25 Ağustos 2017

POTANSİYEL OBEZİZ


30-40 sene önce, izlediğimiz yabancı yapım filmlerdeki aşırı kilolu insanları gördüğümüzde şaşırır ve “Nasıl olur da bir insan bu kadar şişman olabilir?” sorusu aklımızdan geçerdi.. Obezlerden oluşmuş bir Amerikan toplumu duygusunu yaratan aşırı kiloluların sağlıksız görüntüleri belleğimizde yer alırken ülkemizde de Obezitenin giderek yükselişine tanık olduk.

Daha çok beslenme alışkanlığıyla doğrudan ilişkisi olan aşırı kiloluluk, insanların yaşam disiplinlerinin yanlış ve sağlıksız beslenmeye yenik düşmesinin bir sonucudur.


Karın mı doyuruyoruz yoksa gerçekten besleniyor muyuz? Yani, sadece doymak, beslenmemiz için yeterli mi? Kas hücerelerimiz için gerekli olan günlük protein miktarını mı alıyoruz yoksa fazla kilolarımızı oluşturan karbonhidrat ve yağ içerikli besin maddelerini mi tüketiyoruz? Çerez, aburcubur ve yararsız atıştırmalıklardan ne kadar sakınıyoruz? Bu soruları daha da çoğaltabiliriz..


Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmaların sonucu olarak elde ettiği bazı verileri sizinle paylaşmakta yarar görüyorum.


Uzmanlar tarafından “Çağın Hastalığı” olarak nitelendirilen Obezite (aşırı kilo) dünya genelinde, 1980 yılına göre 2 katına ulaşarak hızlı artışını sürdürmektedir. 2008 yılında 1,5 milyon yetişkin fazla kilolu olurken 43 milyon çocuk (5 yaşın altında) fazla kilolu olarak listelerde yerini alıyor. 200 milyondan fazla erkek ve 300 milyondan fazla kadın ise “Obez” olarak tıp kayıtlarına geçiyor.
Fazla kilo ve yanlış beslenme (%70 oranda) çoğu hastalığın nedeni olarak gösteriliyor. Son yıllarda şeker hastalığında, kalp ve damar hastalıklarında artarak ciddiyetini hissettiren sağlık sorunları yaşanıyor. Obeziteyi yaratan fazla kilo kaynaklı hastalıkların nasıl oluştuğunu incelediğimizde önemli bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyoruz.


Geçmiş yıllara baktığımızda insanlara gerekli olan kalori miktarı 1800-2500 iken, günümüzde tükettiğimiz kalori miktarı 2500-3000 ve üzeridir. Geçmişte tüketilen gıdanın az ama kişisel aktivitenin ise çok olduğunu biliyoruz. Bir örnek verecek olursak; kişi başına yıllık yiyecek tüketimi toplam 200 kg. iken bugün 300 kg.’mı aşmıştır. Öte yandan baktığımızda ise geçmişte hareketli yaşamıyla daha efor harcayan, beslenme yoluyla aldığı yağ ve karbonhidratları kolayca yakabilen insanımız bugün hareketsizleşmiş, teknolojinin gelişmesiyle birlikte sadece tuş ve düğmelere basarak dilediği herşeye sahip olmuştur. Daha hareketli yaşamdan daha kolay ve hareketsiz bir yaşama geçmiştir.


Annelerimizin, ninelerimizin kazanlarda çamaşır kaynattıkları günleri geride bıraktık. Makineye yerleştirilen çamaşırları yıkama için yalnızca bir düğmeye basmak yeterli, değil mi?  Geçmişte, babalarımız, dedelerimiz ise tarlaya, bağa, bahçeye ve işe giderken çoğunlukla yürüyerek gidiyorlardı. Ama şimdi öyle mi? Neredeyse herkesin kapısında en az bir otomobil bulunuyor.. Günlük yaşamın hızlı ritmi bizi otomobil kullanmaya zorlasa bile yaşamın dinamiklerini belirleyen yine biz olmalıyız. Yürüyüş ve düzenli hareketlilik, sağlıklı beslenme kadar önemlidir. Alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirme zamanı geldi, geçiyor bile..


