dergisi’nde bilim adamları, eğer çakışma gerçekleşirse, bireylerin sessizleştiklerini ya da uçup gittiklerini, bu da çakışmanın tür içerisinde, toplumsal olarak kabul edilen toplumsal kuralların ihlali olarak ele alınabileceğini düşündürdüğünü, ifade ettiler.
Çalışma, hem insan hem de hayvan dilinde uzmanlar arasında bir işbirliğini işaret ediyor ve yazarlar farklı disiplinler arasında “daha fazla tartışma” yaratmayı umduklarını söylediler.
Genellikle insanlığın en ayırt edici özelliği olarak görülen dil, evrim teorisi açısından hala büyük ölçüde gizemini koruyor. İnsan sohbeti sürecinin erken gelişiminde anahtar rol oynadığı düşünülürken, bunu hayvanlarda anlamak bilim insanlarının türümüzün dilinin kökeni çıkarmasına yardımcı olacağa benziyor.
Ancak; kuşları, memelileri, böcekleri ve kurbağaları içermesine rağmen, inceleme yazarları, bonobolar ve şempanzeler tarafından kullanılan jestsel etkileşimlerin –el hareketleriyle iletişim gibi- dönüş sistemleri (iletişim örtüşmeleri) üzerine yapılan çalışmaların hala nispeten nadir olduğunu belirtmişlerdir.
Başka bir çalışmanın yazarı, Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Dr. Simone Pika, bu tür çalışmaların “dil evriminde anahtar rol oynayıp oynamadığı sorusuyla başa çıkmak için en umut verici yol” olduğu için gerekli olacağını söyledi.
KaynakIndependent