15 Kasım 2017
MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ NASIL ALARM VERİR
Vücudumuza magnezyum kadar gerekli çok fazla şey yoktur. Magnezyum, 300’den fazla enzime etki eder. Hücrelere, kaslara ve sinirlere fayda sağlar. Kan basıncınızı düzenler. Metabolizmadaki protein ve kalsiyum oranını dengeler. Saydıklarımızın hepsinin sağlıklı bir bireyin vücudunda olması gerekir.
Neden magnezyum eksikliğine maruz kalıyoruz?
Eskiden günlük ihtiyacımız olan magnezyumu yediğimiz besinlerden rahatlıkla alıyorduk.
Fizyoloji uzmanı Rune Eliasson, endüstriyel çiftçilik nedeniyle yediğimiz besinlerdeki magnezyum oranının ciddi şekilde düştüğünü ifade ediyor.
Eliasson, ABD’de yaptığı çalışmada 1914 ile 1992 yılları arasında bir elmanın besleyiciliğinin %82 oranında azaldığını söylüyor.
Magnezyum eksikliğinin bir diğer nedeni de insanların beslenme şekillerini değiştiriyor olmaları. İnsanlar artık nadiren fasulye, balık, ceviz vb. gibi besleyici ürünler tüketiyorlar.
Magnezyum eksikliğinin 13 işareti
1- Kas tutulması
Eğer bacağınızda yer alan kasların olduğu bölgede tutulmalar yaşıyorsanız, vücudunuz magnezyum eksikliğinden dolayı sizi uyarıyor demektir.
Uyumadan önce magnezyum içeren şeyler yemeyi veya içmeyi deneyin. Hem rahat uyursunuz hem de kasılma yaşamazsınız.
2- Astım
Yapılan araştırmalara göre kanınızdaki magnezyum oranı arttığında daha rahat nefes alındığı görüldü.
Ünlü tıp dergisi The Lancet’ta yayımlanan makalelerde de vücuda giren magnezyum arttığında astım belirtilerinin gözle görülür şekilde azaldığı yazıldı.
3- Uyuşukluk
Uyuşukluğun en büyük nedeni magnezyum eksikliğiymiş. Vücudunuzda sık sık uyuşma hissediyorsanız magnezyum içeren besinler tüketmeniz önerilir.
4- Migren
Magnezyum eksikliği sebebiyle kaslarınız gerilmeler neden olur ve bu da migrene dolaylı olarak sebep olur.
Fazladan magnezyum takviyesinin ise bulantı ve ışığa karşı hassaslık gibi migren belirtilerini ortadan kaldırdığı biliniyor.
5- Kabızlık
Bağırsaklarınızın işlevlerini yerine getirebilmesi için magnezyuma ihtiyacı vardır.
Magnezyum eksikliği kabızlığa neden olur. Magnezyum dışkıyı yumuşattığından eksikliği halinde kabız olmak olasıdır.
6- Kalp ritm bozukluğu
Magnezyum eksikliği nedeniyle kalp ritm bozuklukları görülebilir.
Magnezyum, damarları koruduğundan eksikliği halinde bu tür rahatsızlıklar görülmesi olasıdır.
7- Depresyon
Magnezyumun, beyninizin işlevselliği ve ruh halinizi direk olarak etkilediği biliniyor. Bazı uzmanlar günümüzdeki besleyici olmayan ve az magnezyum bulunan yiyeceklerin insanları depresyona soktuğunu iddia ediyor. 2015 yılında 8.800 kişinin yer aldığı bir araştırmada, 65 yaşından küçük ve yeterince magnezyum içeren yiyecekler tüketmeyen bireylerin depresyona girme riskinin %22 daha fazla olduğu kanıtlandı.
8- Uyku sorunu
Uyumakta güçlük çekiyor ve uyuyunca da en küçük seste uyanıyor musunuz?
Bunun nedeni de magnezyum eksikliği olabilir. Daha iyi bir uyku için daha fazla magnezyum içeren yiyecek tüketmeniz gerekiyor.
ABD’de yapılan bir araştırmada magnezyum alımı yüksek olan bireylerin rahatça uykuya daldıkları kanıtlandı.
