24 Ocak 2017

YOLSUZLUKLAR MASASI SAHİPSİZ KALDI (24 Ocak 1993 Ankara)


Ailesi
Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.
Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.
Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.
Eşi Şükran Güldal Mumcu, 23. Dönem TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girmiş ve 10 Ağustos 2007 - 7 Haziran 2015 tarihleri arasında TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmüştür.
Ağabeyi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ceyhan Mumcu'nun Uğur Mumcu ile ilgili röportajlarının bir kısmı Kardeşim Uğur Mumcu adıyla bir kitapta toplanmıştır.
Eğitim Yaşamı
İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 1961'de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1965'te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.
Askerlik Dönemi
Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek" ve "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkûm edildi. Fakat bu karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği hâlde, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmî tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.
Gazetecilik Dönemi
Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te "Gözlem" başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı. 1975 Mart'ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.
1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. "Gözlem" başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahneledi. 1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.
1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.
Türkiye'de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi'nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.
1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı.
1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.
Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde "Mossad ve Barzani" isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında BarzaniCIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:
"Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında?" "Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"
8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu'nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan'ın bir müddet MİT için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.
Suikast
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi.Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.
Suikastı; İslami HareketİBDA-CHizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti. Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtmiştir.
Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek adeta namus sözü verdiler (1993). Suikastın failleri yakalanamamıştır.
Ödülleri
·         1962 Yunus Nadi Ödülü ("Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle)
·         1979 Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
·         1979 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
·         1980, 1987 Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
·         1980, 1982 ve 1992 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
·         1983 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)
·         1984, 1985 ve 1987 Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
·         1987 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
·         1987 Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü (Rabıta Olayı dolayısıyla)
·         1988 Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
·         1993 Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü
·         1993 Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü
Eserleri
·         Mobilya Dosyası (1975)
·         Suçlular ve Güçlüler (1975)
·         Sakıncalı Piyade (1977)
·         Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
·         Büyüklerimiz (1978)
·         Çıkmaz Sokak (1979)
·         Rabıta (1979)
·         Tüfek İcad Oldu (1980)
·         Silah Kaçakçılığı ve Terör (1981)
·         Söz Meclisten İçeri (1981)
·         Ağca Dosyası (1982)
·         Terörsüz Özgürlük (1982)
·         Papa-Mafya-Ağca (1984)
·         Sakıncasız (1984)
·         Devrimci ve Demokrat (1985)
·         Liberal Çiftlik (1985)
·         Aybar ile Söyleşi (1986)
·         12 Eylül Adaleti (1987)
·         İnkılap Mektupları (1987)
·         Bir Uzun Yürüyüş (1988)
·         Tarikat-Siyaset-Ticaret (1988)
·         40'ların Cadı Kazanı (1990)
·         Kâzım Karabekir Anlatıyor (1990)
·         Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925 (1991)
·         Gazi Paşa'ya Suikast (1992)
·         Kürt Dosyası (1993)
·         Katiller Demokrasisi (1997)
·         Saklı Devletin Güncesi "Çatlı vs." (1997)
·         Gazetecilik (1998)
·         Polemikler (1998)
·         Uyan Gazi Kemal (1998)
·         Bu Düzen Böyle mi Gidecek? (1999)
·         Söze Nereden Başlasam (1999)
·         Bomba Davası ve İlaç Dosyası (2000)
·         Unutmayalım, Unutturmayalım (2003)
·         Eğilmeden Bükülmeden (2004)
·         Kır Çiçekleri (2004)
·         Türk Memet Nöbete (2004)
·         Dost Yüzlerde Zaman (2005)
·         Çocuklar İçin (2009)
·         İsterler ki Susalım (2011)
·         Beyaz Melek (2011)
Hakkında Yazılan Kitaplar
·         Değer, EminUğur Mumcu ve 12 Mart Geriye Dönüşün İlk Adımı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 1996.
·         Gerger, AdnanUğur Mumcu'yu Kim Öldürdü?. İmge Kitabevi Yayınları, Ankara 2011.
·         Mumcu, CeyhanKardeşim Uğur Mumcu. Kaynak Yayınları, Ankara 2008.
·         Mumcu, Güldalİçimden Geçen Zaman. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2012.
·         Özel, SevgiUğur Olsun! - Bir Devrimcinin Öyküsü. Bilgi Yayınevi, 3. baskı, Ankara 2003.
·         Özsoy, AliFırat, GökçeYaman, OnurSol'un Namusu: Uğur Mumcu. İleri Yayınları, İstanbul 2009.
·         Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik VakfıUğur Mumcu Cinayeti. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 1997.
·         Tüleylioğlu, OrhanBen, Uğur Mumcu'yum. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2011.
·         Tüleylioğlu, Orhan. Uğur Mumcu Ölümsüzdür. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2012.
·         Mumcu, Güldal. "İçimden Geçen Zaman" Yayınevi:UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı, Ankara 2012.
Hakkında Hazırlanan Belgeseller
·         Duvar Belgeseli Uğur Mumcu Bölümü (2009) Hazırlayan: Günel Cantak
·         Karlı Sokak - Uğur Mumcu Belgeseli (2010) Yönetmen: Ali Murat Akbaş
Hakkında Bestelenen Şarkılar
·         Uğur'lar Olsun - Selda Bağcan

