13 Ocak 2017

BU 10 BİTKİYE DİKKAT !

MASUM OLMAYAN BİTKİLER
Dünya, cennetten çıkmış gibi görünen mükemmel ağaçlarla çevrili ve her bir köşede, dokunup koklayabileceğiniz güzel çiçekler var. Üzgünüz ama kötü bir haberimiz var, bu bitkilerin hepsi göründükleri kadar masum değil.
Bu durum, oldukça etkili zehirler içeren yeni bitkiler keşfedildiği zaman dikkat çekti. Bu katil bitkiler, neredeyse daha önce görülmemiş seviyede bir ölümcüllüğe sahipler.  Artık sizi öldürebilecek olan şey sadece, meyvelerin tadına bakmak ya da çiçek yaprakları toplamak değil.
Sadece bu zehirli bitkilere yaklaşmak bile ölüme sebep olabiliyor. Bu dehşet verici açıklamalarla birlikte, size asla yapmayacağınız şeyleri yaptırabilen olağandışı nerotoksik (sinirler üzerinde zehir etkisi yapan) etkilere sahip bir bitki olan Dev Tavşancılotu’nun potansiyel görüş değiştirme özelliğini ve İncil’de geçen kanla dolu su efsanelerinin sebebini de ele alacağız. Aşağıdaki listede, tehlikesiz gibi görünen, kumsalların ve yaprakların arasında bekleyen tehlikeli bitkiler ve özellikleri yer alıyor.

10. Skunk Cabbage

Skunk Cabbage, Aurum Familyası’na  ait  Kuzey Amerika’da yetişen büyük ve kötü kokan hoyrat bir bitkidir. Yaprakların arasından çıkan büyük altın rengi ve morumsu çiçekler fark edilene kadar, kendiliğinden bataklıkta yetişen bu bitkinin kokusu, kokarca ile sıklıkla karıştırılıyordu.
Bitkiyi gördüğünüzde onu, oraya uzaylıların bırakıp gittiğini düşünebilirsiniz. Skunk Cabbage’ın belirli miktarda tüketiminin insanlara iyi geldiği, Kızıldereliler tarafından keşfedilmiş olsa da, bitkinin yanlış bölümlerinin fazla tüketimi sonucu, aşırı kalsiyum oksalat zehrinin sebep olduğu ölümlerin yaşanabileceği de bilinmelidir. Kalsiyum oksalat, teni yakan ve organ sistemlerini bozabilen, son derece aşındırıcı bir toksindir. Bahçe işleri kitabını yanlış anlayıp Skunk Cabbage’dan çiçeklik yapmayı deneyen biri, boğazının ve ağzının kötü bir şekilde yanmasıyla birlikte saatlerce süren şiddetli bir rahatsızlıkla ve iki günlük zor yutkunmayla karşı karşıya kaldı.










9. Düğün Çiçeği (Buttercup)

Düğün Çiçeği, bu listedeki en masum görünüşlü bitki olmasıyla birlikte, neredeyse her zaman karşımıza çıkabilecek ve ekstra ölümcül özelliklere sahip olan bahçe bitkileri arasındadır. Genellikle az drenajlı çimenlik alanlarda yetişir ve çoğunlukla çocuklar tarafından bulunur.
Bitki tene değdiği zaman, tende küçük kırmızı bir nokta oluşmaktadır. Çünkü parlak sarı çiçekler, küçük isiliklere sebep olan toksinler yayarlar. Bu bitki, ağır gastrointestinal (sindirim sistemi ile ilgili) toksisite üreterek, onu tüketen kemirgen hayvanları zehirleyebilir. İnsanlar tarafından tüketilmesi ise, organ ve sinir sistemi zehirlenmesine sebep olarak sancılı bir ölüme yol açabilir. Açıkça görülüyor ki bu bitkinin güzelliği dokunmak için değil, izlemek için.