9- Tatlıya düşkünlük
Vücudunuzda yeterince magnezyum yoksa ve vücudunuz sizi uyarmaya çalışıyorsa, bunu şekerinizin düşmüş olabileceği yanılgısıyla karıştırmanız mümkün. ‘Tatlı krizim tuttu’ dediğiniz anlarda ceviz, fındık veya meyve yemeyi deneyin. Yanıldığınızı anlayacaksınız.
10- Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon günümüzde hemen herkesin karşılaştığı yaygın bir sorun.
Magnezyum, doğal bir kalsiyum kanal blokeri gibi davranarak tansiyonunuzu dengelemeye yardımcı olur.
Britanya’da 2013 yılında yapılan bir araştırmada, magnezyum alımının arttırılması halinde tansiyonun dengelendiği kanıtlandı.
11- Eklem ağrısı
Bazıları, diğerlerinden daha fazla ve anormal bir şekilde eklem ağrısı çeker.
Magnezyum alımını arttıran ve eskiden eklem ağrısı sorunu yaşayanlar, magnezyum alımından sonra eklem ağrılarının geçtiklerini belirtiyorlar. Fazladan magnezyum alımının yok denecek kadar az yan etkisi olduğundan ve zararsız olmasından dolayı, ekstra magnezyum tüketimi denemeye değerdir.
12- Kronik yorgunluk
Kronik yorgunluk sendromu olanlara doktorlar tarafından magnezyum içeren yiyecekler tüketmeleri tavsiye edilir.
Brezilya’da yapılan bir araştırmada, fazladan magnezyum tüketiminin koşucuların performansını arttırdığı ve yaşlılardaki yorgunluk hissini azalttığı görüldü.
13- Kalsiyum eksikliği
Magnezyum eksikliği aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü vücudun kalsiyumu emmesi için magnezyuma ihtiyacı vardır.
Magnezyum alımını arttırma yolları
- Magnezyum takviyesi, doktorunuzun reçetesi dahilinde eczanelerden temin edilebilir.
- Magnezyum klorür (Tadı acıdır ancak çok etkilidir), magnezyum sitrat (Kalp çarpıntınız varsa bunu kullanmak daha sağlıklıdır) ve magnezyum sülfat (Küvetinize döküp rahatlamak için idealdir) eczanelerde bulabileceğiniz takviyelerdendir.
- Kadınların günde en fazla 280 mg, erkeklerin ise 350 mg magnezyum alımı yapması gerekir. Tabii ki önce doktorunuza danışmanız gerekiyor!
Magnezyum açısından zengin besinler nelerdir?
- Kakao: Bitter çikolataların her 100 gramında 100 miligram magnezyum bulunur.
- Koyu yapraklı sebzeler: Pazı, marul, ıspanak
- Meyve: Muz, kayısı, avokado, şeftali ve erik
- Badem, kaju, ceviz
- Baklagiller: Fasulye ve mercimek
- Esmer pirinç, darı, yulaf
- Patates
- Kabak
Magnezyumun vücudumuza olan katkısı ve eksikliği halinde karşılaşabileceğimiz hastalıklar hakkında derlediğimiz eğitici haberi arkadaşlarınızla paylaşmayı ihmal etmeyin.
İŞTE 11 KANIT
KADIN OLMANIN GÜÇLÜĞÜNÜN 11 KANITI
1. İstemeseniz de topuklu ayakkabı giymek zorunda olduğunuz durumlara katlanırsınız.
2. Başkasının uğraşmak istemeyeceği içi kurumuş yağ dolu bir fırın tepsisiyle tek başınıza başa çıkarsınız.
3. Hem işinize hem de ev işlerine aynı özeni göstermek için uğraşırsınız.
4. Kendiniz de hasta olsanız, o tavuk suyuna çorbayı sizin pişirmeniz gerekir.
5. Tüm aile üyeleri inatçı lekelerle savaşacak tek kişi olarak sizi bilir, size gelirler.
6. Dışarı çıkarken sadece kendinizin değil eşinizin de ne giyeceğini siz seçersiniz.
7. Onca işin içinde çocuğunuzun veli toplantısı gününü de unutmamanız gerekir.
8. Çalışmıyorsanız, evi çekip çevirirken evin ekonomisine biraz da olsa katkıda bulunmak için didinirsiniz.