Kaynak: Vikipedia


23 Ocak 2017

ANTİBAKTERİYEL SABUNLARA DİKKAT!

DR. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..







































ANTİBAKTERİYEL SABUNLARA DİKKAT!
Amerika Birleşik Devletleri, sağlığa zarar verdiği için antibakteriyel sabun kullanımını yasakladı. Nedeni antibakteriyel sabunların hormonal bozukluklara yol açması ve uzun vadede kansere neden olabilmesi.

Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu, antibakteriyel sabunların daha iyi temizlemediğini ancak insan sağlığına daha zararlı olduğunu tespit etti. 

Bunun üzerine antibakteriyel sabunların kullanımı Amerika Birleşik Devletleri'nde yasaklandı. 

Antibakteriyel sabunlarda triclosan denilen ve bakterileri öldürme gücü bulunan maddeler içerdiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Zerrin Baysal, “Triclosan denilen bu maddeler toksik, yani yeri geldiğinde zarar verici maddelerdir. En büyük zararlarını derinin kendisine verirler. Daha çok egzama, toz reaksiyonlar dediğimiz egzamaların artmasına, kuruluğa, kaşıntıya neden olucu özellikleri vardır” dedi.

HORMONLARI BOZUYOR, KANSERE NEDEN OLABİLİYOR

Antibakteriyel sabunlar yararlı bakterileri öldürüyor ve böylece bakteri direncine yol açıyor. 

Bu sabunların hormonal bozukluklara, hatta uzun vadede kansere neden olabildiğine dikkat çeken Dr. Baysal, şöyle konuştu: 

“Triclosan maddesi troit hormonuna benzeyen yani guatr hormonuna benzeyen bir özelliğe sahip olduğu için vücutta bu hormonun yerini alır. Yerini alınca da bizim triodimiz üretmesi gereken hormanları üretmez. Dolasıyla hormonal bazı problemlere neden olabilir. Meme kanseri ya da başka kanserlerin oluşumuna kolaylık sağladığı iddia edilmektedir.”

UZMAN ÖNERİSİ: 
SIVI SABUN YERİNE KALIP SABUN KULLANIN
Dr. Baysal, antibakteriyel sabunlar yerine kalıp sabunların kullanılmasını önerdi, “Sıvı sabunların içerisinde, bozulmasın, uzun süre kalıcılığı sağlansın diye zaten aktibakteriyel madde konulmak zorunda. Bu yüzden de mümkün olduğu kadar kalıp sabun kullanmakta yarar var” ifadesini kullandı."
Kaynaklar
(1) https://www.facebook.com/saglikliyasiyoruzcom/photos/a.307180999391637.68423.307166446059759/968062636636800/?type=3

(2) http://www.ntv.com.tr/saglik/antibakteriyel-sabunlara-yasak,vjLxlKGxEEqj23fV-OIywg
TRICLOSAN 
Sadece antibakteriyel sabunda değil diş macunlarında, ağız gargaralarında da var!
Bakalım 'triclosan' bulunan diğer ürünlere ne zaman yasak gelecek?

Triclosan nedir?

Mikrop bulaşmasını önlemek veya azaltmak için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, ağız gargaraları, tıraş losyonları, kozmetikler ve başka pek çok ürüne katılan bir kimyasaldır.




Kaynak: https://www.facebook.com/saglikliyasiyoruzcom/photos/a.307180999391637.68423.307166446059759/968427456600318/?type=3&theater


NASIL BESLENİYORUZ ?






















