feminizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
feminizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

01 Nisan 2017

AKLIMIZ EN DEĞERLİ VARSILLIĞIMIZDIR.


Hanımlar, sözüm size..



Ben bir kadınım. İki evlat sahibi, evli bir anne olarak kendi cinsiyetimle yani kadınlığım ile gurur duyuyorum. Ya siz?

Kendinizle ilgili düşüncelerinizi öğrenmeyi ne çok isterdim. Örneğin; bir kadın olarak, kendinizi yaşamın neresinde duyumsuyorsunuz? Yaşadığınız ülkede, ailenizde, sosyal çevrenizde, bireyi olduğunuz toplumda bir kadın olarak yaşamak sizin için ne ifade ediyor? Başka toplumlardaki kadınların yaşamları hakkında ne denli bilgi sahibisiniz? Ya da aşağıda sıraladığım konu başlıklarına ilişkin ne anlatabilirsiniz?

“Hak ve Özgürlükler Açısından Kadın”, “Çalışma Hayatı ve Kadın”, “Demokratikleşme Süreçlerinde Kadın”, “Erkekler ve Kadınlar”, “Anadolu’da Kadın Olmak”, “Örgütlü Dayanışma İçinde Kadın”, “Aydınlanma Ekseninde Çağdaş Kadının Rolü”, “Ev Hanımı - İş Kadını”, “Feodalizm ve Kadın”, “Feminizm”, “Kadın ve Öncelikleri”, “Dinler ve Kadın”, “Kapitalizm ve Kadın” ve dahası..

Konuşulacak çok konu, söylenecek çok söz var “kadın” hakkında. Sanırım lafı nereye getirmek istediğimi öngörebiliyorsunuz.

“Toplumsal Yaşamda Kadın farkındalığı ve Bilinçlenme Süreçleri”

Günümüzde kendi kadınsal değerinin, öneminin, hak ve özgürlüklerinin ayrımında olmadan yaşayan bir dolu kadın tanıyorum. Hem de sayılamayacak kadar çok.
Gelişim süreçlerini tamamlayamamış erkek egemen toplumlardaki kadına yönelik tüm olumsuzlukların temelinde eğitimsizlik, feodalite ve bilinçlenme yetersizliği yatmaktadır. Ne yazık ki bu, görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek.

Geçmişte kadını baş tacı yaparak devlet yönetiminde kadın düşüncesini değerli sayan toplumumuzun bugünkü, kadına karşı olumsuz tutumuna hiç de şaşırmıyorum.
Yetkin ve çağdaş bir eğitim edinememiş, ekonomik özgürlüğünü sağlayamamış, bu yönde çabalamamış, demokratik kazanımlarının farkında olmayan örgütsüz kadınların geldiği noktadayız; şiddet, tecavüz, cinsel istismar, taciz, çocuk yaşta evlenmeye zorlanma, başlık parası, berdel, recm, işsizlik, emek sömürüsü ve aldatılma..

Çarkları varsıllık çıkarına dönen ekonomik sistem güncel kültürel propaganda yöntemleriyle toplumun feodal yapısını beslerken cahilleştirmenin de altyapısını oluşturmaktadır. Okumayan, araştırmayan, sormayan kadın ya evde köleleştiriliyor ya da, çalışıyorsa, karın tokluğuna ücretlendirilerek işsiz kalmadığı için şükretmeye zorlanıyor. Eğitimsiz toplum yapısı, erkekleri kadına karşı olumsuzluklara yöneltirken aklını referans almayan kadınları zulme boyun eğmek zorunda bıraktırıyor.

Hanımefendiler, “Aklımız en değerli ve en önemli varsıllığımızdır.”

Bunu fark ettiğimizde kadınlığımızın ne denli önemli ve değerli olduğunu anlayacağız. Kadın aklı, bilinçlenmeye ve aydınlanmaya açılan kapının tek anahtarıdır. Bilge Önder Atatürk’ün Cumhuriyet döneminde kadına tanıdığı hak ve özgürlükleri anlamak ve onları korumak için yegâne gücünüz kadınsal sağduyunuz ve aklınızdır. Size dayatılmak istenen tüketim alışkanlığı, kozmetik gereksinimler ve medya illüzyonuna gene aklınızla dur diyebilirsiniz.

Ülkemiz kadınlarını özgürleştirecek yolun hayli zor ve yorucu olduğunu biliyorum. Sadece aklını kullanabilen, bilinçli, donanımlı ve örgütlenmeyi başarabilmiş kadınlarımız tüm olumsuzlukların üstesinden gelecektir. Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarımızı korumak ve onları yitirmemek için daha fazla bilgilenme, daha çok aydınlanma ve en çok da farkındalık oluşturma gerekmektedir. Dolayısıyla sorunlarımızı gene biz kadınlar çözebiliriz.

