06 Aralık 2017

ÖNCE TERK EDİLDİ SONRA AÇIK HAVA MÜZESİ OLDU

DOEL KASABASI GRAFİTİ MÜZESİNE DÖNÜŞTÜ
Doel Grafiti Muzesi Belcika 41 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Belçika’nın Anvers (Antwerpen) şehri yakınlarında yer alan Doel kasabası, bölgeye nükleer santral kurulması nedeniyle hayalet bir kent halini aldı. Terk edilen evler, cadde ve sokaklar ise grafiti sanatçıları için dev bir açık hava atölyesine dönüştü. Bugünlerde ise Doel, grafiti açık hava müzesi olarak küllerinden yeniden doğuyor.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 6 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Doel kasabası, hayalet şehri andıran görüntüsü ve grafiti sanatçılarının marifeti sayesinde bugünlerde turistlerin uğrak mekanı haline geldi.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 9 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
ÖNCE SANAYİ SONRA NÜKLEER SANTRAL KENTİ BİTİRDİ
Doel kasabasının terk edilmesinin hikayesi, 1990’lı yılların sonunda Flaman bölgesi hükümetinin, kasabanın boşaltılarak endüstri ve Anvers şehri limanına bağlı bölge olması yönündeki kararı ile başlar. Evlerinin değeri yarı yarıya düşen kasaba sakinlerinden bazıları gönüllü olarak evlerini satarak kasabayı terk eder. Bazıları da azalan nüfusla birlikte artan hırsızlık olayları nedeniyle evlerini boşaltmak zorunda kalır.
Buna karşılık boş evlerin kapılarını kırarak içine yerleşen ve evlere sahip çıkan çocuklu aileler de olur. Devlet, bu duruma bir süre ses çıkarmasa da diğer yandan bazı evlerin yıkımına başlar.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 17 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Direnen kasaba sakinleri ise ‘Doel 2020’ isimli bir platform kurarak kasabanın akıbetiyle ilgili kararı Danıştay’a götürür. Danıştay, devletin yıkımlarını durdursa da, bölgeyi zaten terk eden halk, geri dönmeyi planlamıyor.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 18 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Kasaba, dimdik ayakta kalan, hatta büyük kısmı eşyalı olan evler ile korku filmi yapımcılarına canlı stüdyo fırsatı veren bir kasaba görüntüsü içerisinde. Bir tarafında devasa nükleer santral, diğer tarafında sürekli büyüyen bir limanın ortasında kalan küçük Doel kasabası, grafiti sanatçılarının marifteli ile şimdilik turistler için Belçika'da ziyaret edilmesi gereken mekanlar arasında yerini almış.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 19 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
GRAFİTİ SANATÇILARI YENİDEN CANLANDIRDI
Kasaba bu günlerde yeniden doğum sancıları çekiyor. Dünyanın en ünlü grafiti ve sokak sanatçıları tarafından renkli hale getirilmiş kıyamet sonrası atmosferi andıran boş sokakları ve terk edilmiş evleri her yıl binlerce ziyaretçiyi büyülemekte.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 23 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
1970 yılında Doel’de yaklaşık 1700 kişi yaşıyordu. Bugün ikamet edenlerin sayısı ise sadece 30 ve bunlarında tek derdi kasabayı canlı tutmaya çalışmak ve terk edilmiş de olsa evlerin yıkımını engellemek. Belirsizlik Doel’in geleceğini 1970’lerde belirlemeye başlamıştı. Yerel yetkililer Rotterdam’dan sonra Avrupa’nın ikinci deniz limanı Anvers’i genişletme kararı almıştı. Bu karar Doel sınırlarını da kapsıyordu ve kasabaya yeni ev yapımı dondurulmuştu.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 24 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
İşte bu yüzden genç evli çiftler mevcut konut eksikliği nedeniyle kasabayı terk etmeye ve başka yerlere yerleşmeye zorlandı. Her nasılsa, 70’lerin sonlarında protesto grupları ve yerel politikacılar Doel’in limana dahil olduğu planları durdurdu. Bu kasabanın idam kararının ertelenmesi anlamına geliyordu.
“BU EVDE HALA YAŞAYANLAR VAR”
Ancak umutlu günler kısa sürdü. 1990’ların ortasında Anvers’in genişletilmesi tartışmaları yeniden başladı. Bu seferki plan kasabanın sonuna işaret eden yeni bir rıhtım ve iki konteyner terminalinin inşasını kapsıyordu.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 26 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Yaşayanların çoğu kasabayı 2000 yılı öncesinden terk etti. Tercih hakları ellerinden alınmadan önce mülklerini gönüllü olarak sattılar. Bununla birlikte, bir avuç insan kasabayı terk etmeye henüz hazır değildi ve bir direniş hareketi başlattılar – Doel2020.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 27 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Hâlâ kırık pencerelerinden dalgalanan perdelerin olduğu ve içindeki mobilyalarının çürümeye terk edildiği evlerin aksine “Bu evde hâlâ yaşayan var” tabelasını kasaba meydanında gururla asmakta bazıları.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 31 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
“SANAT KÖYÜ KURTARABİLİR”
Doel2020 kampanyasını destekleyen insanlar kasabayı liman genişletme inşaatına kurban etmeden kahvehaneler ve restoranlar ile Scheldt Nehri üzerinde bir deniz müzesi inşa ederek sanata adanmış bir kasaba oluşturma hedefindeler.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 33 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Kasabayı terk etmeyenler “Sanat köyü kurtarabilir” sloganıyla yola çıktıkları yolda bazı ünlü sanatçıların da desteğini almış durumdalar.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 34 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Bunların arasında halen aktif olan günümüzün en önemli ve etkili ressamlarından biri Belçikalı Luc Tuymans ve İtalyan Arte Povera‘nın en ünlü savunucularından biriMichelangelo Pistoletto bulunuyor. Gerçek kimliği henüz bilinmeyen son yılların dünyaca ünlü İngiliz grafiti sanatçısı Banksyin de kampanyayı desteklemesi için çağrıda bulunuldu.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 36 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Belçika, Hollanda ve Fransa’dan sokak sanatçıları çizdikleri grafitlerle Doel evlerine damgalarını vurdu.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 37 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
MÜCADELEYE DEVAM
Otoriteler ile yerel halk arasında Doel’in geleceği için mücadele halen devam ediyor. Yerel halk azmin ve dirayetli duruşun sonucunda mahkemede zafer kazanacaklarına inanıyor. Böylelikle Avrupa’nın en şaşırtıcı gizli yerlerinden birinin yaşatılacağını umuyorlar.
Doel Grafiti Muzesi Belcika 38 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü
Doel Grafiti Muzesi Belcika 39 Belçika’da Grafiti Açık Hava Müzesi’ne Dönüşen Hayalet Kasabanın İlginç Öyküsü

6 SAAT TV - 3 SAAT İNTERNET - 1 DAKİKA KİTAP OKUMA


turkiye kitap okumuyor Türkiye kitap okumuyor!