İnsanın gerek bedensel gerekse ruhsal açıdan sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi yeterli ve dengeli bir biçimde beslenmesine bağlıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, vücudun yaşamı ve organların çalışması için gerekli olan besinlerin tam olarak sağlanmasıyla mümkündür. Vücudumuz tükettiğimiz gıdaları ilk önce yapıtaşlarına parçalar ve gereksinime göre belli görevler için kullanır. Bu görevler üç temel grupta toplanabilir.

1) Yaşam için gerekli olan enerjinin sağlanması,
2) Dokuların yapımı, onarımı ve devamlılığı ve
3) Vücut olaylarının düzenlenmesi'dir.

Gıdalarımızda bulunan ve bu görevlerden birini veya daha fazlasını sağlayan maddelere besin öğeleri denmektedir. Bunların yeterli düzeyde alınmaması veya bazılarının gerektiğinden fazla tüketilmesi bireyin büyümesinde, beden vezeka gelişiminde, hastalıklara karşı direncinde, verimli çalışmasında ve sosyal ilişkilerinde bozukluklara neden olur. Bu nedenle beslenme sağlıklı yaşamın temelidir.





















Sağlıklı beslenme hiçbir zaman karın doyurmak anlamına gelmemektedir. Son yıllarda büyük önem kazanan beslenme ile sağlık arasındaki ilişkiye bilim dünyasının araştırmalarını özellikle yoğunlaştırdığını görmekteyiz. Kentlerdeki yaşamın insan sağlığını olumsuz etkileyecek özellikler taşıması, biyolojik, fiziksel ve toplumsal çevre etkenlerinin kamu sağlığını tehdit etmesi, bilim ve teknolojideki gelişmeler, tarım alanlarında kimyasal güçlendiriciler ve hormonların kullanılması, çalışma yaşamının yarattığı telaş ve stres, insanın doğadan ve doğal besinlerden uzaklaştırılması çeşitli hastalıkların artmasına neden olmaktadır.

Etkin ve dengeli beslenme hakkında, toplumda yeterli bilinç oluşturmak amacıyla resmi ve özel birçok kuruluş çeşitli programlar uygulamaktadır. Günümüzde sıkça rastladığımız çeşitli kamu spotlarıyla “Dengeli beslenme” ve “Obezite” hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır.
























DENGELİ BESLENME İLE DAHA SAĞLIKLI TOPLUM

Sağlıklı beslenmek için besin ögelerini tanımak ve vücuttaki fonksiyonlarını bilmek gerekir. Besin ögeleri özelliklerine göre;Proteinler, Karbonhidratlar, Yağlar, Vitaminler, Mineraller ve Su olarak gruplanır. Besin ögeleri vücudun fonksiyonlarını yerine getirmesi açısından çok önemlidir. Yaş, cinsiyet ve aktivite yoğunluğuna göre vücudun besin ögelerine gereksinimi farklıdır.Önemli olan, insan vücudunun günlük gereksinimi olan besin ögelerinin yeterli ve dengeli bir biçimde vücuda alınmasıdır.

Vücudumuzun günlük gereksinimi olan besin ögelerini gerçekten yeterli ve gerektiği oranlarda alabiliyor muyuz? Ya da kaç kişi beslenirken günlük protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve su gereksinimini doğru ve dengeli olarak karşılayabiliyor? Dengeli beslenme hakkında ne biliyoruz?


























OBEZİTE 

Ne yazık ki; beslenmek için değil, doymak için yiyoruz. Hızlı, aşırı ve kontrolsüz beslendiğimiz için de ne miktarda, hangi besin ögelerini aldığımızı bilemiyoruz. Her gün artan kilolarımızdan şikayet etsek de alışkanlıklarımızdan bir türlü vaz geçemiyoruz. Sırt, bel ve diz ağrılarımızın nedeninin çoğunlukla fazla kilolarımızdan olduğunu bilmemiz hastalıklarımıza çözüm aramamıza yetmiyor. Yanlış besleniyoruz, yiyoruz, yiyoruz, yiyoruz..

Oysa daha sağlıklı olmak elimizde, sadece alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz dengeli beslenmenin yolunu bize açacaktır. Türkiye Sağlık Bakanlığı daha sağlıklı olmak, yeterli ve dengeli beslenme için aşağıdaki önerilerde bulunuyor.

