25 Ocak 2017

İYİ Kİ VARSIN YALAN







“Yalanlar olmasaydı Dünya nüfusunun ancak dörtte biri yaşıyor olurdu” desem yalan olmaz.

Bu yazımda yalan ve doğrular üzerine düşüncelerimi sizinle paylaşacağım. 

Sözcük anlamı olarak; yalan, doğru olmayan söz, yalancı ise doğruları söyleyemeyen kişi olarak tanımlanır.

Doğruları ve gerçekleri söyleyenlere ise..
“DELİ” denir (!)

Şimdi gelelim gerçeklere..

İnsan yalancı olarak mı doğar? Hayır!
Çünkü “Yalancılık Geni” diye bir gen yoktur. Yalan söylemek,  toplumun beklentileri sonucunda oluşan ve öğrenilebilen mucizevi bir davranış biçimidir.

Nedense yalan söylediklerini bildiğimiz halde normalmiş gibi kabulleniriz de, doğru söyleyenleri garipser, kuşkulanır ve inanamayız. Yalanı o kadar kanıksamış ve özümsemişiz ki; yalandan çok doğrulardan rahatsız oluruz.

Yalan, hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmiş. Adeta damarlarımızda dolaşıyor. Kan gibi yaşamsal. Yalan ile besleniyor gibiyiz..

İşte birkaç örnek:

Karısını aldatan bir erkek düşünün. Eşine açıklayamadığı zaman dilimleri var.
Karısı “neredeydin?” diye sorduğunda, erkek yalancıysa, en yakın arkadaşı Ahmet ile kahve içtiğini söyler, eğer deli ise “seni aldatıyorum” der.

Müdür, işlerin neden yetişmediğini sorar, çalışan yalancı ise; “araya acil işler girdi”, deli ise; “canım istemedi” ya da “maaşıma yeterli zam alamadığımdan işleri yavaşlatıyorum” der.

Koca, oğluna bakıp karısına; “bu çocuk bana hiç benzemiyor” der, eşi yalancı ise “huyu sana benziyor”, deli ise “çünkü babası sen değilsin” der.

Annesi, eve geciken kızına “nerde kaldın?” diye sorar. Kız yalancıysa “fazla mesai yaptım”, deliyse “sevgilimle buluştum” der.

Son bir örnekleme daha yapalım;

Diyet yapan birisi “nasıl da kilo vermişim değil mi?” diye konuşur arkadaşına. Arkadaşı yalancı ise “muhteşem olmuşsun”, deli ise “hala öküz gibisin” der.

Bu örnekleri siz de çoğaltabilirsiniz.
Şimdi, kendinize yalan söylemeden karar verin bakalım. Siz bir YALANCI mısınız yoksa DELİ mi?

Çoğunuzun “ben bir yalancıyım” diye haykırdığınızı duyar gibiyim.

Çünkü, toplum bize yalancı olmaktan başka çare bırakmıyor. Sadece çocuklar doğru söylüyor. Onları da “ayıp” diye susturup, yalan söyleme davranışının temellerini atan ebeveynleri şiddetle alkışlıyorum.

Bir melek masumiyetinde doğan çocuklar anne babaların yönlendirmeleriyle masum şeytanlara dönüşüyorlar. 

Yalanı bir de estetik açıdan düşünelim.

Sırası gelmişken, özellikle hanımlar için önemli bir bilgiyi de paylaşmakta yarar var.
Yaşla birlikte yüzümüze yerleşen derin çizgilerin aslında yıllar boyu ne kadar yapay mimik (gülümseme) yaptığımızla ilgili olduğunu belirtmek istiyorum.

Yüz kasları, doğal olarak yapılan mimiklerde normal kasılırken, yapay mimikler fazladan güç gerektirdiği için kaslar yıpranır, zaman içerisinde ne kadar sahte olduğunuzla doğru orantılı olarak ciltte çizgiler belirginleşir. Kısaca, yalancı gülümsemelerin faturası cildimizdeki çizgilerin derinliğine yansır.