9. Mevsim değişimi sizin için sadece güzel havaların değil bahar temizliğinin de habercisidir.
10. Çocuklarınızın sadece okulda öğrendikleriyle değil, evde öğrendikleriyle de iyi bireyler olarak yetişmesi için çabalarsınız.
11. Toplumdaki tüm ön yargı ve klişelerle tek başınıza göğüs germeniz gerekir.
ÖĞRETMENLER NEDEN YORGUN?
Derslerden sonra yorgun hissediyor musunuz?
Daha doğrusu, en son ne zaman derslerden sonra yorgun hissetmediniz?
Eğer tanıdığım çoğu öğretmen gibiyseniz, ben ve eşim dahil, günün sonunda yorgun hissetmek bir yaşam şekliniz haline gelir. Buna o kadar alıştık ki, nasıl daha farklı olacağını hayal etmek bile zor.
Öğretmen olmayan arkadaşlarımız nasıl bu kadar bitkin olduğumuza inanmakta zorlanıyorlar. Sonuçta taş taşımıyoruz ya da son teslim tarihi baskılarıyla çalışmıyoruz ya da en fazla ürünü satan olmak için iş arkadaşlarımızla rekabet etmiyoruz ya da ensemizde insafsız bir patronun nefesini hissettiğimiz aşırı rekabetçi bir ofiste çalışmıyoruz. Çocuklarla çalışıyoruz! Günde yedi saat çalışıyoruz! Kendi programlarımız üzerinde çok fazla kontrolümüz var. Yaz tatilimiz var! Bazı öğretmenlerin kafasında bu düşünceler var ve dertlerinin ne olduğunu merak edip duruyorlar. Nasıl bu kadar yorgun olabiliriz? Nasıl?
Üç sebebi var.
Karar Yorgunluğu ve İrade
Psikolog Roy Baumeister, insanların sınırlı bir irade gücü olduğunu bulduktan sonra “benlik kaynaklarının tükenmesi” adını verdiği bir kavram ortaya koydu. Baumeister irade gücünü, güçlenebilen ama aynı zamanda kullanılarak yıpratılan bir kasa benzetiyor. Benlik kaynaklarının tükenmesinin genel bir etkisi bulunuyor. Yani hayatınızın bir alanında öz-kontrol kullanmak, yaşamınızın diğer alanlarındaki öz-düzenleme (kendini regüle etme) becerinizi ciddi anlamda sarsıyor. Baumeister, öz-kontrol için çaba sarf etmenin kan şekeri düzeylerinde belirgin bir düşüşe sebep olduğunu buldu. Düşük kan şekeri ise fiziksel yorgunluğa sebep oluyordu. Bu da, taşıdığınız en ağır şey ders kitabı olsa bile kendinizi bu kadar bitkin hissetmenize sebep oluyordu.
Bir öğretmen olarak ne sık öz-kontrolünüzü kullandığınızı düşünün. Bütün gün kendi benliğimizi sansürlüyoruz aslında. Alaycı bir yorumu içimizde tutuyoruz, tek istediğimiz ona ders vermek olsa da tembel bir öğrencinin yanından uzaklaşıyoruz, müdürün en yeni fikirleriyle ilgili dürüst düşüncelerimizi kendimize saklıyoruz, bir ebeveynden gelen saygısız bir mail’e profesyonel bir şekilde cevap veriyoruz, bazen hiç istemesek de bir öğrenciyle çalışıyoruz, Facebook’u kontrol etmeyi yeğlediğimiz bir saatte ertesi günü planlıyoruz ve bazen neredeyse küfür edecek duruma gelsek bile kendimizi tutuyoruz. Öğretmenler öz-kontrollerini sürekli kullanan insanlardır.