Kaynak: SAĞLIK KULÜBÜ / Danişmend Gazetesi

HAREKETLİ OL SAĞLIKLI YAŞA

Kış öncesi sonbaharın son demlerini yaşadığımız günlerde sağlığımıza daha çok dikkat etmeliyiz. Sağlıklı yaşamın öncelikli ilkesi; dengeli ve doğru beslenme ve de koşullara bağlı olarak olabildiğince hareketli bir yaşam biçimini uygulamaktır.
Düzenli bir şekilde egzersiz yapan bireylerin yaşam enerjilerinin arttığını biliyoruz. Hareketli kişiler kendilerini daha iyi hissederken aynı zamanda çok daha iyi ve sağlıklı görünürler. Yaşam boyu egzersiz yapmak, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği ve ileri yaşlarda kemik yoğunluğunun azalması gibi sorunları azaltır. Kadınlar için bu çok daha önemlidir. Her gün, hiç değilse gün aşırı en az 30 dakika hızlı tempoda yürüyüş yapmak da iyi bir egzersizdir. Gebelik, doğum sonrası ve menopoz dönemlerinde kadınlar için egzersiz yapmak daha da önem taşır.  Egzersiz yapmayı bir yaşam biçimi olarak kabul edenler stresten uzak sağlıklı ve mutlu zamanlar geçirirler. Günlük hayatını programlarken temel gereksinimleri arasında egzersize de yer veren bireyler yaşam kalitesi açısından daha fark edilir olurlar. Önceden egzersiz yapmamış bir kişi hareketli yaşama geçerken sorun yaşayabilir, ancak bu geçiş döneminin ardından kendi vücudundaki değişiklikleri ve bunun önemini kavrayarak egzersizi hayatının önemli bir parçası haline getirecektir.


Düzenli hareket yapmak kas gücü ve bedensel esnekliğin yanı sıra kalp damar sistemini güçlendirerek dayanıklılığı da arttırır. Egzersiz akıl ve ruh sağlığı açısından da yararlıdır. Düzenli egzersiz yapanların gerilimden uzak, günlük telaş ve baskıların olumsuz etkisini hissetmeyen, zihnini zinde tutabilen kişiler olduğu saptanmıştır.
Egzersiz kilo kontrolü için de çok önemlidir. İdeal tartıya ulaşmak ya da kiloyu sabit tutmak için de egzersizden yararlanılabilir. Koşmak, yüzmek, tenis oynamak, bisiklete binmek, basketbol, voleybol, futbol, handbol vb. sporlar vücut hareketinin yoğun olduğu sporlardır.
Sağlıklı yaşamda doğru beslenme ve hareketlilik öncelikli ilkedir. Özel araç yerine toplu taşıtları tercih etmek, gidilecek yere varmadan bir kaç durak önce inip yola hedefe kadar hızlı bir yürüyüş eklemek, asansöre binmek yerine merdivenleri kullanmak, hızlı yürüyüşle alışveriş yapmak dahi hafif formda egzersiz yerine geçebilir. Egzersiz yapacakların bilmesi gereken önemli kurallar vardır. Önce, hiç egzersiz yapmamış olanlar gün aşırı 10 dakika gibi sürelerle egzersize başlamalı ve bunu zaman içinde en az 30 dakika olacak biçimde arttırmalıdırlar. Egzersiz öncesinde yumuşak ve yavaş hareketlerle gererek kaslar ısıtılmalıdır. Ani hareketler ve aşırı yüklenme özellikle daha önceden alışık olmayan bireylerde spor yaralanmalarına neden olabilir. Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz ise sağlık için hareketsizlik kadar zararlıdır.
Bilinen bir kronik hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce kendilerini izlemekte olan hekime mutlaka başvurmalıdırlar. Açık havada yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun olmadığı ortamları seçmek dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır. Düzenli hareketin Alzheimer riskini yarıya indirdiği, kadınlarda kolon kanseri riskini %30 azalttığı, dengeyi geliştirdiği, tansiyonu düzenlediği, daha çok yağ yakıldığı, bacakları güçlendirdiği, soğuk algınlığı ve grip olma riskini %50 azalttığı unutulmamalıdır.
Vücudumuz bizim yaşamsal aracımızdır. Egzersiz sırasında olduğu kadar gündelik yaşamımız sırasında da onu yanlış hareketle gelecek zararlardan korumamız gerekir. Uzun süre aynı şekilde durarak çalışmak zorunda kalındığında zaman zaman çalışmaya ara vererek gezinmek, oturuluyorsa kalkıp dolaşmak, kas yorgunluğunu azaltır. Ağır bir şey kaldırırken belden öne eğilmek yerine, çömelerek ağırlığı bedenin değişik bölümlerine paylaştırmak, belimizi korumak açısından önemlidir. Çalışılan masalar, tezgahlar ergonomik yükseklikte olmalıdır. Uzun süre oturularak yapılan işlerde oturulan koltuk ya da sandalye bel boşluğunu desteklemelidir. Ayakları dayamak için yükseltici basamak bulunmalıdır.
Çok bilinen bir atasözünü yinelemekte yarar görüyorum; “İşleyen demir ışıldar”. Bol hareketli, sağlıklı ve mutlu günler dilerim..


