22 Nisan 2017
İZMİR'DE ŞİİR DOSTLARIYLA BULUŞACAK
3. şiir kitabı yayımlanan Necdet Arslan İzmir'deki Niksarlı ve Tokatlı hemşehrileriyle buluşacak.
İz
Şair NECDET ARSLAN 30 Nisan 2017 Pazar Günü İzmir kitap Fuarında kitaplarını imzalayacak..mir Niksarlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Turan Özmet yaptığı açıklamada; Şair Necdet Arslan'ın İzmir Kitap Fuarına katılmasından duyduğu mutluluğu belirterek; "Hemşehrimiz Necdet Arslan bulunduğu her ortamda Tokat ve Niksar'ımızın gönüllü kültür elçiliğini yapmaktadır. Dolayısıyla, bu anlamda çabaları ve eserleri çok değerlidir. Bir şair, bir yazar, bir sanatçı kolay yetişmiyor.. Toplumların kültürel gelişimi Necdet Arslan yürekli insanların gayretleriyle gerçekleşiyor. Biz dernek yönetimi olarak Şair hemşehrimiz Necdet Arslan'ı Kitap fuarındaki imza gününde ziyaret edeceğiz. Kendisine İzmir'e hoşgeldiniz diyor ve başarılı yapıtlarından dolayı Necdet Arslan'ı yürekten kutluyorum." dedi.
BİLGİ:
NECDET ARSLAN İMZA GÜNÜ
30 Nisan 2017 - Pazar günü
saat:16.00-18.00
izmir Kitap Fuarı - Uluslararası İzmir Fuarı (Kültür Park)
2. Salon, Bölüm: 710-A (Kanguru Yayınları)
10 Nisan 2017
Gonca Evirgen: BAZILARI ŞAİR DOĞAR
"Doyasıya okuduğum, çoğu dizelerinde kendimi bulduğum ve satır aralarında yaşamın en elim sarmallarını yüreğimde duyumsadığım Necdet Arslan şiirlerine sadece saygı ile şapka çıkarılır."
İlk iki şiir kitabını okumuştum. Üçüncü kitap, “Susmalar” yayımlandığında her üç yapıtını da bana gönderme inceliğini gösteren yazın ustası Necdet Arslan’a yürekten teşekkür ederek siz okurlarıma “merhaba” demeyi anlamlı buldum.
Güneşli bir bahar sabahı,
balkonda kahvemi yudumlarken sabırsızlıkla beklediğim paket ulaştı bana.
İçerisinde üç şiir kitabı olan gönderi sabah keyfimi bütünleyen ve beni epey mutlu
eden saygın bir armağan oldu benim için. “İşte bu… İşte böyle olmalı her insan” diye aklımdan geçirdim.
Sözcüklerle dans edercesine, halay çekercesine sarmaş dolaş olan şairin sadece şiir yazan insan olmadığı aynı zamanda yaşamı tüm yalınlığıyla ve şiirsel duyumsamalarla içselleştiren onurlu bir yazın insanı olduğu kuşkusuz. Bu bağlamda, şair Necdet Arslan’ın her türden teşekkürü bolca hak ettiğini düşünüyorum.
Sözcüklerle dans edercesine, halay çekercesine sarmaş dolaş olan şairin sadece şiir yazan insan olmadığı aynı zamanda yaşamı tüm yalınlığıyla ve şiirsel duyumsamalarla içselleştiren onurlu bir yazın insanı olduğu kuşkusuz. Bu bağlamda, şair Necdet Arslan’ın her türden teşekkürü bolca hak ettiğini düşünüyorum.
”Şair olunmaz, şair doğulur..” düşüncesini belleklerimize derinden kazıyan engin
yürekli şair 30 Nisan 2017 Pazar
günü Saat:16.00'da İzmir Kitap Fuarı’nda,
yayınevinin gerçekleştireceği Necdet
Arslan İmza Günü’nde okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Yazar - okur
buluşmalarının her iki taraf için de bitimsiz coşku türettiğini bilenlerdenim.
Güncel Türkçe sözcükleri
öz Türkçe sözcüklerle ustaca harmanladığı dizelerini duygu çağlayanlarına
dönüştürmeyi başaran Necdet Arslan, sınır tanımayan coşkusuyla insanı tüm
yönleriyle ve en doğru betimleyen bir yazın ustası duruşu sergiliyor bizlere.
