14 Aralık 2017

BÖYLE DE YÜRÜNMEZ Kİ!


ABD’de yaşayan Meredith Eberhart adlı adam bundan 15 yıl önce, 61 yaşındayken uzun bir yürüyüşe çıktı. Eberhart daha sonra yürüdükçe yürüdü ve sonunda hep yürüyerek yaşamaya karar verdi.
75’ine merdiven dayamış Eberhart, 15 yıl önce çıktığı uzun yürüyüşün ardından durmadan yürüyor. Eberhart, bugüne kadar yaklaşık 7000 kilometre yürüdü. Evi Florida’daydı ancak Georgia’da satın aldığı bir arazide yalnız başına zaman geçirmeye başladı.Yıllarca görme bozukluğu alanında çalışan, evli ve iki çocuklu Eberhart 1993’te emekli oldu.
Bu sırada eşiyle bağları koptu. Bir sonraki beş yıl, kendisinin de hatırlamadığını söylediği, hayatının karanlık ve zorlu bir dönemiydi.
Yaşadığı yerde sürekli yürümeye başladı. Yürüyüşlerini bir noktada sistemli hale getirdi. Tren istasyonları arasında yürümeye koyuldu. Böylelikle Pensilvanya’ya kadar vardı. 1998’de yani 60 yaşında kendi hayatında da bir arayışa tekabül eden uzun bir yürüyüşe çıktı.

“Daha az şeye sahip oldukça daha mutlu oldum”

Vahşi doğa alanlarından da geçerek Florida’dan kuzeye, Quebeck’e yürüdü.
Bu yürüyüş onun hayata yaklaşımını değiştirdi. Dokuz ay sonra eve döndüğünde farklı biriydi. Duş almayı bıraktı, saçlarını uzattı. Yıllar içinde biriktirdiği kitapları teker teker yaktı. Kendisine farklı bir isim verdi. 2003’te eşinden ayrıldı. Evi ve birçok maddi varlığını eski eşine bıraktı. Georgia’daki araziyi de çocuklarının üzerine geçirdi.
Eberhart o günden bu yana durmadan yürüyor. Guardian için haberi hazırlayan gazeteci de, Eberhart’ın haberini onunla yürüyüşüne günler boyunca eşlik ederek gerçekleştirdi. Eberhart hayatta sadece küçük bir sırt çantasıyla yürüyerek yaşamasını şu sözlerle anlatıyor:
Arkadaşlarıma şunu diyorum: Her geçen yıl sahip olduklarım azaldı ve her geçen yıl daha mutlu bir adam oldum. Hiçbir şeyim olmayınca ne olacağını merak ediyordum. Böyle geldik, böyle gidiyoruz. Sanırım sadece buna biraz daha erkenden hazırlık yapıyorum.