BLUE CRYSTAL GÜZELLİK MERKEZİ - TOKAT  ww.bcguzellik.com Tel: 0356 214 0014













FESTİVALLER KENTİ - VALENSİYA









Valensiya, Madrid ve Barselona’dan sonra İspanya’nın en büyük 3. şehridir. Madrid ile arasında 355 kilometre, Barselona ile arasında ise 303 kilometre bulunmaktadır. İspanya’da en büyük liman kenti Avrupa’da ise ilk 10 içerisinde yer almaktadır. Hem endüstriyel hem de stratejik konumu Valensiya’yı İspanya tarihinin en eski yerleşim yeri olarak kılmaktadır. MÖ 13. yüzyılda Romalılar tarafından kurulan Valensiya 15. yüzyılda ise konumundan ötürü birçok saldırıya maruz kalmıştır. 1982 yılında bağımsızlığını kazanmıştır.
Hem yumuşak iklimi hem de tarihi ve festivalleri ile Valensiya yıllık 8 milyon turist ziyareti ile Avrupa’nın gözde şehirlerinden biri olma yolunda.
Valensiya için 2 günlük ziyaret yeterlidir. İsterseniz Klasik İspanya yaparak içine Madrid ve Barselona da ekleyebilir ya da tek Valensiya programı çıkarabilirsiniz. İstanbul’dan uçuş süresi 3 saattir…
Valensiya eski ve yeni şehir olarak ikiye ayrılmıştır. Eski tarihi bölgesinde birçok katedral, pazar, kule ve kendine özgü mimari stilleri ile bezenmiş yapılar görebilirsiniz. Ulaşım ağı çok basittir. Metro veya otobüs kullanarak gün içerisinde turunuzu tamamlayabilirsiniz.
  • Bu şehir Festivali, gece hayatı, denizi, mutfağı ve tarihi dokusuyla ünlüdür.

Görmeden Gelmeyin:

Saint Mary’s Katedrali veya Valensiya Katedrali: Şehrin en önemli meydanlarından biri olan Plaza de la Reina’ya 50 metre mesafede bulunan Valensiya Katedrali şehrin en iyi muhafaza edilmiş katedrallerinden biridir. 1262’de yapımına başlanan katedral Roma, Barok, Neo Klasik ve Gotik unsurlar içerir. Kilise içerisinde müze ve şehrin simgesi haline gelmiş çan kulesi barındırmaktadır. Katedral ve meydan çevresinde birçok restoran ve kafe mevcuttur.
Mercado Central veya Central Market: Eski şehir (old town) bölgesinden devam ettiğinizde İspanya’nın en büyük kapalı pazarlarından biri olan Central Market içerisinde sebze, meyve, balık pazarı ve ayak üstü yemek yiyebileceğiniz tapas barlar bulabilirsiniz. Fiyatlar çok makul.
Torres de Quart veya Quart Tower: Yine old town bölgesinde görülebilecek yerlerden biri olan surlar şehrin giriş kapılarından birini oluşturmaktadır. Kulenin manzarası eşsiz. Kuleye çıkmak ücretlidir.
Alışveriş için artık aileden sayılan ve her köşe başında bulunan Avrupa’nın en büyük mağaza zinciri El Corte Ingles, daha neoterik ve kaotik isterseniz Centro Comercial El Saler, butik ve ağırlıklı olarak süs eşyaları mağazası arıyor iseniz Plaza Redonda‘yı tercih edebilirsiniz.
Bocadillo (sandwich) çılgınlığı için uzun kuyruklar bekleyeceğiniz bir cafe Bodega La Pascuala ve yöresel lezzetlerin adresi Llar Roman‘da İspanyol mutfağını keşfedebilirsiniz.
Ve Festival Şehri demişken her ağustosun son çarşambası Domates Festivali ve Mart ayında en büyük festival kabul edilen Las Fallas için programınızı yapın.
Açıkçası Valensiya’yı daha farklı bekliyordum. Bir Barcelona havası yaratacağı inancına kapılmıştım. Bir iki şey dışında ne ilgimi çeken ne de hafızama kazınan bir unsuru var. Tek Valensiya için gidilir mi bilemiyorum ama programınıza Alicante, SitgesBarcelona‘yı da eklerseniz daha keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.