Söylediğimiz yalanlarla sözlerimiz ne kadar estetikse cildimiz o kadar estetikten uzaklaşır.
Botoks vb. uygulamalara, pahalı kozmetik ürünlere hiç gerek yok. Sahte mimik yapmayın yeter! Üstelik paranız da cebinizde kalsın..  

Ama, gerçek şu ki; Dünya yalanlarla dönüyor.  

Herkesin doğruları söylediğini bir düşünün. Toplumda yaşanacak kaosu, karmaşayı, cinayetleri, infazları, rezillikleri düşünün!..

Yalana benim penceremden baktığımız yazımın sonuna geldik. 
Taktik yalanları ben de seviyorum ama siz siz olun asla stratejik yalanlar söylemeyin.

İyi ki varsın YALAN!..



24 Ocak 2017

BENDE YOKTUR DEMEYİN, MUTLAKA KONTROL EDİN..



İŞTE 6 GİZLİ İŞARET

Hasta olduğumuzda üşüttüğümüzü, grip ya da alerji olduğumuzu düşünürüz.

Bazen tahminlerimizde haklı olsak da bazense vücudumuzdaki belirtilerin ciddi bir hastalığın habercisi olabiliyor.

Tiroid hastalığı belirtilerinin normal hastalıklarla benzer olmasından dolayı birçok insan tiroid ile alakalı hastalıklarından habersiz olarak yaşıyor ve dolayısıyla tedavi olmuyor.

Tiroid bezi boynun ön alt kısmında, nefes borusunun etrafında yer alır ve hormon salgılanmasında yardımcıdır. Ayrıca tiroid bezi, metabolizmayı düzenlediğinden sağlıklı olması vücudumuz açısından çok önemlidir.

Bazen vücudumuzun sinir sistemi tiroid bezlerine saldırır. Bunun sonucunda tiroid bezinden az ya da çok hormon salgılanır ve hastalıkların kapısını aralar.

Tiroid hastalıklarının belirtileri yavaşça ortaya çıkar. Vücudumuzun belirtilerini iyi gözlemlememiz ve gereken tedaviyi almamız çok önemlidir. İşte tiroid hastalığına sahip olabileceğinizin 6 işareti:

Konsantrasyon bozukluğu

Tiroid hastalığının en erken belirtisi konsantrasyon bozukluğudur. Başta sadece konsantre sorunu yaşarken hastalık ilerledikçe hafızanızın zarar görmesine neden olur.

Yorgunluk veya halsiz hissetme

Yorgun veya güçsüz hissetmenizin ardında birçok neden yatıyor olabilir. Uzun ve yeterli uyuduğunuz halde hala yorgun ve güçsüz hissediyorsanız, tiroid bezleriniz düzgün çalışmıyor olabilir.

Aşırı üşüme

Tiroid bezinizin düzgün çalışmadığının bir diğer göstergesi de vücut ısınızın hep düşük olmasıdır. Vücut ısınız sürekli düşük olduğunda çok üşürsünüz, elleriniz ve ayaklarınız ısınmaz ve soğuk soğuk terlersiniz.

Depresyon

Tiroid sorunları ayrıca ruh halinizi de etkiler. Ruh haliniz çabuk değişir, çabuk üzülürsünüz ve birden depresif hissetmeye başlarsınız.

Kilo alma

Yediklerinize dikkat etmenize ve sürekli spor yapmanıza rağmen hala kilo alıyorsanız, tiroid beziniz düzgün çalışmıyor demektir. Ayrıca tiroid bezi alakalı rahatsızlıklar sonucunda midenizde sürekli bir şişiklik hissedersiniz.

Kuru cilt ve saç

Sürekli kaşınıyor musunuz? Saçlarınız kuru ve yıpranmış mı? Sık sık saçlarınız dökülüyor mu? Sizde muhtemelen tiroid yetmezliği var ve tiroid beziniz yeterince hormon salgılayamıyor demektir.

