danişmend etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
danişmend etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Şubat 2017

SEVGİLİLER GÜNÜNÜN ARDINDAN.. Cihat TAŞKIN

KEŞKE HER GÜN SEVGİLİLER GÜNÜ OLSAYDI

























14 Şubat'ta tüm dünyada Sevgililer Günü kutlanıyor. Özellikle sevgi ve şefkate en fazla gereksinim duyduğumuz bu günlerde Sevgililer Günü’nün çok yerinde bir uygulama olduğunu kabul ediyor ve hangi nedenle olursa olsun sevginin ve saygının anımsatılıyor olmasını değerli buluyorum.

Sevgililer Günü de bayramlar gibi coşkulu, sevinç dolu, mutluluğun zirve yaptığı anları yaşatır kutlayanlara. Anneler Günü, Babalar Günü, Yaşlılar Günü, Engelliler Günü vb..  günler sevdiğimiz, saygı duyduğumuz ve önemsediğimiz insanlara duygularımızı ifade edebilmek için yeni fırsatlardır bizim için. Ama ne ilginçtir benzer günlerde insanlar birbirlerine armağan vermek zorundalığı ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu, fırsatçı bir ticari anlayışın toplumlara yansıtılmasından başka bir şey değildir. Parası olmayanlar Sevgililer Günü kutlayamaz mı ya da insan sevdiğine sevgisini bir çift sözle, içten bir tebessümle, sıcak bir dokunuşla ifade edemez mi? Mutlaka pahalı bir armağan vermek/almak mı gerekir.

Siz siz olun, reklamlarda yayımlanan dayatmalara aldanmayın. Unutmayın ki; pahalı armağanlar vermeseniz de sizi sevenler sizin gerçek sevgilinizdir.

Peki, dilerseniz Sevgililer Günü’ne biraz da farklı bir açıdan bakalım.

Bir kişinin sevgilisi olmak için sevgili, nişanlı, sözlü, flört, eş (karı/koca) ya da çıktığı biri mi olmak gerekiyor? Bence, “hayır”..

Her bireyin ‘sevgili’ anlayışını üyesi olduğu toplumun gelenekleri, görenekleri ve kültürel yapısı belirliyor. Tam bu noktada aklımıza “Sevgili nedir?” sorusu geliyor.

İnsanların, sadece, karşı cinse duyduğu içsel dürtüleri ve heyecanları mı belirliyor “sevgili” olmayı?

Bence, sevgili olmayı en fazla hak edenler, vatanları için gözlerini kırpmadan tehlikenin üzerine giderek canları pahasına görevlerini yerine getiren kahraman şehitlerimizdir. Onlar, yüreklerdeki yeri asla doldurulamayacak gerçek sevgililerdir.

Sevgilileri saymakla bitmez.. Sıcak yaz günleri gölgesinde serin serin kitap okuduğum salkım söğüdü çok seviyorum, o ağaç benim sevgilim. Doğada bulunan tüm bitkiler ve diğer hayvanlar da öyle.. Dedelerimi hiç tanımadım ama ninem (anneannem) ile unutulmaz anılarım oldu. Kuşkusuz annem ve babam da öyle.. Arkadaşlarım, dostlarım da öyle.. Dedim ya, sevgililerimin hangi birini sayabilirim ki..

Aslında yüreği sevgiyle dolu olan, doğruluk yolundan ayrılmayan, iyilik yapan, insana ve alın terine saygılı olan herkes birer sevgilidir.

Aklımı kurcalayan bir soru da şu;
“Neden her zaman somut nesneler sevgili olarak kabul edilir?”.

Ben bazı kavramları ve düşünceleri de sevgiye değer görüyor ve sevgili olarak kabul ediyorum. Örneğin; “Bağımsızlık”, “Özgürlük”, “Emeğe Saygı”, “Herkes İçin Adalet”, “Toplumcu Düşünce” ve “İnsancıllık”.. Bu bağlamda; tüm bu değerleri ülkemize kazandıran ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ilk sevgilisi olmalıdır diye düşünüyorum.

Bir kavram olarak Sevgililer Günü için çok şey söylenebilir, yazılabilir. 
“Keşke her gün sevgililer günü olsaydı” diyorum tüm yüreğimle.

Sevgilerimle.. 

Kaynak: DANİŞMEND GAZETESİ