“Bir Gün Ansızın”, 2015 yılında yayımlanmış şiirlerin kitabı oldu.
“Taşra Akşamlarından” 2016’da kutup yıldızı gibi parıldadı şiir dostlarının
üstüne.
Bu sene Susmalar’ın yılı oldu. 2017’de “Susmalar”
yayımlandı Necdet Arslan sevenleri için.
Kendisiyle yaptığım kısa telefon
görüşmesinde, yayımlanan üç kitaba değgin görüşlerimi sormuştu bana.. İyi bir
okur olmak beni, elbette ki, yazın insanı ya da eleştirmen yapmaz. Doyasıya
okuduğum, çoğu dizelerinde kendimi bulduğum ve satır aralarında yaşamın en elim
sarmallarını yüreğimde duyumsadığım Necdet Arslan şiirlerine sadece saygı ile şapka
çıkarılır. Üç kitap, üç başyapıttır..
Tüm şiir dostları adına Necdet
Arslan’ı kutluyor, esenlik diliyorum.
GONCA EVİRGEN NECDET ARSLAN İMZA GÜNÜ
İzmir Kitap Fuarı (Kültür Park)
30 Nisan 2017 - Pazar Günü
Saat:16.00
2 numaralı salon 710A standı
(Kanguru Yayınları)
06 Nisan 2017
Şair NECDET ARSLAN'ın 3. şiir kitabı yayımlandı.
Susmalar adlı şiirini "Şimdi ne
varsa hepsi talan ne varsa hepsi yalan" sözleriyle sonlandıran şair "Bir
Gün Ansızın" ve "Taşra Akşamlarından" adlı şiir kitaplarından
sonra "Susmalar" adlı eseriyle okur ve izleyenlerine birbirinden
farklı duygulanımlar armağan ediyor.
1954 yılında Tokat'ın Erbaa ilçesinde doğan Şair, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinden emekli olduktan sonra gene doğduğu Erbaa'da şiirle dolu yaşamını sürdürüyor.Ulusal ve yerel gazetelerde, edebiyat ve sanat sitelerinde şiirleri ve yazıları yayımlanan şair Necdet Arslan’ın sosyal medyadaki yoğun izleyici kitlesi şairin başarısını daha uzun yıllar sürdüreceğini fısıldıyor bize.
Öğretmen olan babasının görevi nedeniyle gençlik dönemini Niksar’da geçiren Necdet Arslan edebiyata ve şiire yöneliminin o yıllarda geliştiğini, bu nedenle Niksar’ı ve Niksar günlerini çok değerli bulduğunu belirtiyor.
01 Nisan 2017
ROTAMIZ NİKSAR KIRSALI
NİDOST üyelerinden Kurudere, Şakşak, Ilıcakdere, Güllük ve Maduru Deresi'nde trekking (26.03.2017)
C
Niksar Doğa Sporları ve Turizm
Derneği (NİDOST) üyesi bir grup doğasever Keşfi Meydanı'nda buluştuktan sonra
Hoca Sultan'dan Kırkkızlar Türbesi'nden, Albayrak'tan Kurudere'den Şakşak Düz
Tarla'ya (Gavurun Tarla) çıktık. Buradan Kuzey yönüne hareket ederek Ilıcakdere üstlerine (Abdal Hasan Deresi) Nallı Tarla'ya vardık. Buradan da Güllük
mevkiine yöneldik. Güllük'ten Arapdere’ye indik ve eski yaya yolundan Maduru
Deresi'nin yamaçlarından Maduru'ya indik. Her zaman olduğu gibi "Bohçası bizden, bahçesi sizden" deyip molayı Yavuz
Kayalaçin'in bahçesinde verdik.
Yürüdüğümüz cılga yollar
eskinin odun kaçakçılığı için kullanılan at-eşek yollarıdır.
Yürüyüş boyunca makilik ve
çamlık alanlardan, bahçe ve tarla kenarlarından geçtik. Az miktarda aşısız,
çokça da aşılı meyve ağacı olduğunu gördük. Orman içinde bol miktarda zoğal
(kiren, kızılcık) ağacına da rastladık. Hepsi çiçek halinde idi.
Sindiğenler arasında ve cılga
yol kenarlarında bol miktarda "tavşan elmasına" rastlamamız ise beni
sevindirdi.
Kekik bulduk, çamsakızı
kokladık.