Belirtilerin birçoğuna sahip olsanız dahi, bu kesin bir şekilde tiroid rahatsızlığına sahip olduğunuz anlamına gelmez. En iyi bir doktora görünmenizdir. Tiroid rahatsızlığınız varsa da derhal tedaviye başlanmalıdır.

Tiroid bezi ve tiroid rahatsızlığıyla ilgili arkadaşlarınızı bilinçlendirmek için yazıyı paylaşmayı ihmal etmeyin.

Kaynak: NEWSNER

HİÇBİR YİYECEK VEYA İÇECEK MUCİZE YARATAMAZ!

Dr. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..

Görüntünün olası içeriği: yazı

ZERDEÇAL'A DİKKAT!

Birileri bazı yiyecek ve içecekleri "mucize" gibi göstererek insanların saflığından yararlanıyorlar. Yok şekeri düşürür, yok tansiyonu dengeler, yok metabolizmayı hızlandırır vb vb Lütfen bu tür mucize yalanlarına inanmayın. 

Mucize olan tek şey var o da vücudumuz. Öyle bir makineye sahibiz ki doğru yakıtı koyunca kendi kendini bile onarabiliyor. Yani siz bir taraftan ekmek, şeker, işlenmiş gıdalar yerseniz diğer taraftan ne yerseniz yiyin hiçbir işe yaramaz. Bazı bitkilerin gerçek anlamda işe yarayabilmesi için yapılması gereken şey, araca doğru yakıtı koymak yani sağlıklı ve doğal beslenmektir.

'Zerdeçal efsane çıktı' başlıklı haberi Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş'a sorduk. Dr. Ümit Aktaş Diyor ki;

"Tabii ki hiçbir bitki mucize değildir ama bu tarz haberlerin arkasında her zaman kimyasal ilaç sektörünün karalama kampanyalarının olduğunu da gözardı etmemek gerekir.

Zerdeçal en güçlü tıbbi bitkilerden bir tanesi ve etkinliğiyle ilgili yapılmış binlerce çalışma var Bu yayın, endüstrinin manüplasyonu ve finansmanı ile yaptırılan taraflı bir PR çalışması. Zaten curcuminin bioyararlanımının çok düşük olduğu klasik bilgidir ve bundan dolayı emilimini arttırmak için çalışılır sürekli."

Bu girişten sonra

Bugünkü Vatan gazetesinde İlker Akgüngör'ün haberini birlikte okuyalım.

"Zerdeçal, efsane çıktı

Son dönemin en gözde bitkilerinden olan altın baharat olarak anılan ve Türkiye’de bir çok tableti satılan zerdeçalın faydaları tartışma konusu oldu.

Amerikan Tıbbi Kimya Derneği’nin dergisi JMC’de yayınlanan araştırmaya göre zerdeçalın içinde bulunan en önemli maddelerden biri olan kurkumin pigmentinin tıp dünyası tarafından anlatıldığı kadar faydalı olmadığını tespit etti. Araştırmaya göre zerdeçalın vücuda iyi gelen herhangi bir besinden daha fazla yararı bulunamadı. Araştırmada görülen önemli bir sorun ise kurkuminin vücut tarafından kolay emilemediğinin saptanması oldu. Uzmanlar kurkuminin emilim probleminin eskiden beri bilindiğini söylüyor. Ancak zerdeçal fazla tüketildiğinde asit reflüsü ve kan şekeri düşüklüğü gibi bazı yan etkilere yol açıyor."



Kaynak: http://www.gazetevatan.com/zerdecal-efsane-cikti-1031425-saglik/

NE YİYORSAK O'YUZ..

Dr. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..


6 Diş Kavrulmuş Sarımsak Yedikten 24 Saat Sonra Vücudunuzda Gerçekleşenler 

Sarımsak sağlığımız için çok yararlıdır. Üşüttüğümüzde de çoğu kişi sarımsak yememizi önerir. Peki sarımsak yediğinizde kenelerin yanınıza yaklaşmadığını biliyor muydunuz?