Kaynak: / Gaia - BBC Türkçe Servisi

BİR GEZGİNİN ANILARI


Christian Lindgreen’in kıskanacağınız anıları 

Christian Lindgreen 18 yaşına geldiğinde eğitimini bırakmış. Kira kontratının da bitmesinin ardından dünyayı gezmeye başlayan Lindgreen, yollarda geçirdiği dokuz yılın ardından Nijerya’dan Kuzey Kore’ye kadar toplamda 97 ülke gezdi. Gezgin olunmaz gezgin doğulur diyebilir miyiz bu anıları kıskanırken?
Verdiği röportajlardan birinde Lindgreen, seyahat etme arzusunun damarlarında gezindiğinden bahsediyor. Kendi ebeveyinleri ve onların da büyükleri aynı kendisi gibi gezgin bireyler. Ailesindeki birçok birey genç yaşta dünyayı gezmeye başlamış. Bu sebepten ötürü de Christian’ın çocukluk evi dünyanın dört bir yanından gelen eserlerle dolup taşmış. Lindgreen, gezilerine finansman sağlamak için ise gezdiği yerlerde çiftçilik ve öğretmenlik de dahil olmak üzere birçok işte çalışmış.
Lindgreen 1
Lindgreen’in blogunda ise bir zamanlar Aral Gölü adı ile anılan günümüzde ise dünyanın en genç çölü ünvanına sahip Aralkum Çölü‘nden bir görüntü dikkat çekiyor. Blog yazısında Lindgreen Aral Gölü’nün 1960’larda dünyanın en büyük dördüncü gölü olduğundan bahsediyor. Zamane Sovyetler Birliğinin en gözde tatil merkezlerinden biri olan Aral Gölü, son 50 yılda yaşadığı aşırı kuraklık ve çevre katliamları sebebiyle yüzde 90 küçülerek çöle dönüştü. Kendi sözleriyle ise bu durumu şöyle açıklıyor; “Bu günlerde görebileceğiniz tek şey geçmişteki görkemin harabeleri. Moynak gerçekten hüzünlü bir yer. Ancak Orta Asya’da görülmesi gereken yegane yerlerden de biri.”
Lindgreen yılda bir defa ailesini görmek için ülkesine dönüyor. Son sekiz yıldır özenli gezi programı sebebiyle doğum gününü ve yılbaşıları hep yolda geçiriyor. Şimdilerde tek amacı tüm ülkeleri gezmek. Ancak acelesinin olmadığının da altını çiziyor. “Orta Asya’ya iki defa, Nepal’e altı defa ve Güney Doğu Asya’daki tüm ülkelere en az üçer defa gittim, birkaç defa Amerika’yı on defadan fazla da Çin’i gezdim. Hoşuma giden yerleri tekrardan gezmeyi seviyorum. Daha fazla yer gezmektense beni cezbeden yeri derinlemesine keşfetme fırsatını tercih ediyorum” diyor.
Lindgreen birkaç arkadaşını ziyaret etmek için Avrupa’ya gitmesinin ardından bir sonraki durağının Orta Doğu olacağını söylüyor. Ardından ise büyük ihtimalle Papua Yeni Gine‘ye gidecek. Herkesin gezmesi gerektiğinin altını çizen Lindgreen, insanların gezdikçe kendileri, dünya ve diğer kültürler ile ilgili daha çok şeyi eğitim görmekten daha sağlıklı bir biçimde öğreneceklerinden bahsediyor.

DÜNYANIN EN ÜNLÜ MEYDANLARI


Tüm Yaşanmışlıkları ve Renkleriyle Dünyanın En Ünlü Meydanları

SEVİL ÖZDİL - Hemen hemen her ülkenin kalbinin attığı, insanların hınca hınç doldurduğu simgesel meydanları vardır. Bu meydanlar coşkulu kutlamalara sahne olduğu gibi mitinglerin ve büyük halk hareketlerinin de sessiz tanıklarıdır. İçinde tarih yatan bu meydanlar eğlenceli ve hareketli görünseler de şehirlerin, ülkelerin yaşanmışlıklarını barındırır hem adımda. Ölümlerle sonuçlanan kanlı baskınların, halk eylemlerinin ve devrimlerin hatta özgürlük sloganlarının yankılandığı anların şahididirler. Sosyal hayatın hiç durmadığı dünyanın en ünlü meydanlarını bu yazımızda sizler için derledik.

1 - KIZIL MEYDAN - Moskova / RUSYA

Kızıl MeydanKanlı olaylara şahit olduğu kadar dünyaca ünlü sanatçıların konserlerine ve festivallere de tanık olan meydan mimarisiyle adeta bir masalın içinden fırlamış gibi göz kırpıyor. Saint Basil Katedrali, Devlet Tarih Müzesi, Lenin'in Mozolesi ve Kremlin'le çevrili Kızıl Meydan turistler kadar halkın da yoğun ilgi gösterdiği bir meydan. Kış aylarında dev bir buz pateni pistine dönüşen meydanda saatlerce kayabilir ve meydanın ışıl ışıl renkleriyle gecenin tadını çıkarabilirsiniz.

2 - TİANANMEN MEYDANI - Pekin / ÇİN

tiananmen_meydaniHükümeti protesto eden binlerce öğrencilinin katledildiği bu kanlı meydan nice büyük ayaklanmalara tanıklık etmiş. Kapıda ise ziyaretçilerini karşılayan mermerden dört aslan heykeli var. Kuzeybatıda bulunan aslanın karnında 1989'da yaşanan katliamda isabet eden bir kurşunun bıraktığı delik halen görülebilir. Mao'nun mezarı, Çin Devrim müzesi, Sovyet tipi binalar ve anıtlarla çevrili olan Tiananmen halen dünyanın en büyük meydanı. Her ne kadar kanlı bir katliama şahit olsa da halen dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden sadece biri. Tiananmen Meydanı'nın kuzey tarafında her gün sabah ve akşam saatlerinde bayrak töreni düzenleniyor.