8. Dev Tavşancılotu (Giant Hogweed)

Dev Tavşancılotu, gerçekten de korkulacak bir bitkidir. Pek çok bitki, tüketildiği zaman zehirli özellikler gösterirken, bu bitki, sadece küçük bir fiziksel temasta dahi, insanlara çok ciddi zararlar veriyor. Aynı zamanda, bol miktarda bitki özü emisyonuna ve fotosensitif (ışığa karşı duyarlı) özelliklere sahiptir.
Bu bitki özü anında güneş ışığına tepki verir ve deri ile yumuşak dokuyu kabartarak kangrene ve birkaç yıl sürecek mor görünümlü lezyonların oluşuma sebep olan kimyasal bir tepkime başlatır. Hatta  küçücük bir bitki özünün gözle temasının bile körlüğe neden olma olasılığı vardır. Dev Tavşancılotları, yaklaşık 2,5 metre uzunluğa kadar büyüyebilirler. Öte yandan, domuzlar bu bitkilere karşı dayanıklıdırlar. Henüz, domuzlar üzerinde herhangi bir zararlı etkileri gözlenmemiştir.








7. Ölüm Camas’I (Death Camas)

Kuzeybatı Amerika’nın Oak Bölgesinin ormanlık alanlarında bulunan ve Camas bitkisi olarak adlandırılan yenilebilir çiçek soğanları, rengarek çiçekleriyle etrafı kaplar. İlk halklar,  çayırları yakarak ekip biçmişler ve bu gibi çeşitli bitkiler yetiştirmişlerdir. Ancak bu bitkiye akraba türler, yenilebilir camaslarla karıştırılabilir.
Toxicoscordion venenosum (Ölüm Caması)’un, var olan en zehirli bitki olduğu oldukça aşikardır. Ölüm Camas’ı, yenilebilir camaslardan yumuşak renk tonuyla ayırt edilir. Eğer birisi Camas ile etkileşime girerse, bu bir ölüm kalım meselesi haline gelir. Bu bitkiden küçücük bir miktar tüketmek bile, kanda meydana gelen bozulma ve organ yetmezliği nedeniyle ani ölüme sebep olur.







6. Melek Trompet (Melek Borusu / Brugmansia)

Dikkat çekici Melek Trompet çiçeği, Güney Amerika’ daki ormanlara özgü bir bitkidir. Bu bitki hiyosiyamin, atropin ve hipnotik özelliklere sahip, skopolamin diye adlandırılan üçlü etkiye sahip çok güçlü bir zehir yayar. Melek Trompet, insanlar ona dokunmadığı sürece ölümcül değildir ve bu yönüyle de bu listede yer alan diğer bitkilerden ayrılır. Bu bitkiden skopolamini ayrıştırıp kurbanları üzerinde kullanan ve onları tam anlamıyla birer zombiye çeviren “Colombian Devil’s Breath” isimli bir suç çetesinden ismini alan bir belgesel çekilmiştir ve Melek Trompet hakkında, bu belgeselde bilgi verilmiştir.
Bu hipnotik bitkinin etkisi altında olan kurbanlar yaptıkları hareketlerin farkında değildir, ama yine de tamamen uyanıktırlar. Belgeselde, yüzüne skopolamin tozu üflenip bütün evi hırsızlar tarafından boşaltılan bir adamın başından geçenlerle birlikte skopolamin ataklarıyla ilgili birkaç korku hikâyesine de yer veriliyor. Ayrıca gönüllü deneklerin psikotik bilinçleri tamamen etkilenmiştir.








5. Himalaya Böğürtleni

Himalaya Böğürtleni, hiç bulaşmak istemeyeceğiniz bir bitkidir. Bu bitki keskin dikenleriyle 40 dekametrekarelik bir alanı kaplar. Bildiğimiz böğürtlenlerin aksine, Himalaya Böğütleni’nin dikenleri 5 cm’ye kadar ulaşabilir. Bu böğürtlen türüyle karşılaşmanız bile acil servise gitmenizi gerektirebilir.
Masum görünümlü bu keskin bitki, ciddi boyutta göz hasarlarına, kan kaybına ve arter ile damarlarda bozulmaya sebep olabilir. Doğa yürüyüşçüleri, tehlikeli dikenlerle kaplı vadiye düştükleri zaman pek çok talihsiz olay meydana gelmiştir. Dikenli çalılar birbirine sıkıca bağlıdır, bu yüzden eğer bunlar parçalanır ya da kesilirse geriye doğru savrulup bir gürz gibi hareket edebilir ve gözlere zarar verebilir.