Amerikan Tıp Derneği Dergisinde yayımlanan bir makaleye göre sarımsak yemek keneleri uzaklaştırıyor.
Sarımsak yemenizin üzerinden 24 saat geçmeden sarımsak vücudunuzda harikalar yaratıyor.

Soğan, taze soğan ve pırasa gibi sarımsak da allium familyasına aittir. Eski çağlardan beri sarımsak tıbbi alanlarda kullanılmıştır. Sarımsağın içinde bulunan ve sarımsağa kokusunu veren allicin isimli maddenin sağlığımız üzerindeki etkileri saymakla bitmiyor.

Yapılan araştırmalarda sıkça sarımsak yiyenlerin soğuk algınlığına yakalanma riskinin %70 daha az olduğu görüldü.
Sarımsak ayrıca tansiyonu dengeler ve içerisinde bulunan yüksek orandaki antioksidanlar sayesinde Alzheimer ve demans riskini azaltır.

Günde 6 diş kavrulmuş sarımsak yediğinizde ise vücudunuza inanılmaz bir takviye sağlamış oluyorsunuz. Bakın kavrulmuş sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor:

    1. saat: Vücudunuz sarımsağı sindirir ve içindeki besleyici maddeleri emer.
  1. ve 4. Saat: Sarımsağın içinde bulunan ve vücudunuzun emdiği besleyici maddeler vücudunuzdaki kanser hücreleri ve serbest radikallerle mücadele eder.
  2. ve 6. Saat: Metabolizma hızınız artar. Vücudunuzdaki yağlar erimeye başlar ve fazlalık sıvılar vücuttan atılır.
  3. ve 7. Saat: Sarımsağın antibakteriyel faydaları etkisini göstermeye başlar ve kan dolaşımına karışır. Sarımsak vücuttaki bakterilerle savaşmaya başlar.
  4. ve 10. Saat: Sarımsakta bulunan besleyici maddeler oksidasyon oluşma riskini azaltır.
  5. ve 24. Saat: Sarımsağın içindeki besleyici maddeler sayesinde:
  • Kolesterol düşer
  • Kalp sorunlarına neden olan damar tıkanıklıkları önlenir
  • Tansiyon dengelenir
  • Sinir sistemi güçlenir
  • Vücuda ağır metallerin girmesi engellenir
  • Kemikler ve eklemler güçlenir
  • Daha az yorgun hissedilir
  • Vücudunuz daha atletik olur
  • Hücreler sağlığına kavuşur
Bu süreç boyunca bolca su içmek, sağlıklı şeyler yemek, kolay sindirilebilen besinler, kırmızı et ve mutlaka tüketecekseniz rafine şeker tüketmek çok önemli.
Eğer evinizde kalacaksanız dinlenin ve sarımsağın vücudunuzda harikalar yaratmasını bekleyin.
Peki sarımsak nasıl kavrulur? Sarımsağı tepsiye koyun ve 350 derecede yumuşak kıvama gelene kadar pişirin. 6 diş sarımsak yedikten sonra vücudunuzda harikalar yaratmasını bekleyin!

Kaynak: Healthy Food Style

İnanması zor gelse de sarımsak son derece sağlıklı bir yiyecek ve denemekten zarar gelmez.

Yazıyı arkadaşlarınızla paylaşarak sarımsağın faydalarından haberdar olmalarını sağlayın.

SAĞLIKLI OLMAK ELİNİZDE

Dr. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi


HAŞİMOTO, SEDEF, ROMATOİD ARTRİT, MS, VB OTOİMMÜN HASTALIKLARIDAN KURTULMAK İÇİN, ÖNCE EKMEĞİN HER ÇEŞİDİNİ GLÜTENİ KESİN! 


Otoimmün: vücudun bağışıklık hücrelerinin organ ve dokuları "yabancı" olarak görüp bu dokulara saldırmalarıdır; böylece o organın çalışmasını bozabilirler. Bu girişten sonra şimdi Dr. Amy Myers'ın yazısını okuyalım. 

