KADINI YOK SAYAMAZSINIZ !..
Genel
olarak çok okurum. Fakat bulduğu her kitabı, her yazıyı okuyanlardan da değilim. Son
günlerde, gazete ve dergilerdeki Dünya Kadınlar Günü hakkında yayımlanmış
yazıları özellikle okudum. Olumlu bulduğum düşünce ve görüşlerin yer aldığı yazıların
yanı sıra şaşırdığım hatta beni zaman zaman öfkelendiren makaleler de oldu.
Mart
ayının 8’ini gösteriyor takvim yaprakları. XXI. yüzyılın erken zamanlarını yaşadığımız
Dünya’mızda kadınlar adına değişen yine bir şey yok. Aslında erkeklerin durumu
kadınların durumundan pek de farklı değil ya, neyse..
İnsanlık
kan kaybediyor, kendini tüketiyor. Acı olan şey; bunun fark edilmemesidir.
Savaşlar tüm acımasızlığıyla sürüyor. Çocuklar öldürülüyor, umutlar yok
ediliyor, silah tüccarları kazanıyor, daha çok kazanıyor. Gerçek bu..
Hangi
dönemde ve koşulda olursa olsun zulmü ve adaletsizliği en derinden yaşayan
kadınlardır. Eğitimsizlik ve gelişmemişliğin yarattığı kadına yönelik şiddet,
tecavüz, recm, berdel, taciz, para karşılığı satma, çocuk yaşta evlendirme,
aldatma gibi olumsuzluklar saymakla bitmez. İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü
aydınlanmasını yaşamamış, demokratikleşme süreçlerini tamamlayamamış
toplumların ulaşacağı nokta budur işte;
“Kadını yok
saymak..”
Yaşam; evrendeki
her şey ve herkes ile güzel ve anlamlıdır. Bu bağlamda “kadın” gerçeğini “erkek
karşıtlığı” biçiminde algılamak kadını önceleyen fikir akımlarının söylemlerini
alkışlamaktan öteye geçmez. Dünya’da kadın da olacak, erkek de.. Kadınlar
erkeğin fiziksel (kas) güçlerinin
üstünlüğünü kabul etmeli, erkekler de kadınların akıl (zekâca) kendilerinden
çok daha gelişmiş olduklarını içselleştirmelidir. Bunu ben değil, bilim
söylüyor..
Ne yazık
ki; bizim ülkemizde kendi gerçeğinin farkında olmayan erkeklerimiz olduğu gibi
kadınlarımız da hayli çok. Cahilleştirme politikalarıyla günden güne
bilgisizleştirilen kadınlarımız kendi hak ve özgürlüklerinden habersiz adeta
yaşamın kıyısına itilmiştir. Adaletsiz gelir dağılımı uygulamalarıyla giderek
yoksullaşan toplumun kadına bakışı ise uygar toplumlarla asla örtüşmemektedir.
Her
kadın ekonomik özgürlüğünü kazanmalı, özgürce düşüncesini ifade edebilmeli, herşeyi
sorgulayabilmeli ve hakkında konuşabilmeli, üyesi olduğu toplumda saygı görmeli
ve çağdaş bir eğitim alabilmelidir. Daha çok şey yazılabilir..
Sevgili
hanımlar,
Bizler,
hepimiz.. Devekuşu gibi başımızı soktuğumuz kumdan kafamızı çıkarıp dışarıda
neler oluyor diye bakmalıyız. Gelişmiş çağdaş ülkelerde kadınlar ne yapıyor,
hak ve özgürlüklerini nasıl elde ediyorlar? Biz ne yapıyoruz? Ya da ne
yapmıyoruz? Bunu sorguluyor muyuz? Öz eleştiri yapmadan özgürleşme yolunda
yürümemiz olanaksız.
Kırsalda,
tarım emekçisi olarak çalışan hanımlar, fabrika işçisi kadınlarımız, memur
bayanlar..
Ev
hanımları, emekli hanımlar ve öğrenci kızlarımız.. Çok iyi biliyoruz ki; kadın,
toplumun lokomotifidir. Kadim Türk toplumlarında kadının yeri ve önemine
ilişkin birçok tarihi belge ve yazı okuduk. Peki, ne oldu da bugünkü
toplumumuzda kadın cinsi değersizleşti, ötekileşti?
İşte bu
sorunun ve diğer kadın sorunlarının yanıtını erkekler değil, yine biz, kadınlar
vereceğiz, vermeliyiz.. Nasıl mı?
Aklımızı,
zekâmızı ve bilgimizi kullanarak. Hak ve özgürlüklerimizin bilincinde olarak
çevremize bakmalıyız. Çok okumalı, sormalı ve sorgulamalıyız.. Dogma ve
önyargıdan uzak, empati, saygı ve sevgiyle davranmak tüm sorunların üstesinden
gelmeye yetecektir..
365
günün Kadınlar Günü olması dileğiyle Dünya Kadınlar Günü’nüzü kutluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder