10 Nisan 2017

Gonca Evirgen: BAZILARI ŞAİR DOĞAR

























"Doyasıya okuduğum, çoğu dizelerinde kendimi bulduğum ve satır aralarında yaşamın en elim sarmallarını yüreğimde duyumsadığım Necdet Arslan şiirlerine sadece saygı ile şapka çıkarılır."

İlk iki şiir kitabını okumuştum. Üçüncü kitap, “Susmalar” yayımlandığında her üç yapıtını da bana gönderme inceliğini gösteren yazın ustası Necdet Arslan’a yürekten teşekkür ederek siz okurlarıma “merhaba” demeyi anlamlı buldum.

Güneşli bir bahar sabahı, balkonda kahvemi yudumlarken sabırsızlıkla beklediğim paket ulaştı bana. İçerisinde üç şiir kitabı olan gönderi sabah keyfimi bütünleyen ve beni epey mutlu eden saygın bir armağan oldu benim için. “İşte bu… İşte böyle olmalı her insan” diye aklımdan geçirdim. 

Sözcüklerle dans edercesine, halay çekercesine sarmaş dolaş olan şairin sadece şiir yazan insan olmadığı aynı zamanda yaşamı tüm yalınlığıyla ve şiirsel duyumsamalarla içselleştiren onurlu bir yazın insanı olduğu kuşkusuz. Bu bağlamda, şair Necdet Arslan’ın her türden teşekkürü bolca hak ettiğini düşünüyorum.

”Şair olunmaz, şair doğulur..” düşüncesini belleklerimize derinden kazıyan engin yürekli şair 30 Nisan 2017 Pazar günü Saat:16.00'da İzmir Kitap Fuarı’nda, yayınevinin gerçekleştireceği Necdet Arslan İmza Günü’nde okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Yazar - okur buluşmalarının her iki taraf için de bitimsiz coşku türettiğini bilenlerdenim.

Güncel Türkçe sözcükleri öz Türkçe sözcüklerle ustaca harmanladığı dizelerini duygu çağlayanlarına dönüştürmeyi başaran Necdet Arslan, sınır tanımayan coşkusuyla insanı tüm yönleriyle ve en doğru betimleyen bir yazın ustası duruşu sergiliyor bizlere.

Bir Gün Ansızın, 2015 yılında yayımlanmış şiirlerin kitabı oldu.
Taşra Akşamlarından 2016’da kutup yıldızı gibi parıldadı şiir dostlarının üstüne.
Bu sene Susmalar’ın yılı oldu. 2017’de Susmalar yayımlandı Necdet Arslan sevenleri için.

Kendisiyle yaptığım kısa telefon görüşmesinde, yayımlanan üç kitaba değgin görüşlerimi sormuştu bana.. İyi bir okur olmak beni, elbette ki, yazın insanı ya da eleştirmen yapmaz. Doyasıya okuduğum, çoğu dizelerinde kendimi bulduğum ve satır aralarında yaşamın en elim sarmallarını yüreğimde duyumsadığım Necdet Arslan şiirlerine sadece saygı ile şapka çıkarılır. Üç kitap, üç başyapıttır..

Tüm şiir dostları adına Necdet Arslan’ı kutluyor, esenlik diliyorum.

GONCA EVİRGEN 











































NECDET ARSLAN İMZA GÜNÜ
İzmir Kitap Fuarı (Kültür Park)

30 Nisan 2017 - Pazar Günü
Saat:16.00
2 numaralı salon 710A standı
(Kanguru Yayınları)






06 Nisan 2017

Şair NECDET ARSLAN'ın 3. şiir kitabı yayımlandı.


Susmalar adlı şiirini "Şimdi ne varsa hepsi talan ne varsa hepsi yalan" sözleriyle sonlandıran şair "Bir Gün Ansızın" ve "Taşra Akşamlarından" adlı şiir kitaplarından sonra "Susmalar" adlı eseriyle okur ve izleyenlerine birbirinden farklı duygulanımlar armağan ediyor.


1954 yılında Tokat'ın Erbaa ilçesinde doğan Şair, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinden emekli olduktan sonra gene doğduğu Erbaa'da şiirle dolu yaşamını sürdürüyor.Ulusal ve yerel gazetelerde, edebiyat ve sanat sitelerinde şiirleri ve yazıları yayımlanan şair Necdet Arslan’ın sosyal medyadaki yoğun izleyici kitlesi şairin başarısını daha uzun yıllar sürdüreceğini fısıldıyor bize.

Öğretmen olan babasının görevi nedeniyle gençlik dönemini Niksar’da geçiren Necdet Arslan edebiyata ve şiire yöneliminin o yıllarda geliştiğini, bu nedenle Niksar’ı ve Niksar günlerini çok değerli bulduğunu belirtiyor.