OTOİMMÜN HASTALIKLARIN ALTINDAKİ NEDENLER!

"Otoimmün hastalıklarla ilgili anlaşılması gereken ilk husus bu hastalıkların bağışıklık sistemi hastalıkları olduğudur. Bağışıklık sisteminin yoldan çıkıp vücudun kendi dokularına saldırmaya başlamasıyla ortaya çıkıyor. Saldırı altında kalan organ bazen tiroid, bazen bağırsaklar, bazen cilt veya beyin, pankreas ya da başka bir organ olabilir. Vücudun neresinde görülürse görülsün otoimmün hastalığın tedavi edilebilmesi için bağışıklık sisteminin bütünüyle tedavi edilmesi gerekir. Oysa mevcut konvansiyonel sağlık sisteminde bu hastalıklar hangi organda görüldüyse o organ tedavi edilmeye çalışılıyor.

Otoimmün hastalıkların altında yatan 5 neden:

1- Geçirgen bağırsak
2- Gluten
3- Toksinler
4- Enfeksiyonlar
5- Stres

Otoimmün hastalıkları iyileştirmek için Myers yaklaşımı:

1- Bağırsaklarınızı iyileştirin
Bağışıklık sisteminin % 80'i bağırsaklarda olduğundan önce bağırsakları iyileştirmek gerekir. 

2- Gluten, tüm tahıllar ve baklagilleri beslenmenizden çıkarın
Bu yiyecekler lektin adı verilen bir protein içerirler. Lektin bağırsak duvarında tahribat yapıyor. 

3- Ağır metal testi yaptırın
Vücudunuzda cıva veya diğer ağır metallerin birikimi varsa iyi bir fonksiyonel tıp uygulayıcısı doktor tedavisiyle bundan arının. Amalgam dolgunuz varsa uygun bir şekilde değiştirin.

4- Enfeksiyon varsa bulunmasını ve tedavi edilmesini sağlayın
Otoimmün hastalıklarla bağlantılı birçok bakteriyel veya viral enfeksiyon söz konusudur. 

5- Stresinizi yönetin
Çeşitli stres atma teknikleriyle stresinizi azaltmaya çalışın.

Benim yaklaşımım öncelikle sorunun köküne inmek, yani bağışıklık sistemini bozan etkenleri bulup gidermektir. Ondan sonra da bağışıklık sistemini baskılamak yerine güçlendirmeyi tercih ediyorum. O nedenle bu yaklaşım otoimmün hastalıklardan kurtulma ve korunmayı sağlıyor."

Dr. Amy Myers

Özet çeviri: Nurçin Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz

Çevirenin notu: Dr. Amy Myers tiroid hastalıkları konusunda ezber bozan diyebileceğimiz yaklaşımları olan, bizim de takip etmeye ve yazılarını paylaşmaya başladığımız bir doktor. 17 sene önce pankreas kanserinden kaybettiği annesinin ölüm yıldönümünde bir yazı yazmış. Bu yazıdan bir bölümü çevirip sizlerle paylaşmak istedim.

"I am the woman and the doctor I am today because of my mother. She taught me to think outside the box, never to accept status quo, ask questions and to be curious, be independent and see the world, celebrate being different, make deep connections, love and accept the differences in people, and to make a big impact while on this 
earth."

"Bugün bir kadın ve doktor olarak geldiğim nokta annem sayesindedir. Duruma dışarıdan bakmayı, statükoyu (mevcut durum) asla kabul etmemeyi, soru sormayı, meraklı olmayı, bağımsız olmayı, dünyayı görmeyi, farklılığımdan memnun olmayı, derin bağlar kurmayı, sevmeyi, insanların farklılıklarını kabul etmeyi ve yaşarken dünya üzerinde büyük bir etki yapabilmeyi bana o öğretti."