TÜRKİYE DÜNYADA EN AZ KİTAP OKUYAN ÜLKELER ARASINDA YER ALIYOR
Yüzde 39 hiç kitap okumuyor
Kitap okumak, ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor
    Kitap okumaya günde sadece 1 dakika ayırıyor
    Televizyon izlemeye ise günde 6 saat ayırıyor
    İnternet ve sosyal medyaya günde en az 3 saat ayırıyor
    Cep telefonuyla konuşma ve sosyal medya kullanımında Avrupa        birincisi
    Dünyada en az kitap okuyan ülkeler arasında
Seçim sonuçlarına, nefret ve linç kültürüne, ötekileştirmelere, insanlara ve hayvanlara yapılan kötülüklere, ağaç katliamına şaşırıyoruz… Nasıl oluyor da böyle oluyor diyor sonra da ‘ne olacak bu memleketin hali’ diye yakınıyoruz ya… 
Yanıtı belki de “kitap okumuyoruz”da saklı olabilir.
Araştırmalar ne yazık ki, hayatı poptan, toptan, Facebook ve televizyondaki evlilik / kayıp programları ile dizilerden ibaret, tüm bildikleri televizyon haber spikerleri, program yapımcı ve sunucuları, internet sitesi editör ve sosyal medya ‘admin’leri ile dedikoducu sosyal ağ kullanıcılarının paylaştıkları, yazdıkları yorumlar ile sınırlı, okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, bilmeyen, öğrenmeyen, öylesine yaşayıp giden, dolayısıyla da ‘bilgisi olmayan ama mutlaka fikri olan’ bir toplum olduğumuzu ortaya koyuyor.
turkiyede populer kultur Türkiye kitap okumuyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de geçtiğimiz yıl 50 binin üzerinde kitap basıldı. Fakat raporlara göre Türkiye, dünya sıralamasında en fazla kitap okuyan ülkeler arasında son sıralarda. Kitap basma oranı arttı ancak okuma oranı hala yetersiz. Araştırmaya göre, Türkiye'de kişi başına 8.4 kitap düşerken, kitap okumaya ayrılan süre günde ortalama 1 dakika. Buna karşılık günde ortalama 6 saat televizyon izleniyor, 3 saat internete bağlanmak için ayrılıyor.
Araştırmaya göre; İngiltere ve Fransa’da toplumun yüzde 21’i, Japonya’nın yüzde 14′ü, İspanya’nın yüzde 9’u düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca on binde 1 kişi kitap okuyor.
turkiyede kitap okunmuyor Türkiye kitap okumuyor!
DHA’nın haberine göre, çocukların ne kadar erken kitap okumaya başlarlarsa alışkanlık kazanmalarının o kadar kolay olacağını dile getiren Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Elçin Gölbaşı, "Çocuklara kitap hediye edilmesinde bile Türkiye 180 ülke içinde 140'ncı sırada yer alıyor. Genç nüfusun ağırlıklı olduğu Türkiye'de kişi başına 8.4 kitap düşüyor. Kitap okumaya ayırdığımız süre günde ortalama sadece 1 dakika. Buna karşılık TV izlemeye ortalama 6 saat, internete bağlanmaya ise 3 saat ayırıyoruz. “Türkiye’nin Okuma Alışkanlığı” isimli çalışmaya göre, Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap, 235'inci sırada yer alıyor" ifadelerinde bulundu.Kitap okuma alışkanlığı edinmeleri için çocukları bebekliklerinden itibaren kitapla tanıştırmak gerektiğini söyleyen Gölbaşı, "Anne ve babalara bu noktada büyük görev düşüyor. Ebeveynin kitaptan aldığı haz ve duyduğu neşe çocuğuna bulaşacaktır. Kitap sevgisini aşılamak için kitap alışverişlerini birlikte yapmak, çocuğa ait bir kütüphane oluşturmak, kitaptaki öyküler üzerine sohbet etmek, birlikte kitap okuma saatleri yapmak çok önemli. Unutmayın ki çocukların karakterlerinin şekilleneceği yaşlarda örnek alacakları ilk kişiler onlara en yakın mesafede duran anne babalarıdır” dedi.
kitap okumayan turkiye Türkiye kitap okumuyor!
İKSV'nin raporu da, Türkiye'nin kültür sanat alanındaki kötü tablosunu gözler önüne seriyor. Haziran-Eylül 2016 tarihli araştırmanın sonuçlarına göre, yüzde 39'u hiç kitap okumuyor, toplumun yüzde 49'u hiç sinemaya gitmemiş, yüzde 66'sı konser, tiyatro ya da opera gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış, yüzde 47'si dergi okumuyor…

TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI OLDU

Çin’de 1400 yıllık ginkgo ağacını görebilmek için ülkenin dört bir yanından on binlerce kişin Shaanxi eyaletini ziyaret ediyor.
1400 yillik ginkgo agaci 1 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağıBu özel ağacı, yaşı, geniş gövdesi ve büyüklüğü kadar, sonbaharda geniş bir alanı sapsarı boyayan döktüğü altın renkli yaprakları da ilginç kılıyor.
Ağaç, Xi'an şehir merkezinden yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Zhongnan Dağları'ndaki Gu Guanyin Budist Tapınağı’nın bahçesinde yer alıyor.
Ağacın, Tang İmparatoru Taizong ya da Çin Tang hanedanının ikinci imparatoru Li Shimin tarafından dikildiği söyleniyor.
1400 yillik ginkgo agaci 2 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Fotoğraflardaki, "sarı okyanus" olarak adlandırılan muhteşem görüntüyü toprağa dağılmış altın sonbahar yaprakları oluşturuyor.
Geçmiş yıllarda da sonbaharda güzel sarı güz yaprakları nedeniyle antik ağaç popüler olmuştur.
1400 yillik ginkgo agaci 3 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Muhteşem ağacın, olağanüstü güzellikteki fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldıktan sonra kısa sürede viral oldu.
Ağacı görmek için on binlerce kişi tapınağa gelmeye başladı.
1400 yillik ginkgo agaci 4 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Öyle büyük bir ilgi oldu ki, izdiham yaşanmaya başladı. Bunun üzerine tapınağın yöneticileri, ziyaret edebilmek için önceden rezervasyon yaptırma koşulunu getirdiler.
1400 yillik ginkgo agaci 5 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Ziyaretçilerin ağacı görüntülemek için Çin'in en popüler mesajlaşma uygulaması Wechat üzerinden rezervasyon yaptırmaları gerekiyor.
1400 yillik ginkgo agaci 6 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Bir personel, hafta sonlarında ziyaretçilerin yüzlerce metreye kadar uzayabilen ve ağaca bakmak için üç saatten fazla sürebilecek bir kuyrukta beklemek zorunda kaldığını belirtti.
1400 yillik ginkgo agaci 7 Altın renkli yapraklarıyla 1400 yaşındaki ginkgo ağacı Çin’de turistlerin ilgi odağı
Geçen yıl, tapınağı bir gün içinde yaklaşık 70.000 kişi ziyaret etti. Ancak bu yıl, halkın güvenliğini sağlamak için her gün tapınağı ziyarete 7.200 kişi sınırı getirilecek. 