4. Gympie-Gympie (İntihar Bitkisi)

Avustralya’ya özgü bir bitki olan Gympie-Gympie ağacı dünyanın en tehlikeli ağacıdır ve bütün yakıcı ağaçlar arasında, en acı verici olanıdır. Gympie-Gympie’nin ıstırap yüklü ağrısı, yakıcı asitle kaplı olmasından kaynaklanır. Bu bitki, zehrinden etkilenen kişileri intihara sürükler. Örneğin, bir adam ormandayken bu ağacın yaprağını yanlışlıkla tuvalet kağıdı olarak kullandıktan sonra kendini vurmuş. Bu korkutucu bitki, insanlarda tespit edilen en etkili zehirlerden birini içerir ve bir araştırmacı zehir kalıntılarının 20 yıla kadar etkili olabileceğini ortaya çıkardı.
Bu durum, zehirli dikenlerin içinde kalan toksinlerden kaynaklanabilir.  Bu bitki o kadar tehlikelidir ki Avustralya ormanlarında çalışan en iyi işçiler bile potansiyel olarak tehlikeli alanlarda özel kıyafetler giyerler.










3. Yeni Zelanda Isırganı (New Zealand Tree Nettle)

Yeni Zelanda Isırganı, yanlışlıkla üstüne basılması halinde bile bir insanı öldürebilecek dünya üzerindeki iki bitkiden biridir. Bu devasa bitki,  yakıcı ısırganların en zehirli türüdür. 4,5 metreye kadar uzayabilir. Bu gelişkin cüppeli bitki, en küçük temas halinde bile tahriş edici nörotoksinler yayıp ölümcül olabilen, büyük dikenlerle çevrilidir.
Ölümden kaçınmak için, yürüyüş yaparken dikkatli olmak çok önemlidir. Bu durumla ilgili kayıtlara geçmiş birçok olay mevcuttur. Örneğin, sinir sistemini etkileyen bu korkunç iğnelere dokunduğu için, içerdiği zehirden dolayı ölen insanlar var. Eğer ölüm hemen gerçekleşmezse, içerdiği polinevropati zamanla sinir sistemini çökertebilir.








2. Spurge Laurel

Küçük, parlak yapraklarıyla dekoratif bahçelerde ve kamuya açık alanlarda sık sık kullanılan gösterişsiz bir bitkidir. Spurge Laurel, defne bitkisi ile  çok yakından akrabadır. Ancak bu defne ağacı, bitkiler alemindeki en kötü ölümlerden birine neden olur. Çok etkili biyositlere sahip olan bu bitkiyle temas edildiğinde, temas edilen bölgelerde tahrişlere neden olur ve bu tahrişler büyük yaralara dönüşebilir. 
Meyvelerinden birkaç tanesini yemek bile saatler içinde büyük çapta bir iç kanamaya ve organların fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Çok ilginçtir ki, bazı kabileler Spurge Laurel’i ileri derecede hasta olanlar için son çare ilacı olarak kullanmışlardır. Fakat, uygulanan tedavi, hastalıktan çok daha kötü sonuçlar doğurabilir. Issız alanlarda yaşayan yeşil ispinoz ise (Bir kuş türüdür. Diğer adı floryadır.), hiçbir zarar görmeden bu bitkinin meyvelerini sindirebilir.