   

01 Nisan 2017

ROTAMIZ NİKSAR KIRSALI

NİDOST üyelerinden Kurudere, Şakşak, Ilıcakdere, Güllük ve Maduru Deresi'nde trekking (26.03.2017)

Niksar Doğa Sporları ve Turizm Derneği (NİDOST) üyesi bir grup doğasever Keşfi Meydanı'nda buluştuktan sonra Hoca Sultan'dan Kırkkızlar Türbesi'nden, Albayrak'tan Kurudere'den Şakşak Düz Tarla'ya (Gavurun Tarla) çıktık. Buradan Kuzey yönüne hareket ederek Ilıcakdere üstlerine (Abdal Hasan Deresi) Nallı Tarla'ya vardık. Buradan da Güllük mevkiine yöneldik. Güllük'ten Arapdere’ye indik ve eski yaya yolundan Maduru Deresi'nin yamaçlarından Maduru'ya indik. Her zaman olduğu gibi "Bohçası bizden, bahçesi sizden" deyip molayı Yavuz Kayalaçin'in bahçesinde verdik.

Yürüdüğümüz cılga yollar eskinin odun kaçakçılığı için kullanılan at-eşek yollarıdır.

Yürüyüş boyunca makilik ve çamlık alanlardan, bahçe ve tarla kenarlarından geçtik. Az miktarda aşısız, çokça da aşılı meyve ağacı olduğunu gördük. Orman içinde bol miktarda zoğal (kiren, kızılcık) ağacına da rastladık. Hepsi çiçek halinde idi.
Sindiğenler arasında ve cılga yol kenarlarında bol miktarda "tavşan elmasına" rastlamamız ise beni sevindirdi.

Kekik bulduk, çamsakızı kokladık.

Ciğerlerimiz oksijenle doldu, gözlerimiz yeşile doydu. Üstelik de bu mevsimde, henüz ilk baharın başında iken...
Yol üzerinde kaçak oduncuların at-eşeklerinin geride bıraktıkları dışkıları fotoğrafladım. Çocukların birçoğunun bu fotoğrafların ne fotoğrafı olduğunu bilemeyeceğini iddia ettim.

Pelit, sindiğen ve sandal ağacını tanıttık. 1980'li yıllarda dikilen sedir ağaçlarının gölgesinde dinlendik. Çamkese zararlısını gördük. Güllük'te ise hiç "gül" kalmamasına üzüldük. Güllük'teki çeşmeyi de bulamadık.

Yürüdüğümüz hat üzerinde Nallı tarlanın üst tarafındaki gözenin haricinde su sıkıntısı vardı. Güllükte ancak ahır ve evlerde su bulunabiliyor. Doğal akan bir çeşme veya su gözesi yoktu. Arap dere'ye inerken de su gözesi yoktu. Bununla birlikte Ilıcakdere’nin ve Arap Dere'nin (Maduru Deresi) suyu içilebilecek kadar temizdi.

Maduru'da koyunların yemesi için dökülen kelemlerin (lahana) kökünü yemek için çobandan izin istedik. Çoban şaşkınlıkla bize bakıyordu. Çoktandır kelem kökü yememiştim. Unuttuğum bir tadı yeniden hatırlamış oldum.

Maduru'da önemli bir şaşkınlık daha yaşadım. 
"Dokuz kiremit" oynayan çocukları görmem benim için gerçekten çok büyük sürpriz oldu.

Kaynak: Vet. Hekim DURAN KAYA / NİDOST



Çam Sakızı, Niksar





Maduru Deresi kaya yapısı, Niksar

Durdu Şahin, Çam Sakızı, Niksar

Bağ kapısı, Niksar

Cihat Olcay, Çamsakızı, Niksar
C
Nallı Tarla, Niksar


Zeki Balcı, Niksar

Çetene, Niksar

Sümbül, Niksar

Çamkese zararlısı, Niksar

Niksar'dan..



Hüseyin Uludağ, Çam Sakızı, Niksar


Eşek dışkısı


Yavuz Kayalaçin'in Maduru Deresindeki bahçesi, Niksar

 Cihat Olcay ve Huseyin Uludag ile birlikte.

Ilıcakdere üst tarafları, Abdal Hasan Deresi, Niksar

Çocuklar "dokuz kiremit" oynuyorlar, Maduru, Niksar

Maduru Çeşmesinde bir güzel, Niksar

Erdal BatukCihat Olcay,Huseyin UludagDürdane BaLcıZeki BalcıDurdu ŞahinHüseyin KoçIsmail ÖzbekMehmet Erol Özmet ve Meral Şahin ile birlikte.

Arap sümbülü, Niksar

Arapdere'de büyük ceviz ağacı, yaprağı olmasa da gölgesinde dinlendik, Niksar


Nallı Tarla, Niksar

Sığır dışkısı
Sümbül, Niksar

Güllük'teki mahlep ağaçlarında liken oluşumu, Niksar
Çocuklar "dokuz kiremit" oynuyorlar, Maduru, Niksar


Resim yazısı ekle


Sütleğen, Niksar





NİDOST - Niksar Doğa Sporları ve Turizm Derneği üyelerine 
başarılar dileriz.. 
KALEIDOSCOPE 


AKLIMIZ EN DEĞERLİ VARSILLIĞIMIZDIR.