05 Aralık 2017

ANADOLU'YU BİR DE TREN İLE GEZİN

TREN İLE YOLCULUK SUDAN UCUZ


Mükemmel bir haftasonu kaçamağı. Hiç yorulmadan, üstelik cebini de yormadan, güzel manzaralara doya doya, günlük rutininden tamamen uzaklaştıran, 62 saatte (Gidiş 24 saat – Dönüş 24 saat – Konaklama 14 saat) tamamlanması mümkün ve bir kaç sinema bileti maliyetinde başka ne var?
Biz kendi gözlemlerimizi yazdık. Başkalarının başka şekilde bu yolculuğu deneyimlemiş olması da mümkün. Eğrisiyle, doğrusuyla aktarıyoruz.
Biz çok çok sevdik. Size de iyi yolculuklar!
Önce genel bilgiler, ardından içerden bilgiler vereceğiz. Özellikle içeriden bilgiler kısmını okumalısınız. Eğik yazılan yerlere dikkat!
Bu yazımızı mümkün olduğu kadar güncel tutuyoruz. Yine de sizin için kritik konuları yolculuğunuzdan önce TCDD’ye danışın deriz.

GENEL BİLGİLER

GÜZERGAH VE SAAT

– Ankara – Kırıkkale – Kayseri – Sivas -Erzincan – Erzurum – Kars
– Her gün Ankara’dan 17:58’da Kars’tan 08:10’de kalkıyor. Sayfanın altında başlıca duraklardaki kalkış ve varış saatlerini bulabilirsiniz.
– Yolculuk bir gün sürmekte.
ÖNEMLİ NOT: Ankara’daki BAŞKENTRAY çalışmalarından ötürü 11.07.2016-11.12.2017 tarihleri arasında Doğu Ekspresi’nin kalkış yeri değişmiş. Ama TCDD Doğu Ekspresi’nin kalkacağı yere yani Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesine bağlı Irmak beldesine Ankara Gar’ından 17.58’de kalkan otobüs koymuş. Bu otobüs ücreti de tren biletine dahil. Yani 17.58’de Ankara garında otobüs ile yolculuğunuza başlayıp, Irmak’tan da 19.28’de tren yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Kars’a bir sonraki akşam 18.01 de ulaşıyorsunuz. Kars’tan dönüş yolculuğu ise 8.10’dabaşlıyor. Yine Kars’tan Irmak’a vardığınızda ücretsiz (Bilet ücretinize dahil olan) Ankara otobüsleri sizi bekliyor ve bu otobüsler Irmak’tan Ankara’ya doğru saat 07.00’de kalkıyor. Özetle yolcular açısından Ankara – Irmak arasını TCDD’nin otobüsleri ile gidecek olmak dışında bir değişiklik yok.

VAGONLAR 

4 çeşit vagon var. En yukarıdaki videomuzda vagonları detaylıca anlattık.
– Pulman (Normal koltuklu – vagondaki her sıra da 2 çiftli, 1 tekli koltuk var, yani gayet geniş)
– Örtülü Kuşetli (oda halinde 4 kişilik, koltuklar ranza şeklinde yatak oluyor, temiz nevresim veriliyor ve yatağınızı kendiniz yapıyorsunuz)
– Yataklı (oda halinde iki kişilik, içinde buzdolabı, masa ve lavabo var)
– Yemekli (Trenin restaurantı, menüde çorba, ızgaralar, mezeler, atıştırmalıklar, alkolsüz içecekler mevcut.)
Websitesinde kompartmanlı vagon da yazıyor ama bizimkinde yoktu.

DOĞU EKSPRESİ FİYATLARI

(KİŞİ BAŞI TEK YÖN – Ekim 2016)
Pulman : 46 TL
Örtülü Kuşetli: 61 TL
Yataklı 2 kişi alırsanız kişi başı: 96 TL
Yataklı 1 kişi: 116 TL (iki kişilik oda tek kişiye kapanıyor)
Yaş ve meslek indirimleri mevcut:
Gidiş-dönüş biletlerinizi aynı çıkış ve varış istasyonları arasında alıyorsanız %20 indirim. (Örneğin:Ankara-Kars Kars-Ankara gidiş dönüş bileti aldığınızda.)
13-26 yaş arasındaki kişilere %20 “Genç” indirimi.
Milli Eğitim Bakanlığı onaylı tüm resmi-özel okullarda çalışmakta olan öğretmenlere, yükseköğretim kuruluşlarında çalışan öğretmenlere ve Türk uyruklu olup yabancı ülkelerde çalışmakta olan öğretmenlere %20 indirim.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışan subay,astsubay, askeri memurlara; Nato’nun askeri görevlilerine %20 indirim.
12 kişi ve daha kalabalık gruplara %20 indirim. 
60-65 yaş arasındaki yolculara %20 indirim.
65 yaş ve üstündeki yolcular için %50 indirim.
Yerli veya yabancı basın kart sahipleri kartlarını göstererek %20 indirim.
Çalışmakta olan TCDD personeli ve ailelerine(eşi ve çocukları), TCDD emeklilerine ve eşine %20 indirim.
7-12 yaş arasındakı çocuklara %50 indirim. 7 yaş altındaki çocuklar ücretsizfakat ayrı bir yer istemediğiniz sürece.
Not: Yaşla alakalı indirimlerde yaş hesabı doğum yılı esas alınarak yapılıyor.
Ara duraklarda inerseniz fiyatlar düşmekte. 

EVCİL HAYVAN

Evcil hayvan alıyorlar.