1. Red Tide Algae (Kızıl gel-git algi)

Dünyadaki sahil şeridini altüst eden Kızıl gel-git, korkunç bir olaydır. Mevsim geçişleri sırasında, sıcaklığın da değişimi ile birlikte Algera Pelagius olarak bilinen binlerce küçük  deniz yosununun üremesi sonucu su, küf rengi bir hal alır. Algler, kabuklu deniz hayvanları tarafından hızlıca yüzeyde toplanır. Bunların, oldukça büyük nerotoksik etkileri vardır. Çok tehlikeli olan bu alg artışı ikincil organları hızlıca felç edebilir, daha da kötüsü algin bulaşmış olduğu kabuklu hayvanlara teması sonucunda, solunum yollarını uyuşturabilir.
Kızıl gel-git İncil’de geçen vebaya da gönderme yapıyor. Söylentilere göre; kanın etrafında dönen sular, Batı Kanada’ya giden Kaptan George Vancouver’ın mürattebatından birinin ölümüne sebep olduğu için büyük bir üne sahip oldu. Eyaletler “felç yapan kabuklu deniz ürünleri zehirlemesi” sonucunda, temizlenmesi için kapatıldı. Çünkü bütün kumsallar zehirli alglere maruz kalan, ölmüş ördek ve deniz kuşlarıyla kaplıydı. Belki de Kızıl gel-git bu gizemli hayvan ölümlerinin sebebini bizlere açıklayabilir.







KAYNAK: GAİA - Canan Sevcan Sevgili'ye teşekkür ediyoruz.. 

SİZE BİR SÜRPRİZİMİZ VAR



RECAİ TEKİN: BU MESAJ SİYASİ KONULARDAKİ SON PAYLAŞIMIMDIR..



RECAİ TEKİN: 
BU MESAJ SİYASİ KONULARDAKİ SON PAYLAŞIMIMDIR...
Sonuna kadar okumanız dileğiyle...... 

Kitap kapağındaki yeşil yazıları haddim olmayarak ben ilave ettim. Nejat Bey'den özür diliyorum... 
Ve CHP'yi yönetenlerin bu kitabı okumasını diliyorum.


RECAİ TEKİN olarak düşüncem şu ki, 
CHP HİÇ MUHALEFET ETMESEYDİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GÖRÜŞMELERİ MECLİSTE ENİNE BOYUNA DAHA ÇOK TARTIŞILIP, İLERİDE PROBLEM DOĞURACAK MADDELER GÖZDEN GEÇİRİLEREK YENİDEN DEĞERLENDİRİLEBİLECEKTİ... BU BİR TAKTİK HATASI MI, ÖNGÖRÜSÜZLÜK MÜ, BASİRETSİZLİK Mİ, DİLİM VARMIYOR AMA AKP İLE GİZLİ BİR ANLAŞMA MI?
CHP MİLLETVEKİLLERİNİN SAYISI BELLİ. BU ÇOĞUNLUKLA HİÇBİR GİRİŞİMİ ENGELLEME GÜCÜ YOK. MATEMATİKSEL OLARAK YOK, KABA KUVVET OLARAK YOK, ZİHİNSEL OLARAK YOK, DÜŞÜNSEL OLARAK YOK. YOK YOK...
BİRAZCIK KAFASI ÇALIŞAN BİR GRUP OLAYLARA DAHA SOĞUK KANLI BAKAR. GÖRÜŞ BİLDİRİR, ÇÖZÜM SUNAR, KUŞKULAR UYANDIRIR, İNSANLARI DÜŞÜNMEYE ZORLAR.
CHP NE YAPIYOR?
KÜRSÜ İŞGAL EYLEMLERİ, TÜZÜK ZORLAMALARI, TÜZÜĞÜN KENDİSİNE TANIDIĞI OLANAKLARI KULLANARAK GÖRÜŞMELERİ OYALAMA TAKTİKLERİ VB...
KAZANÇ: YOK, SADECE KARARLARI BİR KAÇ SAAT GECİKTİRME.
ZİYAN : -KARŞI TARAFTA BİR GÜÇ BİRLİĞİ OLUŞTURMA.
-İŞİ İNADA BİNDİRME.
-MADDELERİN GÖRÜŞÜLMESİNİ ENGELLEME
-SUNACAĞI ÖNERİLERLE DOĞRULARI GÖSTEREMEME
-HALKIN GÖZÜNDE DEĞER KAYBETME
-FARKLI DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜLSÜZLÜK.
- HAKLI DÜŞÜNCELERİ, ÇÖZÜM OLABİLECEK KATKILARI SUNAMAMAK.
GRUP BAŞKAN VEKİLLERİNİN GRUPLARINI YATIŞTIRMAK YERİNE, TANSİYONU YÜKSELTMELERİNİ ANLAYAMIYORUM.
EY KADİRŞİNAS, KIYMET BİLİR HALKIM SEN HER ŞEYİN EN İYİSİNE LÂYIKSIN. BİZİM BATILILARDAN BİR EKSİĞİMİZ Mİ VAR Kİ HEP ÇİLE ÇEKİYORUZ. DÜNYANIN EN GÜZEL ÜLKESİNDE BİRBİRİMİZİ BOĞAZLIYORUZ. YİNE DİLİM VARMIYOR AMA BİRBİRİNİ ISIRAN KUDUZLARIN BULUNDUĞU BİR MECLİSİMİZ VAR. SEN EN GÜÇLÜSÜN. SEN EN KUDRETLİSİN. SEN EN MUKTEDİRSİN AMA GEL GÖR Kİ ÇOK ALÇAK GÖNÜLLÜSÜN.
ÇOK ÇABUK UNUTUYORUZ. DUYGULARIMIZ HER ZAMAN MANTIĞIMIZIN ÖNÜNDE ENGEL. YANDAŞLARIMIZIN KUSURLARINA KARŞI KÖR, KARŞITLARIMIZIN EN DOĞRU ÖNERİLERİNE SAĞIRIZ. TAKIM TUTAR GİBİ BİR PARTİCİLİK ANLAYIŞIMIZ VAR.
RAKİPLERİNİ DİNLİYOR MUSUN?
YANDAŞLARINI ELEŞTİREBİLİYOR MUSUN?
DOĞRULARI KABULLENEBİLİYOR MUSUN?
HATALI DURUMLARINDA YANDAŞLARINA KARŞI TAVIR ALABİLECEK GÜCÜ KENDİNDE BULABİLİYOR MUSUN?
İNANDIĞIN DOĞRULAR İÇİN MÜCADELE GÜCÜN VAR MI?
KISACASI YAŞAMI SEVİYOR MUSUN?
DAHA İYİ YAŞAMAK İÇİN BİR FİKRİN VAR MI?
YOKSA TÜM BUNLARI SENİN YERİNE BİR BAŞKASININ DÜŞÜNÜP SANA SUNMASINI MI BEKLİYORSUN?
KARAR SENİN, VERDİĞİN KARARIN SONUÇLARINI YAŞAYACAK OLAN DA SENSİN.
KARARIN MÜBAREK OLA...