Ciğerlerimiz oksijenle doldu,
gözlerimiz yeşile doydu. Üstelik de bu mevsimde, henüz ilk baharın başında
iken...
Yol üzerinde kaçak oduncuların
at-eşeklerinin geride bıraktıkları dışkıları fotoğrafladım. Çocukların birçoğunun
bu fotoğrafların ne fotoğrafı olduğunu bilemeyeceğini iddia ettim.
Pelit, sindiğen ve sandal
ağacını tanıttık. 1980'li yıllarda dikilen sedir ağaçlarının gölgesinde
dinlendik. Çamkese zararlısını gördük. Güllük'te ise hiç "gül"
kalmamasına üzüldük. Güllük'teki çeşmeyi de bulamadık.
Yürüdüğümüz hat üzerinde Nallı
tarlanın üst tarafındaki gözenin haricinde su sıkıntısı vardı. Güllükte ancak
ahır ve evlerde su bulunabiliyor. Doğal akan bir çeşme veya su gözesi yoktu.
Arap dere'ye inerken de su gözesi yoktu. Bununla birlikte Ilıcakdere’nin ve
Arap Dere'nin (Maduru Deresi) suyu içilebilecek kadar temizdi.
Maduru'da koyunların yemesi
için dökülen kelemlerin (lahana) kökünü yemek için çobandan izin istedik. Çoban
şaşkınlıkla bize bakıyordu. Çoktandır kelem kökü yememiştim. Unuttuğum bir tadı
yeniden hatırlamış oldum.
Maduru'da önemli bir şaşkınlık
daha yaşadım.
"Dokuz kiremit" oynayan çocukları görmem benim için
gerçekten çok büyük sürpriz oldu.
Kaynak: Vet. Hekim DURAN KAYA /
NİDOST
Çam Sakızı, Niksar |
Maduru Deresi kaya yapısı, Niksar |
Durdu Şahin, Çam Sakızı, Niksar |
Bağ kapısı, Niksar |
Cihat Olcay, Çamsakızı, Niksar
|
Nallı Tarla, Niksar |
Zeki Balcı, Niksar |
Çetene, Niksar |
Sümbül, Niksar |
Çamkese zararlısı, Niksar |
Niksar'dan.. |
Hüseyin Uludağ, Çam Sakızı, Niksar |
Eşek dışkısı |
Yavuz Kayalaçin'in Maduru Deresindeki bahçesi, Niksar |
Cihat Olcay ve Huseyin Uludag ile birlikte.
|
Ilıcakdere üst tarafları, Abdal Hasan Deresi, Niksar |
Çocuklar "dokuz kiremit" oynuyorlar, Maduru, Niksar |
Maduru Çeşmesinde bir güzel, Niksar |
Erdal Batuk, Cihat Olcay,Huseyin Uludag, Dürdane BaLcı, Zeki Balcı, Durdu Şahin, Hüseyin Koç, Ismail Özbek, Mehmet Erol Özmet ve Meral Şahin ile birlikte. |
Arap sümbülü, Niksar |
Arapdere'de büyük ceviz ağacı, yaprağı olmasa da gölgesinde dinlendik, Niksar |
Nallı Tarla, Niksar |
Sığır dışkısı |
Sümbül, Niksar |
Güllük'teki mahlep ağaçlarında liken oluşumu, Niksar |
Çocuklar "dokuz kiremit" oynuyorlar, Maduru, Niksar |
Resim yazısı ekle |
Sütleğen, Niksar NİDOST - Niksar Doğa Sporları ve Turizm Derneği üyelerine başarılar dileriz.. KALEIDOSCOPE |
AKLIMIZ EN DEĞERLİ VARSILLIĞIMIZDIR.
Hanımlar, sözüm size..
Ben bir kadınım. İki evlat sahibi, evli bir anne olarak
kendi cinsiyetimle yani kadınlığım ile gurur duyuyorum. Ya siz?
Kendinizle ilgili düşüncelerinizi öğrenmeyi ne çok
isterdim. Örneğin; bir kadın olarak, kendinizi yaşamın neresinde
duyumsuyorsunuz? Yaşadığınız ülkede, ailenizde, sosyal çevrenizde, bireyi
olduğunuz toplumda bir kadın olarak yaşamak sizin için ne ifade ediyor? Başka
toplumlardaki kadınların yaşamları hakkında ne denli bilgi sahibisiniz? Ya da aşağıda
sıraladığım konu başlıklarına ilişkin ne anlatabilirsiniz?