KAYAK MERKEZLERİ

Kayak veya snowboard yapanlar için Erciyes (Kayseri), Ergan (Erzincan), Palandöken (Erzurum) ve Sarıkamış’a (Kars) keyifli bir ulaşım imkanı sağlıyor.
dogu-treni

İÇERİDEN BİLGİLER

İkonik Doğu Ekspresi’ni sonunda yapmış insanlar olarak, denemek isteyenler için biraz şehir efsanelerini aydınlatalım, ne bekleyip/ bekleyemeyeceğinizi paylaşalım dedik:
ZAMANI KISITI OLANLAR İÇİN ROTA ÖNERİSİ 
Cuma: Ankara’dan saat 18:00’de trene binip ve 24 saat süren yolculuktan sonra Cumartesi akşam Kars’ta inebilirsiniz.
Cumartesi: Akşam trenden indikten sonra Kars mutfağını deneyimleyebilir ve Kars’taki akşam eğlencelerine gidebilirsiniz. Kars’ta her bütçeye uygun konaklama alternatifi mevcut.
Pazar: Bu günü de Kars, Ani Harabeleri ve Çıldır Gölü‘nde değerlendirip sonra akşam uçağı ile geri dönebilirsiniz. Ani Harabeleri ve Çıldır için araç kiralamak gerekecektir.
NE ZAMAN GİTMELİ
Bizce en güzel vakti kara kış: Ocak & Şubat. O kar manzaraları mükemmel. Ayrıca Sarıkamış’ta kayak ve Çıldır Gölü için de doğru zaman.
Diğer en güzel vakti yemyeşil hali: Mayıs & Haziran. Windows’un açılış fotoğrafında göz alıcı yeşillikte bir bayır vardır ya, Kars ve civarı ona bin basar.

TEMİZLİK

Kompartman ve Nevresimler
Dediğimiz gibi Doğu Ekspresi’nde emektar trenler çalışıyor. Haliyle yıpranmış görünüyor. Biz temizliğine güven olmaz diye yanımızda uyku tulumu da getirmiştik. Nitekim, kondüktörün kuşetli ve yataklı vagonlara dağıttığı nevresimler bizi pozitif yönde şaşırttı. Yıkanmış, ütülenmiş ve ardından paketlenmiş nevresimleri naylonundan çıkartana kadar ikna olmamıştık. Paketi açar açmaz odaya mis gibi deterjan kokusu doldu. Şöyle yayıp, lekesiz, yıpranmamış, bembeyaz çarşafı görünce tulumları çantaya geri kaldırdık. Yalnız yastıklar her defasında yıkanmadığından çok parlak değiller. Onlara da tertemiz kılıflar verseler de hassas kişileri çok ikna edemeyebilir.

Tuvaletler

Tuvaletler de temizdi. Yolun sonunda doğru hunharca kullananlar olabiliyor ama insanlara tuvalet adabı öğretmek TCDD’nin görevi değil. Tuvalet kağıdı var ama sonlara doğru kalmayabiliyor.Ancak pulman tuvaletlerinin trafiği çok daha fazla olduğu için, o tarafta biraz temizlik ve trafik sıkıntısı olablir. Kuşetli yada yataklınınkileri kullanmayı tercih edebilirsiniz.

Kafeterya

Muhabbeti kurunca Ray Restaurant’ın işlettiği yemek vagonunun mutfağını da görebilme şansımız oldu. O da temizdi. Öte yandan, masa örtüleri “şöyle bir kırıntıları silkelesek yeter” usülü “temizleniyor”. :/
kars-tren

KONFOR

 Aşağıda kuşetliyi inceliyoruz.

Mahremiyet ve Güvenlik

Bizim kayak malzemeleri çok yer kapladığından biz bütün (kuşetli) kompartımanı kapadık. Bir kompartımanda 4 kuşet var. 2 yetişkin, 2 de çocuk tarifesinden bilet aldık. Sadece ikimiz olduğumuz için kompartımanda çok rahat ve keyifli geçti. Bizim de tavsiyemiz imkanınız varsa, bütün kompartımanı satın almanız yönünde.
ÖNEMLİ: Ayrıca kuşetlide bütün yatakları almazsanız şöyle sinir bozucu bir durum olabiliyor: Siz o kompartımandaki tüm koltuklar boş görünürken, bir kız, bir erkek bilet aldınız diyelim. Sonra 2 bayan da aynı kompartımandan yer aldı. Onlar, o kompartımanda erkek olduğunu bile bile yerlerini almış olsalar da, görevli gelip erkeği sırf erkeklerin olduğu bir kuşete yollayabiliyor. Çift olarak seyahat etmek isterseniz, pulmanda yer varsa oraya gitmek zorunda kalabilirsiniz.
Kuşetler açılınca arada minik bir boşluk da olsa, baya koyun koyuna yatıyormuş gibi bir hissiyat oluyor. Hem cinsiniz ya da değil, rahatsız olabilirsiniz.  Bilet alırken kuşetinizi seçemiyorsunuz. Sadece koltuğunuzu seçebiliyorsunuz. Kompartımanın yolcuları kendi aralarında karar veriyor.
O yüzden, kuşetlide gidiyorsanız ve başka kompartımanlara postalanmak istemiyorsanız en güzeli kompartmandaki tüm koltukları satın almak.
Kompartmanın perdesini çekince koridorla bir alakanız kalmıyor ama perdenin kenarlarından içerisi biraz görünebiliyor tabi. Kapıyı içeriden kitleyebiliyorsunuz, ama dışarıdan öyle bir imkan yok. Yataklıdan yer aldıysanız da aynı şeyler geçerli.
ekspres-dogu

Valizler

Kompartımanda yanınızda seyahat etmesi gerekiyor, ayrı bir bölüm yok. Kompartmanda da valiz için tasarlanmış bir yer yok. Anca küçük sırt çantalarının sığacağı kadar bir baş üstü rafı var. İsterseniz üst yataklardan birini açıp tüm valizlerinizi buraya yığabilirsiniz. Üst yatak açık olsa bile aşağıdaki koltukta rahatça oturarak seyahat edebiliyorsunuz.

Yataklar

Koltuklar daha sonra ranza yatak oluyor. Bize çok keyifli geldi ama klostrofobisi olanları darlayabilir.
Tabi ki şilte konforunda değilse de rahat uyunuyor. Sert yatak sevenler için birebir.

Sıcaklık

Tren son derede sıcak, öyle ki biz kış günü camları açıp gittik. Her oda panelden kendi ısısını belirliyor. Yazın klimaya ne kadar ihtiyaç duyuluyor ve havalandırma nasıl oluyor, o konuda bir bilgimiz yok.

Yoruculuk

Tren yolculuğu otobüs yada uçak gibi insanı yormuyor. 24 saatlik yolculuktan bütün plajda yatmış gibi dinç ayrıldık.

Ses

Koridorda ses ya da başı boş koşturan çocuk yoktu ama o bizim şansımıza öyle denk gelmiş olabilir. Yine de herkes kendi odasında takıldığı için çok sıkıntı yaşanacağını sanmıyoruz. Ama pulmanda (yani koltuklu) bölümde işin rengi değişiyor.

Elektirik

Odada 1 adet priz var. (Yataklı vagonda 2 priz var. Pulman’da yani koltuklu da priz yok.)