3 - PLAZA MAYOR MEYDANI - Madrid / İSPANYA

plaza_mayorİspanya kadar Madrid'in de en ünlü meydanı Plaza Mayor, günümüze gelene kadar boğa güreşleri için arena, pazar yeri, futbol sahası, konser alanı olarak kullanılmış; hatta eski dönemlerde idamlara sahne olmuş bir yer. Madrid'e gelen turistlerin ilk durağı olan bu meydan ilk yapıldığı zamanlarda kent duvarlarının dışında kalmış. Bu devasa meydan şimdi ise; bir zamanlar fırıncılar loncasının evi olan renkli yapı Casa de la Panadería'nın ve Kral III. Philip'in anıtının hemen karşısında kalıyor.

4 - MAKEDONYA MEYDANI - Üsküp / MAKEDONYA

Makedonya MeydanıBir köprüyle kentin eski pazar yerine bağlanan meydan Üsküp'ün ana meydanı. Meydan 1963 yılında yaşanan büyük depremde neoklasik yapılı devasa ulusal bankası ve ordu evi yıkıldı. Bunun üzerine yeniden inşa edilen meydan bir hayli genişlemiş durumda. Ortasında Büyük İskender'in heykelinin olduğu meydan günümüzde kentin canlı, enerjik ve turistik noktalarından biri konumunda. Meydana çıkan üç ana yol var: Japon kiraz ağaçlarıyla süslü Maksim Gorki, tamamen yayalara açık olan Dimitar Vlahov ve Makedonya Caddesi. Meydan; şenliklere, konserlere ve festivallere ev sahipliği yaptığı kadar zaman zaman protesto ve gösterilere de sahne oluyor.

5 - TRAFALGAR MEYDANI - Londra / İNGİLTERE

trafalgar meydanıLondra'nın merkezinde, National Art Gallery'nin ana giriş kapısının baktığı Trafalgar Meydanı, adını 1805 yılında Trafalgar Savaşı'nda ölen Amiral Horatio Nelson'dan alır. Meydanın ortasında 46 metre yüksekliğe sahip granit bir sütün ve üzerinde 5,5 metre boyunda Nelson'un heykeli bulunuyor. Tüm kenti buradan seyreden Nelson anıtının etrafı devasa boyutlardaki aslan heykelleri ve çeşmelerle çevrili. 1820 yılında pek çok binanın yıkılması ile düzenlenen meydan, sabahın ilk ışıklarına kadar süren eğlencelere, konserlere ve politik amaçlı gösterilerin sıkça sahne oluyor.

6 - TIMES MEYDANI - New York / ABD

times meydanı1904 yılının yılbaşı akşamı meydanda bulunan yeni binasına havai fişek kutlamaları ile taşınan New York Times gazetesinden adını alan Times Meydanı, yıl boyunca ortalama 50 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. New York Times'ın taşınmasıyla başlayan ve günümüzde gelenek haline gelen havai fişek kutlamaları her yılbaşında binlerce insanı buraya topluyor. Times Square, hiç kuşkusuz sadece Amerika'nın değil, tüm dünyanın en ünlü meydanlarından biri. Neon ışıkları, metrelerce yüksekliğe sahip plazaları ve reklamların ardı ardına aktığı dev LED ekranlarıyla günün 24 saati hayat dolu, uyku nedir bilmeyen bir meydan. Sadece yayalara ait olan alanlara kafelerin serpiştirdiği masalar, buranın hareketliliğini daha da arttırıyor.

7 - PIAZZA NAVONA MEYDANI - Roma / İTALYA

piazza_navonaBernini'nin muhteşem çeşmesi, birbirinden renkli eğlenceleri bu meydanın harikalar diyarı olduğunun bir kanıtı adeta. Meydan; kafeleri, seyyar satıcıları ve sokak göstericileri ile gün boyunca hareketli. Soğuk kış gecelerinde bile insanların akın ettiği, keyifli sohbetlerin mekanı olan bu güzel meydan, Noel alışverişi için de birebir. Meydanda yer alan 3 çeşmenin en ünlüsü ise Bernini tarafından tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi. Çeşmenin hemen arkasında Sant Agnese in Agone Kilisesi bulunuyor. Roma'nın en ünlü kiliselerinden sadece biri olan San Luigi dei Francesi ise hemen binaların arkasında muazzam güzelliğiyle duruyor.