* Şu dört besin grubundan her gün yeterli miktarlarda tüketiniz; (1) Süt, (2) Et, Yumurta, Kurubaklagil, (3) Sebze ve meyve, (4) Ekmek ve Tahıl.
* Çeşitli besinleri tüketmeye özen gösteriniz.
* Öğün atlamayınız. Özellikle kahvaltı yapmadan güne başlamayınız.
* Daha az şeker ve tuz tüketiniz.
* Tam tahıl ürünlerini tercih ediniz.
* Doymuş yağlar içeren hayvansal kaynaklı yağlar yerine doymamış yağ asitlerini içeren bitkisel sıvı yağları tercih ediniz.
* Günde en az 8-10 bardak su içiniz.
* Güvenli besinleri satın alınız ve hijyenik koşullarda hazırlayarak tüketiniz.

Egzersiz yapmak bir yaşam biçimi olmalıdır. Haftada en az 5 kez uygulanacak 30'ar dakikalık fiziksel aktivitelerin olumlu etkileri insan sağlığı açısından çok önemlidir. Kendinize en uygun fiziksel aktiviteyi bulun. Tempolu yürüyüş, koşu, spor yapmak, bahçede çalışmak, çocukları okula götürmek, otomobil yıkamak vb.. Egzersizlerinde disiplinli olun ve koyduğunuz kurallara uyun. Kendinizi yormadan ama sürekli egzersiz yapın.

Dinlenmek ve rahatlamak egzersiz yapmak kadar önemlidir. Günün stresinden kurtulmanın yegane yolu fiziksel aktivite ve dinlenmektir. Unutmayın ki; stres, vücudunuzu tüm hastalıklara açık hale dönüştürerek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Egzersiz ve dinlenmenin ardından 7-8 saatlik kaliteli bir uyku sonrası daha zinde ve dinç bir biçimde uyanmak sizi daha sağlıklı ve mutlu kılacaktır.

Sağlıklı yaşamak için sigara içmeyin, size hiç bir besin yararı olmayan alkolü de  kullanmayın.. Dengeli ve sağlıklı beslenme, fazla kilolarınızdan kurtulmak ve mutlu olmak sizin elinizde, karar sizin..

GONCA EVİRGEN


Kaynak: DANIŞMEND GAZETESİ





BALON SATAN MÜHENDİS

Örümcek Adam Kostümüyle Balon Satan Bir Mühendis


'Bir jeoloji mühendisi olarak ülkemizde iş için birçok yere başvurdum fakat bir sonuç alamadım. Bu durumdan da çok üzüntülüyüm.'
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünü bitiren 28 yaşındaki Eren Özgen Sevinç, uzun zaman kendi alanında iş arayıp bulamayınca geçimini sağlamak için Örümcek Adam kostümü giyerek sokakta balon satmaya başladı.

Her gün düzenli olarak evde önce balonlarını şişiren Sevinç, daha sonra da kostümünü giyerek sahildeki parkları dolaşıp satış yaparak geçimini temin etmeye çalışıyor. 

Geçtiğimiz günlerde açıklanan ve 5 gençten birinin işsiz olduğunu gösteren işsizlik verileri ise tablonun ne kadar vahim olduğunu kanıtlar nitelikte.

Eren Özgen Sevinç gençlerin önündeki istihdam duvarına sadece bir örnek... 


'Ben özel biri değilim, herkes gibiyim. Benim gibi binlerce kişi var. Benim bir fikrim vardı, onu hayata geçirdim'

DHA'nın haberine göre, Mersinli Eren Özgen Sevinç, 2 yıl önce mezun olduktan sonra uzun süre iş aradı. Maddi imkanı yetersiz olan ailesine de katkıda bulunmak zorunda kalan Sevinç, geçici olarak çeşitli işlerde çalışmaya başladı.
Aldığı ücretlerle günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan Sevinç, üniversite öncesi bir dönem animatör olarak çalışmasından yola çıkarak, Örümcek Adam kostümü ile balon satmaya karar verdi.
Eren Özgen Sevinç, mezun olduktan sonra uzun süre iş aradı ve geçici olarak çeşitli işlerde çalışmaya başladı
Okuldan mezun olduktan sonra çok uzun süre iş aradığını belirten Sevinç duygularını şöyle dile getiriyor:
"Okuldan ayrıldıktan sonra jeoloji mühendislerinin yanında da çalıştım, İŞKUR'un iş başı programlarından da yararlandım"
'Okuldan ayrıldıktan sonra jeoloji mühendislerinin yanında da çalıştım, İŞKUR'un iş başı programlarından da yararlandım'

"Ben özel biri değilim, herkes gibiyim. Benim gibi binlerce kişi var. Benim bir fikrim vardı, onu hayata geçirdim"

Kaynak: ONEDIO



EĞİTİMCİLERİN DİKKATİNE..