Yataklıda durum şöyle

Yataklı ile kuşetlinin büyüklükleri aynı ama yataklı 2 kişinin konforu için tasarlanmış. Aynı ebattaki alanda 4 yerine 2 koltuk, masa, sıcak suyu olan bir lavabo ve küçük bir buzdolabı var.  Tabi ki daha ferah ve konforlu. Valizlerle de daha rahat.

dogu-ekspresi

YEMEK

İstanbul – Ankara Hızlı Treni: Bir kafeteryası var. Tavuk ve et döner menüsü veriyorlar. Içinde salata, tatlı, bisküvi vs de var. Maalesef seti bozamıyorsunuz, sadece keşkülünü ya da dönerini yemek isteseniz de, 18 TL (Ocak 2015).
Doğu Ekspresi: Aç ya da tok, yemekler iyi ya da kötü, yanınızda yemek var ya da yok fark etmez. Gecelemeli bir tren yolculuğu kafeteryasında yemek yemeden bitmemeli. O yüzden aşağıda yazacaklarımızın bir önemi yok aslında 😉
Menü
Menüde ızgaralar ve zeytinyağlılar var. Yemek kompartmanının tamamına mutfak kokusu hakim. İçki servisinin devam ediyor olması çok hoş, bir de tepemiz de florasanlar olmasa süper olacak.
Yanınızda yemek getirin
Siz yine de yanınıza mutlaka yemek alın. Bizim mutfağın elektirik devrelerinde bir problem çıktı ve yemek servisi iptal oldu. Allah’tan biz akşam yemeğimizi yedikten sonra oldu bu olay da aç kalmadık.
Fiyatlar:
Esnaf lokantası tarifesinden biraz pahalı gibi düşünebilirsiniz.
ÖNEMLİ: Kredi kartı alıyorlar ama internet çoğu yerde çekmediği için almıyorlar gibi düşünebilirsiniz.
Duraklamalar:
Küçük istasyonlarda max 2-3 dakika bekliyor.Koşup dışardan birşeyler almak riskli olabilir. Büyük şehirlerde daha uzun bekliyor.
Telefon / İnternet:
WiFi yok. Telefon yolun %90’nı boyunca çekiyor ama 3G bir var, bir yok.
Trene cağ kebabı siparişi
Sanırız bir fenomen başlattık. 😀 Herkes kebapçıyı soruyor.  Biz ilk gidişimizde Gel-Gör’de yemiştik ve çok iyiydi ama son 2 senedir bizi çok hayal kırıklığına uğrattı. Açıkçası biz de yeni yer arıyoruz. 
tren-yolculugu

SERVİS

İstanbul-Ankara Hızlı treni ve Ankara-Kars Doğu Ekspresi arasında baya fark var. Hızlı tren yeni uygulamaya konulduğu için haliyle daha temiz duruyor. Ama yeni bir trenle, emektar bir treni bakımlılık olarak kıyaslamak adil olmayacaktır. O yüzden farkın görüldüğü diğer alanlardan bahsedelim: İstanbul-Ankara Hızlı treninde bir host/hostes elinde araba ile gezip yiyecek-içecek satıyor. Aynı uçaklardaki gibi koltukların üzerinde bir düğme var, basıyorsunuz, hostes gelip siparişinizi alıyor. Kafeterya da var, ancak güvenlik kuralları gereği sıcak içeceklerinizi buradan alıp, kendiniz koltuğunuza götürmeniz yasak. Bir hostes tepsi ile koltuğunuza kadar size eşlik etmek zorunda. Herkes küçük harfler konuşuyor, genel de sessiz. Ankara-Kars trenine geçince kurallar iyi niyet ve empati ile takas oluyor. Snowboard çantalarımızı gören bir görevli bizi müzisyen sanarak ne çaldığımızı sordu. Snowboard çıkınca üzüldü, “Enstrüman olsaydı ben size uzatma getirirdim, çalardınız. Öyle daha güzel geçiyor yol.”

KEYFİNİZ İÇİN 

 ÖNEMLİ: Gün batınca manzaralar kaçıyor. O yüzden en iyisi günlerin uzun olduğu, ama karların daha kalkmadığı aylarda bu yolculuğa çıkmak. Mart-Nisan gibi. Ayrıca, doğuda güneş batıda olduğundan 1 saat daha erken kararıyor. Olduğunuz yerdeki gün batımına aldanmayın.
– Bir yönü trenle, öbürünü uçakla yapmak isteyenler sıkça hangi yönü trenle gitmek daha doğru diye soruyor. Ankara – Kars treninde en güzel manzaralar sabah 6.30 gibi başlıyor. Yani buraları gün ışığında görme şansınız oluyor. Kars – Ankara trenindeyse buralardan hava karardıktan sonra geçiyorsunuz. Yani karanlıkta kalıyor. Ama yazın günlerin uzun olduğu Haziran ayında Kars- Ankara treninde de bu manzaraları yakalama şansınız var.
– Müziğinizi, oyununuzu, yemeğinizi, içkinizi alıp gelin. Tuvalet kağıdı da iyi bir fikir.
– En güzel manzaralar sabah erkenden başlıyor. Ama yol boyunca bol bol kar/donmuş akarsu manzarası var.
– Dediğimiz gibi kılıflar temiz olsa da titiz insanları yastıklar rahatsız edebilir.
– Kompartımanın tamamını tutmak isteyebilirsiniz.
– Çöpünüz için mutlaka poşet getirin. Kompartımandaki minik çöpe sığmak imkansız.
– Mümkünse dolunayda yola çıkın çünkü kışın hava 6 gibi karardığından ertesi sabaha kadar manzaralar kaçıyor. Dolunay da gece de manzara izlemek mümkün.

dogu-ekspresi

YALNIZ YA DA ÇİFT YA DA GRUP YA DA AİLECE GİTMEK

Yalnız gitmek: Yalnız Doğu Ekspresi’ne yalnız binmekte biz hiç sakınca görmüyoruz ancak naçizane tavsiyemiz yataklıda gitmeniz olur. En sık aldığımız sorulardan biri yalnız bir kadın olarak gitmek ile ilgili. Yataklıda çok ama çok rahat edersiniz. İki kere düşünmeyin hiç.
Kuşetlide yalnız yada çift olun, aynı sıkıntı söz konusu: Yataklı kompartman sadece size ait, kuşetliyi ise paylaşıyorunuz. Kuşetlide yanınıza kimin oturacağı bir piyango. 26 saat bir odayı paylaşmak için uzun bir zaman. Şansınızı deneyip kuşetlide de yer alabilirsiniz, yada garantici olup yataklıda da gidebilirsiniz. Hatırlatalım, kuşetlide kim nereden bilet almış olursa olsun, uyku vakti geldiğinde kadınlar bir kompartımanda, erkekler başka bir kompartmanda yatacak şekilde dağıtılıyor. Yani kompartmanınızda 3 kişilik kadınlı erkekli bir grup varsa bile, yatarken kadın kadına yada erkek erkeğe olacak şekilde ayarlanıyor.

Çift olarak gitmek: Yukarıda anlattığımız gibi, kuşetlide uyku vakti gelince sizi ayıracaklardır. Bunun önüne geçmek için  2 seçeneğiniz var: Eşyanız az ise yataklıda yer alırsınız. O zaman sizi ayırmazlar. Eşyanız çoksa (mesela bizde valizlere ek olarak snowboardlar vs vardı) kuşetlideki 4 koltuğu da alın. 2 tanesini kendinize alın. Diğer ikisini çocuk tarifisinden alıp tüm kompartmanı kapatabilirsiniz.

Grup ya da Ailece gitmek: Kuşetli 4 kişilik. 3 kişi olsanızda yukarıda anlattığımız sebeplerden ötürü mutlaka 4 koltuğu da satın alın. Yoksa, uyumak için aile olsanız dahi sizi kadınlar bi kuşetlide, erkekler diğerinde olmak üzere dağıtacaklardır. Çocuklar Doğu Ekspresi ile seyahat etmeye bayılıyor. Özellikle kuşetlinin ranzalı olması falan çok hoşlarına gidiyor. Çocuklu ailelere de çok tavsiye ederiz. Bebeğiniz varsa, kusetlide ust kusetlerin cikip yere konulabiliyor. Daha güvenli oluyor bebekler için.
dogu-ekspresi-kars-tren

DOĞU EKSPRESİ SAATLERİ VE BAŞLICA DURAKLARI

ÖNEMLİ NOT: Ankara’daki BAŞKENTRAY çalışmalarından ötürü 11.07.2016-11.12.2017 tarihleri arasında Doğu Ekspresi kalkış yeri Irmak’tır. (Kırıkkale, Yahşihan’ın beldesi). Ankara – Irmak arası ise TCCD yolcularını otobüs ile taşıyacaktır. Doğu Ekspresi bilet fiyatına dahil olan bu otobüslerin kalkış yeri gene Ankara Garı’dır. Yani siz biletinizi Ankara – Kars alırsanız yine Ankara garına gidiyorsunuz. Ve oradan otobüse biniyorsunuz. Irmak’ta trene aktarma yapıyorsunuz.
Ankara Garı - Irmak (TCCD’nin otobüsü ile) Kalkış 17:58
Irmak - Kars İstikameti
DurakVarışKalkış
Irmak 19:28
Kayseri 00:40 00:48
Sivas 04:06 04:12
Erzincan 10:02 10:07
Erzurum 13:52 13:57
Sarıkamış 17:14 17:16
Kars 18:01

Kars – Irmak  İstikameti
DurakVarışKalkış
Kars 08:10
Sarıkamış 08:59 09:01
Erzurum 12:21 12:26
Erzincan 16:11 16:16
Sivas 22:02 22:07
Kayseri 01:21 01:26
Irmak  06:38
 Irmak - Ankara Garı  (TCCD’nin otobüsü ile) Kalkış 07:00

DOĞU EKSPRESİ’NE BİNMEK İÇİN ÖNCE ANKARA’YA ULAŞMAK GEREKİYOR

Malesef Doğu Ekspresi eskisi gibi İstanbul’dan başlamıyor, Ankara tren garından başlıyor. Diğer şehirlerden geliyorsanız bizim önerimiz tren ile direkt gara varmak. İstanbul’dan, Konya’dan, Eskişehir’den Ankara’ya hızlı tren var. Yolda bir sürü başka şehirde de durarak geliyor. Ayrıca, Ankara hızlı trenine binmek için Antalya’dan Konya garına, Bursa’dan Bilecik garına, Karaman’dan Konya’ya otobüs servisi de var.
KARS’TA KONAKLAMA
Doğu Ekspesi’nden Kars merkezdeki garda iniyorsunuz. Kars merkezde gara taksiyle 5-10 dakika mesafede konaklayabileceğiniz birçok otel ve pansiyon seçeneği var.

Kaynak: bizevdeyokuz.com

30 Kasım 2017

BİZE NELER OLUYOR?



SEÇİLMİŞLER: NÖTRAL MUTASYONLARI GÜÇLÜ 
OLANLAR YAŞAMI OLUŞTURACAK 


"Her devir, kendi döngüsünde sonsuz olasılık barındırır. Yaptığımız seçimler, bu olasılıklardan hangisinin gerçekleşeceğini belirlemede derin iz bırakır. Hayatta yaptığımız tüm seçimler, büyük bir organizmanın gideceği yeri belirleyen ufak ancak değerli adımlardır." 
Sınırını hatta sınırsızlığını algılayamadığımız evrende çok kıymetli bir ırk olduğumuzu düşünüyoruz. Dünya’nın bizim için oluşturulduğuna ve her şeyin sahibi olduğumuza inanıyoruz. Hükmedebildiğimiz kadar hükmetmek istiyoruz ve bu, biz farkında dahi olmadan bizi yiyip tüketiyor.
Çevremizi saran kilometrelerce genişlikte manyetik alan, sürekli değişen iklim koşulları hatta bir gün içerisinde dört mevsimin yaşandığı anlar, medyadan gelen olumsuz telkinler, hatta belki de medya araçlarından bizi yönlendirmek için yayılan farklı frekanslar (kesin bilgi değildir), birlik algısından çıkartılıp bireyselliğin değerleştirildiği yeni çağ akımları, artan teknoloji ve ilaç bağımlılıkları, verimsizleştirilen toprak, özgün genetik kodları değiştirilen besinler, laboratuvarlarda üretilip insanlara bulaştırılan hastalıklar ve hatta belki de henüz farkına varamadığımız daha birçok etken bizi tamamen kontrolüne almış durumda.
Psikolojik sorunlar artmış, şiddet tavan yapmış, doğadan kopuş gerçekleşmiş, imece usulü yerini tek başınalığa bırakmış…

MUTASYON NEDİR?

Mutasyon, DNA molekülünün; radyasyon, X ışını, ultraviyole, ani sıcaklık değişimleri ve maruz kalınan kimyasallar sonucunda bozulmaya uğramasıdır. Mutasyonlar yararlı, zararlı ve nötr olabilir. Bu noktada asıl ilginç olanı nötr mutasyonlardır.