KALEIDOSCOPE 13 OCAK


Kaleidoscope, belleklerimizde iz bırakan, kültür, sanat, siyaset ve sanat dünyamızdan kişileri sizlerle buluşturuyor.


13 OCAK 1921
Türk yazar, şair NECATİ CUMALI Florina'da doğdu.
Roman, öykü, deneme, tiyatro, vb. edebi eserler vermiştir.
(Ölüm: 10 Ocak 2001 - İSTANBUL)





13 OCAK 2012
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Kıbrıs Türkü, siyasetçi ve yazar RAUF DENKTAŞ Lefkoşa'da öldü. (Doğum: 27 Ocak 1924 - Baf / KIBRIS)




13 OCAK 1973
Sanat Tarihçisi, çevirmen, yazar, eleştirmen ve öğretmen SABAHATTİN EYÜBOĞLU İstanbul'da öldü. (Doğum: 1908 - AKÇAABAT)
Eserlerinden bazıları: "Mavi ile Kara", "Pir Sultan Abdal", "Köy Enstitüleri Üzerine", "Fransız Realizmi"..





13 OCAK 2013
Tiyatro ve sinema oyuncusu ALEV SURURİ öldü.




13 OCAK 2012
"Ordinaryüs" lakaplı Türk eski futbolcu ve teknik direktör  LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS 87 yaşında ağır zatürreye bağlı kalp yetmezliğinden öldü.




12 Ocak 2017

HÜRSÖZ GAZETESİ'nden HABER:



Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Niksar’da geçiren ve anıtmezarı Niksar’da bulunan Türk şiirinin usta kalemi Cahit Külebi doğumunun 100. yılında Ankara’da anıldı. 