Ama en büyük vurgunu yediğimiz şey başka: Karar vermek de irade gücünü kullanır. Araştırmacılar buna “karar yorgunluğu” diyor. Gün boyunca ne kadar çok karar alırsanız, o kadar fazla özgür irade kullanıyorsunuz. Araştırmalar, suçluların şartlı tahliye kurullarına günün erken saatlerinde gittiklerinde, günün sonuna yakın gittiklerinden çok daha iyi olduklarını söylüyor. Benzer bir şekilde, ilk sırada değerlendirilen bir öğrenci ödevinin en son değerlendirilenden daha adil bir not aldığını ortaya koyuyor araştırmalar. Koca bir günü kararlar vererek geçirdikten sonra iyi kararlar alacak enerjimiz kalmıyor.
Öğretmenlerin her okul gününde yaklaşık 1,500 karar verdiği tahmin ediliyor. Bütün bu kararlarla, çocuklara öğretmenlik yapmanın gerekliliği olan bütün öz-kontrolü birleştirirseniz, irade gücümüzün saat beşe kadar tükenmesi hiç de şaşırtıcı değil. Gerçekten bitkin oluyoruz.
Yoğun duygular
Öğretmenlerin yorgun olmalarının ikinci sebebi de yoğun duygular. Öfke, hayal kırıklığı, heyecan ve sevinç gibi yoğunluğu yüksek duygular fizyolojik olarak külfetlidir. Olumlu duygular, tıpkı olumsuz duygulara benzer fizyolojik tepkileri uyandırır: Nabzımız hızlanır, ter bezlerimiz harekete geçer ve kolayca tedirgin oluruz. İster olumlu olsun ister olumsuz, vücudumuzun stres tepkisini harekete geçirdiği için yoğun duygular bizi çok yorar.
Öğretmenlere, derslerinde coşkulu olmaları öğretilir. Pek çok öğretmen bunun en etkili yol olduğuna inanırlar. Enerjik olmalılardır. Bu doğru olabilir, ancak öfke, hayal kırıklığı ve hatta tedirginlik anlarıyla birleşen heyecan ve coşkunuz da sizi yoracaktır.
Endişe
Beklendiği üzere kaygılanmak da yorgunlukla ilişkilendiriliyor. Endişelendiğimizde negatif olayları hayal eder ve bekleriz. Stres seviyemiz artar ve vücudumuz savaş ya da kaç tepkisini harekete geçirir. Kalplerimiz daha hızlı atar, terleriz ve bağışıklık sistemimiz bir tepkiye hazırlanır. Bunun sonucu olarak bitkin düşeriz.
Öğretmenler çok çeşitli sebeplerle kaygılanırlar:
- öğrenciler öğrenmiyor
- davranış sorunları
- bir ders fiyaskoya dönüşüyor
- yarın bir yardımcı öğretmen geliyor
- bir veli öfkeli
- müdür gözlem yapmak için geliyor
- fotokopi makinesi bozuk ve ben şimdi ne yapacağım?
- öğretmen arkadaşım bana çok kızgın
Peki o zaman neden mi sürekli yorgunuz: Tonlarca karar veriyoruz, yoğun duygular arasında gidip geliyoruz ve çok fazla endişe ediyoruz.
Ama bu konuda yapabileceğiniz bir şeyler var. Bir sonraki yazım, her bir nedene yönelik stratejiler olacak. Ve böylece umarım günün sonunda hepimiz evimize daha fazla enerjiyle döneriz.
14 Kasım 2017
ATA'DAN ÖZDEYİŞLER
ATATÜRK’ÜN BUGÜNÜ DE AYDINLATAN ÖZDEYİŞLERİ
Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz. (1921)
Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete nazaran dost ve düşman nazarındaki mevkii farklı olur. (1927)
Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.
Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim.
“Biz barış istiyoruz” dediğimiz zaman “tam bağımsızlık istiyoruz” dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağılaşarak ölmekten ise şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız.
Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz. (Nutuk)
Bilge Önder
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Kaynak: Bütün Dünya/Derleyen: GAZİ GÜDER
MAKARNA HAKKINDA TÜM BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN!