1960’lı yıllarda çalışmalar yapan Japon matematikçi-biyolog Motoo Kimura’ya göre, canlı genomlarındaki değişimlerin büyük kısmı seleksiyon açısından ’’nötral’’dir. Bu değişimler yani, nötral mutasyonlar bir organizmanın dış görünüşüne yansımayan, onun yaşamsal ve üremsel fonksiyonlarını etkilemeyen mutasyonlardır. Yani sessiz değişimlerdir.
Nötral mutasyonla ilgili çarpıcı bir örnek, HIV’e doğal olarak dirençli insanlardır. Bu kişilerde, virüsün enfekte ettiği hücrelerin zarında bulunan ve virüsün bağlanmasını sağlayan CCR5 reseptörü mutasyon geçirmiştir. Dolayısıyla virüs hücreye tutunamaz ve enfeksiyonu gerçekleştiremez. İlk başta bu mutasyon canlı için nötraldir ancak uygun çevre şartları gerçekleştiğinde, yani virüs kişiye yerleştiğinde, kişi hasta olmayacağı için yararlı bir mutasyon haline gelmiştir.

BİZE NELER OLUYOR?

Çevreden maruz kaldığımız elektromanyetik dalgalar DNA’mız üzerinde çatlaklar oluşturup kendisini tamir etmesini zorlaştırıyor, ABD dahil yedi ülkede yapılan araştırma sonuçları cep telefonlarının yaydığı 900 MHz’lik elektromanyetik dalgaların DNA kırıklarına yol açtığını gösteriyor. Genetiği değiştirilmiş besinler, ilaçlar, iklim değişikleri de yine DNA’mız üzerinde değişimlere sebep oluyor.
Yukarıdaki etkenler yanında eski insanların eş seçiminde dikkate aldığı zeka ve yeteneğin yerini, para ve görselliğe bırakması da genetik drift’imizin (kuşaktan kuşağa aktarılan genlerin birikimi) olumsuz yönde etkilenmesine sebep oluyor.
Dünya üzerinde genel olarak kitlesel boyutta görülen bu değişimler bir tesadüf sonucu oluşmuyor. Bunlar sadece bizim seçimlerimiz sonucu oluşuyor.
Yaşanılabilirlik bakımından tükenmeye başlayan Dünya yerine, yeni yaşanabilir gezegenler arıyoruz. Temel amaç insan ırkının yok olmasını önlemek. Bunun için de ilk hedef olarak Mars belirlendi.
Şimdi Dünya ile Mars’ı karşılaştırıp çıkarımlar yaptığımda yazının başında neden mutasyonlara değindiğimi daha iyi anlayacaksınız.

mars2ÖZELLİKLERİN DÜNYA VE MARS'TAKİ DEĞERİ

* Çap (km) 12.756 – 6.786 = Mars Dünya’dan çok daha küçüktür.
* Kaçış Hızı (m/sn) 11.200 – 5.000 = Mars’tan dışarıya çıkmanın daha kolay oluşu, uzay ile ilgili çalışmalar yapılırken kolaylık sağlayacaktır.
* Güneş’ten ortalama uzaklık (AU) (1 AU = 149.597.871 km) 1 – 1.524 = Mars en yakın komşu gezegenimizdir. Güneş’e olan uzaklığı, yaşamın devamlılığının sağlanması açısından uygundur.
* Rotasyon Süresi (Gün uzunluğu – Dünya saati bazında) 23.93 – 24.617 = Bir günlük zaman diliminin birbirine yakın olması, insan için avantajdır.
* Güneş çevresinde dönme süresi (Yıl uzunluğu – Dünya zamanı bazında) 365.25 gün  – 687 gün = Güneş’e olan uzaklığı ve büyüklüğü dönüş süresini arttırmıştır. İnsanın biyolojik saatinin bu duruma uyumlanması vakit alacaktır.
* Doğal Uyduları 1 (Ay) – 2 (Phobos ve Deimos)
İki uydunun bulunması, Mars üzerindeki gelgitlerin Dünya’ya göre daha fazla olmasına sebep olmaktadır. Ayrıca Mars’taki gelgitlerden dolayı Phobos’un yörüngesi küçülmekte ve tahminen 50 milyon yıl içerisinde de Mars’a çarpacaktır.
uzayda yaşam* Atmosfer Bileşenleri
% 0.034 Karbondioksit,
% 78 Nitrojen,
% 20.94 Oksijen,
% 0.93 Argon % 95 Karbondioksit,
% 3 Nitrojen,
% 1.6 Argon 
Mars’ın atmosferinde çok düşük miktarda su ve oksijen izlerine de rastlanmıştır. Şu an için atmosfer, insanların yaşamasına uygun değildir.
* Atmosfer Yoğunluğu (g/m^3)
1.2256 – 0.0155 = Atmosfer yoğunluğu, uçuş için itme gücü oluşturmak açısından oldukça düşüktür.
* Kütle Çekimi (m/s^2)
9.8 – 3.0 = Mars’ın Dünya’ ya göre küçük olmasından dolayı kütle çekimi de azdır. Bu durum da fiziksel yapımızın Mars’ ta oldukça zorlanmasına ve uzun süreç içerisinde değişmesine sebep olacaktır.
* Ortalama Sıcaklık (Celsius)
25 -61 = Düşük sıcaklıklar teknolojik araçların kullanım durumlarını ve canlıların yaşama olasılığını etkileyecektir.
* Toprak
Oksijen,
Silisyum,
Potasyum,
Magnezyum,
Sodyum,
Alüminyum, Demir… (ve daha birçok element) Magnezyum,
Sodyum,
Potasyum,
Klorür,
Silisyum,
Bazalt,
(alkalin yapı)
Topraktaki mineral çeşitliliğinin az olması, yetiştirilebilecek bitki türü çeşidi sayısının sınırlı olmasına sebep olacaktır.
* Rüzgar
Hafif, Orta – Şiddetli = Rüzgârların şiddetli olması, yaşamın birçok alanında kontrol edilebilirliği etkileyecektir.
* Uçuş Hızı
Düşük Yüksek Mars’taki uçuş hızının yüksek olması, transonik (sesötesi) problemlere sebep olacaktır.
NOT:
 Mars’ın Dünya’ya en yakın olduğu konuma “karşı konum” denir. Dünya’ya en yaklaştığı zamanlarda Dünya ile Mars arasındaki en kısa uzaklık, gezegenlerin eliptik yörüngelerine bağlı olarak 55.000.000 km. ile 100.000.000 km. arasında değişir. 27 Ağustos 2003 günü, Mars son 60.000 yıl boyunca Dünya’ya en yaklaştığı konuma geldi. Bu konumunda Dünya ile arasındaki uzaklık 55.758.006 km. (0,372719 AU) idi. Yapılan hesaplamalara göre, Mars’ın Dünya’ya bu denli yaklaşmasının söz konusu olduğu son tarih MÖ 57.617 yılıdır, bir sonraki tarih ise 2287 yılıdır. 24 Ağustos 2208’deki yakınlaşmada ise iki gezegen arasındaki uzaklığın yalnızca 0.372254 AU olacağı hesaplanmıştır.
22 Mayıs 2016 tarihinde iki gezegen arasındaki mesafe 75 milyon km’ye indi.
uzaya yolculuk2

MARS'A YOLCULUK NE ZAMAN YAPILMALI?