Öğrenme ve Hatırlama Yeteneklerinizi Artıracak Bir Yöntem: FEYNMAN TEKNİĞİ


Çalışma teknikleri konusunda her insanın kendine has bir yöntemi var. Bu yazımızda iyi bir şekilde uygulandığında çalışma veriminizi bir hayli arttırabilecek bir teknikten bahsedeceğiz: Feynman tekniği.

Öncelikle bilmeyenleriniz için Richard Feynman'dan çok kısaca söz edeyim.










Öncelikle bilmeyenleriniz için Richard Feynman'dan çok kısaca söz edeyim.
Richard Phillips Feynman (1918-1988), 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden. Özellikle kuantum elektrodinamiği alanındaki araştırmalarıyla tanınan Feynman, yine bu alandaki çalışmaları nedeniyle 1965'te Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü.

Şimdi dönelim konumuza.










Şimdi dönelim konumuza.
Feynman'ın ortaya attığı çalışma tekniği, bir şeyi bilmekle, o şeyi anlamak arasındaki farka odaklanıyor. Bunun dışında bir şeyi ismen bilmeniz, o konuda bilgi sahibi olduğunuz anlamına da gelmiyor Feynman'a göre.

Feynman'ın tekniği 5 farklı adımda uygulanıyor.






Feynman'ın tekniği 5 farklı adımda uygulanıyor.
İlki, her şeyden önce bir konu belirlemek. İlginizi çeken, öğrenmek istediğiniz veya istemeseniz de öğrenmek zorunda olduğunuz bir konu olabilir bu.

İkinci adım konuyu küçük bir çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışmak.






İkinci adım konuyu küçük bir çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışmak.
Feynman'a ve diğer pek çok bilim insanına göre, bir şeyi konuyla alakası olmayan birinin bile anlayabileceği şekle getirmek, o konuyu mükemmel derecede anlamanızı sağlıyor.
Yani kara delikleri, 5 yaşında bir çocuğun bile az çok anlayabileceği şekilde sadeleştirebilmek veya teknolojik bir aleti 80 yaşındaki bir insanın bile az çok öğrenebilmesini sağlayacak şekilde anlatabilmek buna örnek olarak verilebilir.

Üçüncü adım eksiklerinizi belirlemek.






Üçüncü adım eksiklerinizi belirlemek.
Konuyu anlatırken veya sorular çözerken bazı yerlerde tıkandığınızı ve söyleyecek ya da düşünecek bir şey bulamadığınızı fark ettiyseniz, dosdoğru kaynaklarınıza yönelip o bölümü tekrar gözden geçirmeniz gerekiyor. Daha sonra yine basit bir açıklamayla o bölümü özetleyebilip özetleyemediğiniz konusunda kendinizi deneyin.

Dördüncü adım analojiler kullanarak konuyu daha somut hale getirmek.






Dördüncü adım analojiler kullanarak konuyu daha somut hale getirmek.
Son adım ise konuyu mümkün olduğunca basit hale getirmek. Bu adımı, konu sizin için yeterince açık ve basit hale gelmediyse uygulayarak, konuyu iyice sadeleştirmek için uygulamanız gerekiyor. Bunun için bazı detayları konudan çıkarabilirsiniz bile, tamamını unutmaktansa bazı detayları feda etmek daha faydalı olur.

Özetle, Feynman tekniği temelde bu kadar basit.






Özetle, Feynman tekniği temelde bu kadar basit.

Bu tekniği bir alışkanlık haline getirerek;
  • Gerçekten anlamadığınız konuları/fikirleri anlamak için
  • Anladığınız fakat sınavlarda unuttuğunuz konuları/fikirleri hatırlamak için
  • Sınav öncesi etkili bir çalışma yöntemi olarak kullanabilirsiniz.
Bu yöntemi kullanarak sizi zorlayan konuları planlı ve kararlı bir çalışmayla çok kısa zamanda öğrenip, uzun yıllar hatırınızdan çıkmayacak şekilde kavrayabilirsiniz.
Şimdiden başarılar!

Kaynak: ONEDIO


KİTAP
-------------------------------------------------------------------------------------
NİKSAR'DA İZ BIRAKANLAR (Sosyolojik Araştırma) -  Hami KARSLI
Sipariş için: 0535 441 2220
BİR GÜN ANSIZIN (Şiir) - Necdet ARSLAN
TAŞRA AKŞAMLARINDAN - (Şiir) Necdet ARSLAN 
Sipariş için: 0505 656 1539