“Hak ve Özgürlükler Açısından Kadın”, “Çalışma Hayatı ve Kadın”,
“Demokratikleşme Süreçlerinde Kadın”, “Erkekler ve Kadınlar”, “Anadolu’da Kadın
Olmak”, “Örgütlü Dayanışma İçinde Kadın”, “Aydınlanma Ekseninde Çağdaş Kadının
Rolü”, “Ev Hanımı - İş Kadını”, “Feodalizm ve Kadın”, “Feminizm”, “Kadın ve
Öncelikleri”, “Dinler ve Kadın”, “Kapitalizm ve Kadın” ve dahası..
Konuşulacak çok konu, söylenecek çok söz var “kadın”
hakkında. Sanırım lafı nereye getirmek istediğimi öngörebiliyorsunuz.
“Toplumsal
Yaşamda Kadın farkındalığı ve Bilinçlenme Süreçleri”
Günümüzde kendi kadınsal değerinin, öneminin, hak ve
özgürlüklerinin ayrımında olmadan yaşayan bir dolu kadın tanıyorum. Hem de
sayılamayacak kadar çok.
Gelişim süreçlerini tamamlayamamış erkek egemen
toplumlardaki kadına yönelik tüm olumsuzlukların temelinde eğitimsizlik,
feodalite ve bilinçlenme yetersizliği yatmaktadır. Ne yazık ki bu, görmezden
gelemeyeceğimiz bir gerçek.
Geçmişte kadını baş tacı yaparak devlet yönetiminde kadın
düşüncesini değerli sayan toplumumuzun bugünkü, kadına karşı olumsuz tutumuna hiç
de şaşırmıyorum.
Yetkin ve çağdaş bir eğitim edinememiş, ekonomik
özgürlüğünü sağlayamamış, bu yönde çabalamamış, demokratik kazanımlarının
farkında olmayan örgütsüz kadınların geldiği noktadayız; şiddet, tecavüz,
cinsel istismar, taciz, çocuk yaşta evlenmeye zorlanma, başlık parası, berdel,
recm, işsizlik, emek sömürüsü ve aldatılma..
Çarkları varsıllık çıkarına dönen ekonomik sistem güncel
kültürel propaganda yöntemleriyle toplumun feodal yapısını beslerken
cahilleştirmenin de altyapısını oluşturmaktadır. Okumayan, araştırmayan,
sormayan kadın ya evde köleleştiriliyor ya da, çalışıyorsa, karın tokluğuna
ücretlendirilerek işsiz kalmadığı için şükretmeye zorlanıyor. Eğitimsiz toplum
yapısı, erkekleri kadına karşı olumsuzluklara yöneltirken aklını referans
almayan kadınları zulme boyun eğmek zorunda bıraktırıyor.
Hanımefendiler, “Aklımız
en değerli ve en önemli varsıllığımızdır.”
Bunu fark ettiğimizde kadınlığımızın ne denli önemli ve
değerli olduğunu anlayacağız. Kadın aklı, bilinçlenmeye ve aydınlanmaya açılan
kapının tek anahtarıdır. Bilge Önder Atatürk’ün Cumhuriyet döneminde kadına
tanıdığı hak ve özgürlükleri anlamak ve onları korumak için yegâne gücünüz
kadınsal sağduyunuz ve aklınızdır. Size dayatılmak istenen tüketim alışkanlığı,
kozmetik gereksinimler ve medya illüzyonuna gene aklınızla dur diyebilirsiniz.
Ülkemiz kadınlarını özgürleştirecek yolun hayli zor ve
yorucu olduğunu biliyorum. Sadece aklını kullanabilen, bilinçli, donanımlı ve
örgütlenmeyi başarabilmiş kadınlarımız tüm olumsuzlukların üstesinden
gelecektir. Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarımızı korumak ve onları yitirmemek
için daha fazla bilgilenme, daha çok aydınlanma ve en çok da farkındalık oluşturma
gerekmektedir. Dolayısıyla sorunlarımızı gene biz kadınlar çözebiliriz.
Kadına yönelik tüm olumsuzluklara “Hayır” diyebilmek ve uygar
kadına yaraşır bir dünya kurabilmek sizin elinizde..
Dünya’nın tüm kadınlarına ve kadın dünyasına olumlu katkı
sağlayan herkese selam olsun.
Saygılarımla…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)