En iyi tasarrufla Mars’a gidebilmek için en akılcı yol, aradaki mesafenin en az olduğu zamandır. Dünya, her 15 – 17 yılda bir Mars’a yakın geçiş yapar. Mars’a yolculuk hedefleri belirlenirken de bu döngü göz önünde bulundurulur.

MARS'A YERLEŞMEK KESİNLEŞİRSE

Mars’ta yaşamı oluşturmak için öncelikle insansı robotlar gönderilip belli düzeyde yaşam şartları oluşturulacak. Gezegende yaşam şartlarını oluşturmak için ciddi çalışmalar yapılması gerekecek. Belki yerin altında belki de kapalı alanlarda oluşturulmuş uygun yapılarda yaşam oluşturma çalışmaları yapılacak. Yerleşik düzene geçmek için beklemek gerekecek hatta belki de bunun için 3-4 nesil geçmesi gerekecek çünkü Mars’ın yapısını göz önüne aldığımızda atmosfer yapısına ve yer çekimine uyum sağlamak uzun zaman alacak.
Vücudumuz, Dünya’nın çekim gücüne ve atmosfer basıncına uyum sağlayacak şekilde yapılanmıştır. Atmosferin toplam kütlesinin yaklaşık 5,1×1015 ton olduğu sanılmaktadır; bu da Dünya’nın toplam kütlesinin milyonda birinden daha azdır. Bu büyük kütle vücudumuzun iç basıncı ile dengelenir. Mars’a gittiğimizde aynı koşulların kısa sürede oluşturulamayacağı ortadır. Mars’ın atmosfer yoğunluğu Dünya’dan daha az olduğundan iç basıncımız Mars’a göre daha büyük olacak ve bu da damarlarda, organların şekillerinde ve çalışmasında sorunlar yaratmaya başlayacaktır.
Mars’ın kütle çekimi Dünya’nın yer çekiminin üçte biri olduğundan kemiklerimizin ve kaslarımızın yapısı bozulmaya, zayıflamaya başlayacaktır. Omurga yapımız değişecek, uzuvlarımızın birbirine göre oranları farklılaşacaktır.
dna2

SEÇİLMİŞLER: NÖTRAL MUTOSYANLARIYLA GÜÇLÜ OLANLAR

Tüm dünyada, DNA bilgilerimizi toplama çalışmaları yürütülüyor. En özelimiz ve gerçek mirasımız olan genetik kodlarımız artık dünyanın elinde. Bu çalışmaların yapılmasının görünürde birçok sebebi var. Ancak acaba bildiklerimiz yanında açıklanmayan başka nedenler de olabilir mi?
Nötral mutasyonların görünürde fizyolojiye yansımayan ancak uygun şartlar oluştuğunda kendisini gösteren mutasyonlar olduğunu belirtmiştim. Bu noktada yepyeni özelliklere sahip bir gezegende yaşamaya başladığımızda nötral mutasyonlar kendisini göstermeye başlayacaktır. Bulunduğu koşullara göre güçlü nötral mutasyonlara sahip bireyler doğal seçilim ile hayatta kalacak zayıf olanlar ise yok olacaktır. Yeni bir gezegende yaşam başlatmak istiyorsanız ya orayı kendinize uydurursunuz ya da oraya en iyi uyum sağlayacak canlıları oluşturursunuz.
Temel amaç, insan ırkının varlığını güçlü bir şekilde devam ettirmek olduğuna göre istenen genetik karakterleri yakalayabilmek için öncelikle bulunduğu gezegende insanların mutasyon geçirmeleri gerekir.
Çevre koşulları DNA’mızda mutasyonlara sebep olduğuna göre bilinçli bir şekilde çevre koşullarıyla oynanıp istenilen genetik karakterler yaratılıncaya kadar mutasyon geçirmemiz sağlanabilir. Bu açıdan olayları değerlendirdiğimizde şu soruyu sorabiliriz: insan ırkından toplanan genetik bilgiler, Mars’a gidecek insanların ya da Mars’ta yaşam oluşturmak için seçilecek DNA bilgisinin belirlenmesi amacıyla da kullanılıyor olabilir mi?
Dünyadaki hemen hemen her şey kontrollü bir şekilde bizleri etkilemek için değiştirilip kullanılıyorsa bunun tek sebebi insan nüfusunu azaltmak mı yoksa en zor koşullara dahi dayanabilecek güçteki genleri aktif edip bunları seçmek ve bu kodlarla insan ırkının soyunu güçlü bir şekilde devam ettirmesini sağlamak da olabilir mi?
nötral mutasyon
Başka bir gezegene gittiğimizde tüm koşullar değişmiş olacak ve gerçekten insanlığın devam etmesi için güçlü genetik özelliklere ihtiyaç olacak. Bunları elde etmenin de yolu, açıklanmadan üzerimizde yapılan deneylerle en güçlü özelliklere sahip DNA karakterlerini saptamak.
Bunlar gerçekleştirilebildiğinde, yaşam rahat bir şekilde yine mutasyonlarla kendini çevreye adapte ederek gelişmeye devam edecektir. Hatta belki de günümüzde bizler farkında olmadan bizleri yöneten mutant genlere sahip bireyler de olabilir. Hatta bunu bir adım daha öteye taşırsak belki de Dünya’da da daha önceden yaşam bu şekilde oluşturulmuş olabilir. Eğer bir şeyleri biz deniyorsak bizden önce de denenmiş olabilir…Bunu ancak bir şeyleri daha da ileriye taşıyıp yeni şeyler ortaya koyduğumuzda anlayabileceğiz…

YAPABİLECEKLERİMİZ

Daha bilinçli, daha üretken, potansiyel gücü olan DNA bilgilerini aktif etmeye çalışan daha farkında bireyler olarak, gelişim sürecinde anahtar rol oynamak, oluşmaya başlayan yeni süreçte itki gücü olmayı sağlayacaktır.
Her devir, kendi döngüsünde sonsuz olasılık barındırır. Yaptığımız seçimler, bu olasılıklardan hangisinin gerçekleşeceğini belirlemede derin iz bırakır. Hayatta yaptığımız tüm seçimler, büyük bir organizmanın gideceği yeri belirleyen ufak ancak değerli adımlardır. Bunun bilinci ile hareket edip derin izler bırakabilmemiz dileğiyle