8 - YONGE-DUNDAS MEYDANI - Toronto / KANADA

yonge-dundasBurası sanki Toronto'nun Times Meydanı. .Yonge ve Dundas caddelerinin kesiştiği noktadaki meydan. 2002'de tamamlandı. Rengarenk ışıkları ve ekranlarıyla Yonge-Nundas Meydanı, oturulabilecek kafelere ve modern ışıklı fıskiyelere sahip New York ambiyansını hissedebileceğiniz, yüksek binaların ve dev ekranların olduğu meydan, en çok turist çeken yerlerden biri. Etrafta pek çok farklı mağaza, restoran, kafe de mevcut.

9 - AZİZ PETRUS MEYDANI - Roma / İTALYA

aziz_petrus_meydaniAziz Petrus Meydanı, Vatikan devleti ve kentinde bulunan Aziz Peter Bazilikası'nın önünde yer alan alandır. Gian Lorenzo Bernini tarafından tasarlanan meydanın yapımı1656-1667 yılları arasında tamamlandı. Meydanın merkezinde 25,5 metre yüksekliğinde bir Mısır obeliski bulunmaktadır. Burası Katolik Hristiyanlar için büyük önem taşıyor. Aziz Petrus Meydanı'na her yıl on binlerce Katolik ibadet için geliyor.

10 - DAM MEYDANI - Amsterdam / HOLLANDA

Dam MeydanıAmsterdam kent merkezinde yer alan meydan yıl boyunca hem turistlerin hem de yerli halkın buluşma noktası olmuştur. Zaman zaman eğlencelerin ve festivallerin de düzenlendiği meydanın etrafı; Nieuwe Kerk, Koninklijk Paleis (Amsterdam Kraliyet Sarayı), Ulusal Anıt, Madame Tussauds Müzes binası, Damrak Caddesi, De Bijenkorf, Kalverstraat ve NH Grand Hotel Krasnapolsky ile çevrilidir. Meydandaki Kraliyet Sarayı günümüzde halen Kraliyet törenlerinde kullanılıyor. Meydanın tam ortasında bulunan National Monument yani Milli Anıt, 2. Dünya Savaşı'nda hayatlarını kaybeden Hollandalı askerlerin anısına 1956 yılında inşa edilmiştir.

11 - TAKSİM MEYDANI - İstanbul / TÜRKİYE

Taksim280 yıllık bir geçmişe sahip Taksim Meydanı, İstanbul'un ve Türkiye'nin kalbinin attığı yerdir. Taksim Cumhuriyet Anıtı, 8 Ağustos 1928'de açılmıştır. Bu anıt, ilk defa figüratif bir anlatımla Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kurulan yeni düzeni topluma tanıtan heykeldir. Taksim Meydanı birçok protestoya, gösteriye, şenliklere ve cumhuriyetin en kanlı olaylarına sahne olmuş bir meydandır. 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın Taksim Meydanı'nda kutlanması dönemin hükümeti ve kitleler arasında hep tartışma konusuydu. 50 yıllık yasaklı dönem 1976'da sona erdi ve bir sene sonraki kutlamalar maalesef ki kana bulanacaktı. 1 Mayıs 1977'de İşçi Bayramı'nı kutlamak üzere yaklaşık 500 bin kişi Taksim Meydanı'nda toplandı. Su kaskatlarının çatısını kullanan provokatörler buradan halkın üstüne ateş açtı. Ateş açılınca yaşanan izdihamda 34 kişi yaşamını yitirdi ve yaklaşık 130 kişi yaralandı. O gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Taksim 32 yıl sonra, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın resmi tatil ilan edildiği 2009'da kitlelere açıldı. Ama sonraki yıllarda da meydandaki kutlamalar iktidarın keyfine bağlandı. Son olarak da Gezi Parkı eylemleriyle tüm dünyanın dikkatini çekti.