Gerçekleştirdikleri kültür ve sanat etkinlikleriyle kültür tutkunlarının dikkatini çeken Niksarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği etkinlikler zincirine bir halka daha ekledi. Edebiyatımızın saygın yazarlarından Şair ve Yazar Cahit Külebi’yi anmak amacıyla 07 Ocak 2017 Cumartesi günü, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezindeki anma etkinliğine katılan konuklar Cahit Külebi şiirlerine doyarken birbirleriyle özlem de giderdiler.

Dernek Başkan Yardımcısı Fatma Erdem Seçkin’in sunuculuğunu üstlendiği etkinliğe Niksarlı ve Tokatlı hemşehrilerimizin yanı sıra başkentte bulunan edebiyatçı ve sanatçılar da katıldı. Yazar ve Şair Yekta Güngör Özden, Şair Ergun Evren, Şair Ahmet Telli, Yazar Işık Kansu, Yazar Remzi İnanç ve Şair Ahmet Özer’in konuşmacı olarak bulunduğu anma gününün Moderatörlüğünü Yazar İbrahim Karaoğlu yaptı.


Niksarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Necip Aktaş, tüm konuklara ve konuşmacılara hitaben yaptığı selamlama konuşmasında; “Cahit Külebi, şiirlerinde Anadolu insanının acılarını, ulusal bağımsızlığı, Atatürk devrimlerinin savunuluculuğunu dile getiren Niksar’ın yetiştirdiği önemli değerlerden biridir. Cahit Külebi bir şiir ve dil ustasıdır. Biz, dernek olarak bu değerleri yaşatma, tanıtma ve kentimiz Niksar’ı her platformda anlatacak biçimde daha sık etkinlik düzenlemeyi planlıyoruz” dedi.  

Dernek Başkanı Necip Aktaş; Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e, Görüntü Yönetmeni Cihat Taşkın’a, etkinlik sponsorlarından Niksarlı İşadamı Salih Tüzemen’e, Mühendis Ümit Erdem’e, Hakim Sebahattin Ali Erdem’e teşekkür etti.

Şair ile Ankara’da çok sık görüştüklerini belirten Yekta Güngör Özden yaptığı konuşmada Külebi’nin Niksar’a geliş öyküsünü ve bir memur çocuğu olarak geçirdiği Niksar günlerini anlattı. Cahit Külebi’nin şiirleri Tiyatro Sanatçısı Ferahnur Batur’un duygulu sesinden dinlendi.

Yazar Hami Karslı, Prof. Dr. Turgut Özeke, Şair Necdet Arslan, Müjdat Özbay, Tarih Öğretmeni M. Necati Güneş ve Eğitimci Hasan Akar’ın kitaplarının dağıtıldığı toplantıda kırkbeş yıl önce TRT tarafından hazırlanmış Cahit Külebi hakkındaki “Edebiyat Dünyası” belgeseli gösterildi.
    
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Tokat Vakfı Başkanı Fahrettin Alıcı, Tokatlı İşadamları Derneği Başkanı Sadık Saper, Tokat Dernekleri Federasyonu Başkanı Kâmil Dündaroğlu Tekel Eski Genel Müdürü Süreyya Yücel Özden, Niksar Eski Belediye Başkanı Duran Yadigâr ve Emekli TRT Yapımcısı Hüseyin Taşkın katıldı.

Şairin oğlu Ali Külebi yurtdışında bulunma mazeretini gönderdiği bir yazıyla belirterek toplantı için dernek yetkililerine ​​​​​​​​​​teşekkür etti. Program sonunda konuşmacılara, sponsorlara, Gezi Yazarı Nuray Özener Değirmencioğlu’na ve TRT  Emekli Kameramanı Cabbar Yıldız’a Niksar Çini Atölyesi tarafından özel olarak hazırlanmış çini tabaklar armağan edildi.