Hanımlar, sözüm size..



Ben bir kadınım. İki evlat sahibi, evli bir anne olarak kendi cinsiyetimle yani kadınlığım ile gurur duyuyorum. Ya siz?

Kendinizle ilgili düşüncelerinizi öğrenmeyi ne çok isterdim. Örneğin; bir kadın olarak, kendinizi yaşamın neresinde duyumsuyorsunuz? Yaşadığınız ülkede, ailenizde, sosyal çevrenizde, bireyi olduğunuz toplumda bir kadın olarak yaşamak sizin için ne ifade ediyor? Başka toplumlardaki kadınların yaşamları hakkında ne denli bilgi sahibisiniz? Ya da aşağıda sıraladığım konu başlıklarına ilişkin ne anlatabilirsiniz?

“Hak ve Özgürlükler Açısından Kadın”, “Çalışma Hayatı ve Kadın”, “Demokratikleşme Süreçlerinde Kadın”, “Erkekler ve Kadınlar”, “Anadolu’da Kadın Olmak”, “Örgütlü Dayanışma İçinde Kadın”, “Aydınlanma Ekseninde Çağdaş Kadının Rolü”, “Ev Hanımı - İş Kadını”, “Feodalizm ve Kadın”, “Feminizm”, “Kadın ve Öncelikleri”, “Dinler ve Kadın”, “Kapitalizm ve Kadın” ve dahası..

Konuşulacak çok konu, söylenecek çok söz var “kadın” hakkında. Sanırım lafı nereye getirmek istediğimi öngörebiliyorsunuz.

“Toplumsal Yaşamda Kadın farkındalığı ve Bilinçlenme Süreçleri”

Günümüzde kendi kadınsal değerinin, öneminin, hak ve özgürlüklerinin ayrımında olmadan yaşayan bir dolu kadın tanıyorum. Hem de sayılamayacak kadar çok.
Gelişim süreçlerini tamamlayamamış erkek egemen toplumlardaki kadına yönelik tüm olumsuzlukların temelinde eğitimsizlik, feodalite ve bilinçlenme yetersizliği yatmaktadır. Ne yazık ki bu, görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek.

Geçmişte kadını baş tacı yaparak devlet yönetiminde kadın düşüncesini değerli sayan toplumumuzun bugünkü, kadına karşı olumsuz tutumuna hiç de şaşırmıyorum.
Yetkin ve çağdaş bir eğitim edinememiş, ekonomik özgürlüğünü sağlayamamış, bu yönde çabalamamış, demokratik kazanımlarının farkında olmayan örgütsüz kadınların geldiği noktadayız; şiddet, tecavüz, cinsel istismar, taciz, çocuk yaşta evlenmeye zorlanma, başlık parası, berdel, recm, işsizlik, emek sömürüsü ve aldatılma..

Çarkları varsıllık çıkarına dönen ekonomik sistem güncel kültürel propaganda yöntemleriyle toplumun feodal yapısını beslerken cahilleştirmenin de altyapısını oluşturmaktadır. Okumayan, araştırmayan, sormayan kadın ya evde köleleştiriliyor ya da, çalışıyorsa, karın tokluğuna ücretlendirilerek işsiz kalmadığı için şükretmeye zorlanıyor. Eğitimsiz toplum yapısı, erkekleri kadına karşı olumsuzluklara yöneltirken aklını referans almayan kadınları zulme boyun eğmek zorunda bıraktırıyor.

Hanımefendiler, “Aklımız en değerli ve en önemli varsıllığımızdır.”

Bunu fark ettiğimizde kadınlığımızın ne denli önemli ve değerli olduğunu anlayacağız. Kadın aklı, bilinçlenmeye ve aydınlanmaya açılan kapının tek anahtarıdır. Bilge Önder Atatürk’ün Cumhuriyet döneminde kadına tanıdığı hak ve özgürlükleri anlamak ve onları korumak için yegâne gücünüz kadınsal sağduyunuz ve aklınızdır. Size dayatılmak istenen tüketim alışkanlığı, kozmetik gereksinimler ve medya illüzyonuna gene aklınızla dur diyebilirsiniz.

Ülkemiz kadınlarını özgürleştirecek yolun hayli zor ve yorucu olduğunu biliyorum. Sadece aklını kullanabilen, bilinçli, donanımlı ve örgütlenmeyi başarabilmiş kadınlarımız tüm olumsuzlukların üstesinden gelecektir. Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarımızı korumak ve onları yitirmemek için daha fazla bilgilenme, daha çok aydınlanma ve en çok da farkındalık oluşturma gerekmektedir. Dolayısıyla sorunlarımızı gene biz kadınlar çözebiliriz.

Kadına yönelik tüm olumsuzluklara “Hayır” diyebilmek ve uygar kadına yaraşır bir dünya kurabilmek sizin elinizde..

Dünya’nın tüm kadınlarına ve kadın dünyasına olumlu katkı sağlayan herkese selam olsun.

Saygılarımla…