Şefika Onur AKATAY lezzet tutkunları için inceledi:
NİYOKKİ MAKARNA
Bir süredir adını sıkça duyduğum bir yerdi Niyokki. Geçen ay Gurme Festivali’nde ne yaptıklarını, nasıl yaptıklarını biraz olsun gördüm ve tattım. O gün yediğim ve ismini sonradan öğrendiğim, Roma Negro Linguine harikaydı. Bu siyah makarna, sübye, karides, dil balığı, somon, midye ve krema ile birleşince hatırımdan çıkmayan bir lezzet haline geldi. Bana da Niyokki’yi ziyaret etmek şart oldu.
Öncelikle belirtmek istediğim bir nokta var: Makarnadan niye korkuyoruz biz? Çünkü yanlış veya eksik bilgilere sahibiz. Makarna bilinenin aksine un ve sudan oluşmuyor, durum buğdayı irmiğinden yapılıyor. Yani yumuşak (ekmeklik) buğday unundan değil. Durum buğdayı irmiği, daha az karbonhidrat, yüksek protein içerir. İçinde makarnaya sarı rengi veren pigment maddesi yüksektir. Semolina unu ise durum buğdayının iki kez daha öğütülmüş olanı diyebiliriz. İtalya’da bu undan yapılmayan makarnalar ‘pasta’ adı verilen gerçek makarna kategorisine giremezler. Peki bu makarna kilo yapar mı? Hayır. Durum buğdayı, kan şekerini hızlı yükseltmez, tok tutar ve B vitamini için iyi bir kaynaktır. O yüzden aklınızda olsun, makarnayı haşlarken az su kullanıp, olabildiğince vitamini içinde bırakın.
Bu ön bilgilerden sonra gelelim Niyokki’ye. Niyokki ne demek ola ki diyenlere hemen söyleyeyim, ‘Gnocchi’ adındaki bir makarna çeşidinin okunuşu aslında. Gnocchinin hamur harcında patates de kullanılıyor.
Niyokki’nin kurucusu, işletmecisi ve tabi tüm makarnaların yaratıcısı Ufuk Bıyık. Bilkent Station’daki Niyokki’yi 4-5 ay önce açmış ama onun öncesinde yaklaşık 20 yıldır bu konuda çalışıyor ve üretiyormuş. Onca tecrübe, bugün burayı ortaya çıkarmış. Duyunca inanamadım, tam 650 çeşit makarnaları var. Her gün burada 100’e yakın çeşit makarna bulmak mümkün. Hepsi de günlük olarak hazırlanıyor. Menü, istediğiniz makarnayı, içeriği ve sosu birleştirip kendi kombinasyonunuzu yapmanıza da olanak sağlıyor. Ya da hepsi birbirinden farklı ve lezzetli mevcut çeşitlerden de seçebiliyorsunuz.
İkram olarak getirdikleri salatayı çok beğendim. Minik bir kase içerisinde ince kıyılmış roka, reyhan, nane ve ıspanak var. Üzerine de domates.
Vitrinde duran makarnaları görünce seçim yapmakta biraz zorlanabilirsiniz. Rengarenk, şekil şekil. Ben onlara bakarken bir yanda camın arkasında yenileri üretiliyor. Hepsi semolina unuyla yapılıyor. Yani durum buğdayı irmiği. Unutmadan, bu makarnalardan pişmemiş halde de satın alıp, evinizde pişirebilirsiniz. Ben bunu da denedim. Aldığım el açması lazanya hamuru, bugüne kadar yediklerimin en iyisiydi. Öyle bir yapısı var ve ince ki, 20-30 sn de haşlanıyor.
Fettuccine, penne, linguine, fusulli, papardelle, rigatoni, bucatini, tagliatelle, spaghetti… diye gidiyor liste. Bir de içi malzemeliler var tabi: Ravioli ve tortelloni. Şekiller farklı, renklerde öyle. Bu renkleriyse, sıkılan doğal sebze ya da meyve püreleriyle sağlıyorlar. Pancar, havuç, ıspanak, domates, sübye, balkabağı, böğürtlen, vişne… gibi malzemeler kullanılıyor.