DANİŞMEND GAZETESİ'nden.. HABER

ANKARA NİKSARLILAR DERNEĞİNDEN KÜLTÜREL BİR ETKİNLİK:
"CAHİT KÜLEBİ 100 YAŞINDA"


Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Niksar'da geçiren ve anıtmezarı Niksar'da bulunan Türk şiirinin usta kalemi Cahit Külebi doğumunun 100. yılında Ankara'da anıldı. 

Gerçekleştirdikleri kültür ve sanat etkinlikleriyle kültür tutkunlarının dikkatini çeken Niksarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği etkinlikler zincirine bir halka daha ekledi. Edebiyatımızın saygın yazarlarından Şair ve Yazar Cahit Külebi'yi anmak amacıyla 07 Ocak 2017 Cumartesi günü, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezindeki anma etkinliğine katılan konuklar Cahit Külebi şiirlerine doyarken birbirleriyle özlem de giderdiler.

Dernek Başkan Yardımcısı Fatma Erdem Seçkin'in sunuculuğunu üstlendiği etkinliğe Niksarlı ve Tokatlı hemşehrilerimizin yanı sıra başkentte bulunan edebiyatçı ve sanatçılar da katıldı. Yazar ve Şair Yekta Güngör Özden, Şair Ergun Evren, Şair Ahmet Telli, Yazar Işık Kansu, Yazar Remzi İnanç ve Şair Ahmet Özer'in konuşmacı olarak bulunduğu anma gününün Moderatörlüğünü Yazar İbrahim Karaoğlu yaptı.

Niksarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Necip Aktaş, tüm konuklara ve konuşmacılara hitaben yaptığı selamlama konuşmasında; “Cahit Külebi, şiirlerinde Anadolu insanının acılarını, ulusal bağımsızlığı, Atatürk devrimlerinin savunuluculuğunu dile getiren Niksar'ın yetiştirdiği önemli değerlerden biridir. Cahit Külebi bir şiir ve dil ustasıdır. Biz, dernek olarak bu değerleri yaşatma, tanıtma ve kentimiz Niksar'ı her platformda anlatacak biçimde daha sık etkinlik düzenlemeyi planlıyoruz” dedi.  

Dernek Başkanı Necip Aktaş; Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen'e, Görüntü Yönetmeni Cihat Taşkın'a, etkinlik sponsorlarından Niksarlı İşadamı Salih Tüzemen'e, Mühendis Ümit Erdem'e, Hakim Sebahattin Ali Erdem'e teşekkür etti.

Şair ile Ankara'da çok sık görüştüklerini belirten Yekta Güngör Özden yaptığı konuşmada Külebi'nin Niksar'a geliş öyküsünü ve bir memur çocuğu olarak geçirdiği Niksar günlerini anlattı. Cahit Külebi'nin şiirleri Seslendirme Sanatçısı Feranur Barut'un duygulu sesinden dinlendi.

Yazar Hami Karslı, Prof. Dr. Turgut Özeke, Şair Necdet Arslan, Müjdat Özbay, Tarih Öğretmeni M. Necati Güneş ve Eğitimci Hasan Akar'ın kitaplarının dağıtıldığı toplantıda kırkbeş yıl önce TRT tarafından hazırlanmış Cahit Külebi hakkındaki “Edebiyat Dünyası” belgeseli gösterildi. CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Tokat Vakfı Başkanı Fahrettin Alıcı, Tokatlı İşadamları Derneği Başkanı Sadık Saper, Tokat Dernekleri Federasyonu Başkanı Kâmil Dündaroğlu Tekel Eski Genel Müdürü Süreyya Yücel Özden, Niksar Eski Belediye Başkanı Duran Yadigâr ve Emekli TRT Yapımcısı Hüseyin Taşkın katıldı. Şairin oğlu Ali Külebi yurtdışında bulunma mazeretini gönderdiği bir yazıyla belirterek toplantı için dernek yetkililerine ​​​​​​​​​​teşekkür etti. Program sonunda konuşmacılara, sponsorlara, Gezi Yazarı Nuray Özener Değirmencioğlu'na ve TRT  Emekli Kameramanı Cabbar Yıldız'a Niksar Çini Atölyesi tarafından özel olarak hazırlanmış çini tabaklar armağan edildi.