Yapmadan Dönmeyin:

  • Plaza de la Virgen’de kahvaltı yapın. Ortalama Fiyat: 4.5 – 7 Euro
  • Mercat Central’de alışveriş yapın. Yöresel pazarda tapas deneyin. Taze meyvelerden satın alın.
  • Bisiklet kiralayarak sahile inin. Fiyat: Günlük 9 Euro
  • Yöresel yemeği Paella’yı El Bolon Verde Restaurante’de tadın. Fiyat: 25 Euro (Menü)
  • Plaza Del Ayuntamiento’da yürüyün. 
Kaynak: GAIA DERGİ

BLUE CRYSTAL GÜZELLİK MERKEZİ - TOKAT  ww.bcguzellik.com Tel: 0356 214 0014


BLUE CRYSTAL GÜZELLİK MERKEZİ - TOKAT  ww.bcguzellik.com Tel: 0356 214 0014

KALEIDOSCOPE - Hindistan’da üç kez “BOŞ OL” diyerek boşanma yasaklandı.

Hindistan’da erkeklerin eşlerini üç kez “boş ol” diyerek boşayabilmesine izin veren tartışmalı gelenek yasaklandı.
Uygulama “İslam’a aykırı olduğu ve anayasal ahlâkı ihlal ettiği” gerekçesiyle Yüce Mahkeme’de 2’ye karşı 3 oyla kaldırıldı. Yargıçlar verdikleri karara gerekçe olarak “bir erkeğin evliliğini garip ve değişken bir şekilde bitirmesine” izin vermenin “tek taraflı ve keyfi” olduğunu gösterdi.
Müslüman kadınlar, erkeklerin eşlerini üç kez “boş ol” diyerek boşamasına izin veren talâk uygulamasının eşitsizliğe sebep olduğunu ve kişisel özgürlük haklarını ihlal ettiğini savunuyor. 
Bazı durumlarda WhatsApp veya Skype gibi anlık mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla gönderilen “boş ol” mesajları kadınları zor durumda bırakabiliyordu. Bharatiya Muslim Mahila Aandolan (BMMA)* adlı kadın hakları savunucusu örgütün kısa süre önce yaptığı ankete göre, ankete katılan 4.710 Müslüman kadının yüzde 92’si tek taraflı boşanmaya izin veren bu geleneğin tamamen yasaklanmasını istiyordu.
BMMA’nın kurucu ortaklarından Zakia Soman“Bu bizim için çok mutlu ve tarihi bir gün. Adalet sonunda yerini buldu” derken; avukat Karuna Nundy“Kadınları mağdur eden ve dinle alakası olmayan bu geleneğin kaldırılmasının yenilikçi bir karar olduğunu düşünüyorum” diyerek mahkemenin kararının çok önemli olduğunu söyledi. Aktivist Feroze Mithiborwala ise Yeni Delhi televizyon kanalına, “Müslüman kadınlar bu geleneğin kaldırılması için 70 yıldır mücadele veriyordu. Artık seslerinin duyulmasının zamanı geldi” şeklinde açıklamada bulundu.
Erkeklerin eşlerini üç kez “boş ol” diyerek boşayabilmesine izin veren talâk geleneği Bangladeş ve Pakistan dahil olmak üzere yirmiden fazla Müslüman ülkede yasak. Fakat Hindistan’da yaşayan Hindu, Müslüman ve Hristiyan toplulukların evlilik, boşanma ve miras gibi konularda dini buyruklara bağlı kalmasına izin veren yasalar nedeniyle gelenek uygulanmaya devam ediyor.
*Müslüman kadınlar tarafından yönetilen ve Hindistan’daki Müslüman kadınların vatandaşlık hakları için mücadele veren bağımsız, seküler ve hukuka dayalı bir kitle örgütüdür.
Kaynak: DW, Al Jazeera / GAIA

BLUE CRYSTAL GÜZELLİK MERKEZİ - TOKAT  ww.bcguzellik.com Tel: 0356 214 0014
BLUE CRYSTAL GÜZELLİK MERKEZİ - TOKAT  ww.bcguzellik.com Tel: 0356 214 0014