Porsiyonlarda pişmemiş haliyle 200 gr. makarna var. Haşlama süreleri 3-4 dk. servis süresiyse 10 dk civarında. Müthiş bir yemek yemek için oldukça kısa bir süre. Yemek diyorum çünkü, makarna Niyokki’deki gibi hazırlandığı zaman gerçek bir yemektir. Başka hiçbir şeye ihtiyaç duyulmaz. Bu arada farklı unlar da kullanıyorlar. Kepek, tam buğday, siyez gibi… Buna bayıldım ayrıca.
Makarnanın hamuru kadar sosu da önemli tabi. Pesto, domates, dört peynirli, kremalı, cheddar, carbonara, bolonez, arabiata, sebzeli soslar, mantarlı soslar, etli soslar, deniz ürünlüler… Makarna çeşitlerinde olduğu gibi bunda da bu işin sonu yok. Hepsi ve daha fazlası yer alıyor menüde. Patlıcan en sevdiğim tatlardandır. Milano linguinede diğer sebzelerle birlikte kullanılmış. Sırf patlıcanlı, kremalı bir sos da yakışır sanki bu makarnalara.
Raviolilerde de Ufuk bey yine yaratıcılığını konuşturmuş. Beş peynirli, köz patlıcanlı, somonlu sübyeli, etli, porçini mantarlı ve balkabaklı gibi birbirinden leziz seçenekler var. Ben iki ayrı tortelloni denedim. Üç renkli beş peynirli ve bir de et dolgulu. İkisi de nefisti. Ispanak, dağ mantarı, hellim-ceviz gibi çeşitler de var. Ayrıca tüm porsiyonlar ciddi anlamda doyurucu.
Lazanya hamuru müthişti demiştim. Klasik bolonez soslusunun yanında, dağ mantarı, tavuk ve pesto içeren ikinci bir çeşit daha var.
Menüde yerel tatlar da atlanmamış. Klasik mantı ve Çerkes mantısı olarak bilinen Haluj da var. Haluju genelde patatesli ya da peynirli yaparlar ama burada etli yapılmış. Domates ve fesleğenle hazırlanan basilico sos ile servis ediliyor. İsterseniz yoğurtla, klasik mantı gibi de yiyebilirsiniz.
Ayrıca salatalar, aperatifler ve makarnasız seçenekler de var. Tüm malzemeler, farklı yörelerin en iyilerinden seçilip, getirtiliyor.
Tabi ki böyle bir yerde şarap olmadan olmaz. Niyokki için özel hazırlanan sofra şarapları menüye iyi bir eşlikçi olacaktır. Limonatalarının nefis olduğunu da belirteyim.
Kapanışı da İtalya n usulü sufle, tiramisu veya panna cotta ile şahane bir şekilde yapın derim.
İtalya’dan gelen çeşitli soslar ve zeytinyağı gibi ürünleri de isterseniz ayrıca satın alabiliyorsunuz.
Bir süre önce Kent Park AVM içinde bir şube de açmışlar. Burada Bilkent’teki kadar çeşit yokmuş ama yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Sonuçta lezzetler aynı. Yakın zamanda başka bir şube daha geliyor duyduğuma göre.
Ufuk Bıyık, makarna ve soslar konusunda kendini aşmış bir durumda bana kalırsa. Tüm kombinasyonları, lezzet uyumlarını 7/24 kafasında tasarladığına eminim. O yüzden sıkça menünün dışında üretimler de yapıyor. Yani menü aslında her gün değişiyor, gelişiyor.
Makarna ile ilginç denemeler de yapıyor. İskender, karnıyarık, dolma, şiş kebap gibi😊 Bu işi aşkla yapan birini görünce anlarım. İşin sırrı tamamen burada zaten.
Fiyatlarsa her biri bir ana yemek olan bu makarnalar için oldukça makul.
Bana yeniden ve böyle keyifle makarna yediren Niyokki’yi çok sevdim. Deneyin, alışkanlık yapacak…
Her gün açık…
10.00-22.00 Cuma-Cumartesi 11.30-00.00
Merkez: Bilkent Station/Ankara
Şube: Kentpark AVM
Kaynak: Gurme Rakun / Şefika Onur AKATAY
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)