Kadına yönelik tüm olumsuzluklara “Hayır” diyebilmek ve uygar kadına yaraşır bir dünya kurabilmek sizin elinizde..

Dünya’nın tüm kadınlarına ve kadın dünyasına olumlu katkı sağlayan herkese selam olsun.

Saygılarımla…



  


14 Mart 2017

FRİDA KAHLO'YU TANIMAK

6 Temmuz 1907 yılında Meksika’nın güneyindeki Cayoacon’da bulunan Mavi Ev’de dünyaya geldi. (Hayatının sonraki dönemlerinde bu Mavi Ev’in önemi devam edecek) Fakat kendisi doğumunu Meksika’nın kurtuluş günü olan 7 Temmuz 1910 olarak kabul etmektedir. Annesi Matilde ve babası Guillermo’nun üçüncü kızlarıdır. Özellikle babası adının Almanca “barış” demek olan Frieda olmasını istedi. Bu isim azizler takviminde yer almadığı için vaftizle uzun süren tartışmalar sonrasında Frida’ya üç isim konuldu. İlk iki isim vaftiz gereğince üçüncüsünü de yaşam boyu kullanacaktı. Magdalena Carmen Frida
Henüz altı yaşındayken geçirdiği çocuk felci sonrası bir bacağı engelli kaldı ve bu dönemde kendisine “Tahta Bacak Frida” dendi. Daha sonraki yıllarda Frida, Ulusal Hazırlık okulunda okudu.

17 Eylül 1925’te otobüs ile trenin çarpışması sonucu tüm hayatını etkileyecek bir kaza geçirdi. Bu kazada trenin demir çubuklarından biri Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıktı. Kazadan sonra acısını dindirmek için resim yapmaya yöneldi.

1927 yılında yatağa bağımlılığı sona erdi ve yürümeye başladı. İki yıl sonra Meksika Komünist Partisi’ne üye oldu. Ve yine aynı yıl içersinde Meksikalı ressam Diego Rivera ile evlilik yaptı.
Diego Rivera ile yaşadığı aşkta senin sevmediklerini de sevdim ben diyen taraf oldu. Evlilikleri sırasında sağlık sorunları nedeniyle bir kere çocuk aldırmak zorunda kaldı ve iki kere üst üste düşük yaptı. Bu Frida’yı gerçekten etkileyen bir olaydı.
1939 yılında bu evliliğini bitirdi. İki tarafında evlilik süresince birbirlerine karşı sadakatsizlikleri oldu. Fakat bu ayrılık kısa sürdü, 1 yıl sonra tekrar evlendiler ve Frida’nın çocukluğunun geçtiği Mavi Ev’e yerleştiler. Frida’nın sağlık sorunları hayatı boyunca devam etti. 1953 yılında sağ bacağı kesildi. Ve 13 Temmuz 1954’te akciğer embolisi teşhisi ile yaşamını yitirdi. 
Son sözleri güncesinde yazan şu cümleydi: Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.
Külleri, yaşamı boyunca önemini yitirmeyen Mavi Ev’de muhafaza edilmektedir. Bu ev, Diego Rivera tarafından 1955 yılında devlete bağışlanmıştır.
Frida yaşamı boyunca çok acı çekmiş ama yine de yaşamını kendine zehir etmemiş güçlü bir kadındır. 20. yüzyılın popüler ikonlarından, ressam, devrimci ve feminist bir kadın. Kendisini sürrealist bir ressam bir ressam olarak tanımlayanlara karşı; Ben sürrealist bir ressam değilim. Asla hayallerimi resimlemedim. Yalnızca kendi gerçeğimi resimledim. diyerek cevap vermiştir. Zorlu yaşamında güzel eserler bırakmış ve tarihe geçmiş önemli bir ikondur.
Tablolarının birçoğunda kendi yüzünden yola çıkarak portre çalışmaları yapmış ve yaşadığı acıları resmetmiştir. Bu tablolarından en önemlileri: “Çok Çirkin Otoportre ” (1913), Birkaç Küçük Delik (1935), Ben ve Papağanlarım (1943), Kırık Sütun (1944)…
Kaynak: Rauda Jamis, Frida Kahlo Aşk ve Acı - GAIA


WATERSTATION SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ - 0850 532 0282
Konut ve ofis çözümlerimiz için hemen arayınız.