İyi ki dünyada da bizde de böyle doktorlar var. Böyle düşünen doktorların sayılarının çoğalmasını gönülden dileriz.


Kaynak: http://www.amymyersmd.com/2016/03/conventional-medicine-autoimmune

YOLSUZLUKLAR MASASI SAHİPSİZ KALDI (24 Ocak 1993 Ankara)


Ailesi
Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.
Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.
Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.
Eşi Şükran Güldal Mumcu, 23. Dönem TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girmiş ve 10 Ağustos 2007 - 7 Haziran 2015 tarihleri arasında TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmüştür.
Ağabeyi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ceyhan Mumcu'nun Uğur Mumcu ile ilgili röportajlarının bir kısmı Kardeşim Uğur Mumcu adıyla bir kitapta toplanmıştır.
Eğitim Yaşamı
İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 1961'de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1965'te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.
Askerlik Dönemi
Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek" ve "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkûm edildi. Fakat bu karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği hâlde, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmî tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.
Gazetecilik Dönemi
Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te "Gözlem" başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı. 1975 Mart'ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.
1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. "Gözlem" başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahneledi. 1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.
1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.
Türkiye'de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi'nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.
1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı.
1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.
Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde "Mossad ve Barzani" isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında BarzaniCIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:
"Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında?" "Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"
8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu'nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan'ın bir müddet MİT için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.
Suikast
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi.Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.
Suikastı; İslami HareketİBDA-CHizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti. Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtmiştir.
Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek adeta namus sözü verdiler (1993). Suikastın failleri yakalanamamıştır.
Ödülleri
·         1962 Yunus Nadi Ödülü ("Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle)
·         1979 Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
·         1979 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
·         1980, 1987 Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
·         1980, 1982 ve 1992 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
·         1983 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)
·         1984, 1985 ve 1987 Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
·         1987 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
·         1987 Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü (Rabıta Olayı dolayısıyla)
·         1988 Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
·         1993 Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü
·         1993 Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü
Eserleri
·         Mobilya Dosyası (1975)
·         Suçlular ve Güçlüler (1975)
·         Sakıncalı Piyade (1977)
·         Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
·         Büyüklerimiz (1978)
·         Çıkmaz Sokak (1979)
·         Rabıta (1979)
·         Tüfek İcad Oldu (1980)
·         Silah Kaçakçılığı ve Terör (1981)
·         Söz Meclisten İçeri (1981)
·         Ağca Dosyası (1982)
·         Terörsüz Özgürlük (1982)
·         Papa-Mafya-Ağca (1984)
·         Sakıncasız (1984)
·         Devrimci ve Demokrat (1985)
·         Liberal Çiftlik (1985)
·         Aybar ile Söyleşi (1986)
·         12 Eylül Adaleti (1987)
·         İnkılap Mektupları (1987)
·         Bir Uzun Yürüyüş (1988)
·         Tarikat-Siyaset-Ticaret (1988)
·         40'ların Cadı Kazanı (1990)
·         Kâzım Karabekir Anlatıyor (1990)
·         Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925 (1991)
·         Gazi Paşa'ya Suikast (1992)
·         Kürt Dosyası (1993)
·         Katiller Demokrasisi (1997)
·         Saklı Devletin Güncesi "Çatlı vs." (1997)
·         Gazetecilik (1998)
·         Polemikler (1998)
·         Uyan Gazi Kemal (1998)
·         Bu Düzen Böyle mi Gidecek? (1999)
·         Söze Nereden Başlasam (1999)
·         Bomba Davası ve İlaç Dosyası (2000)
·         Unutmayalım, Unutturmayalım (2003)
·         Eğilmeden Bükülmeden (2004)
·         Kır Çiçekleri (2004)
·         Türk Memet Nöbete (2004)
·         Dost Yüzlerde Zaman (2005)
·         Çocuklar İçin (2009)
·         İsterler ki Susalım (2011)
·         Beyaz Melek (2011)
Hakkında Yazılan Kitaplar
·         Değer, EminUğur Mumcu ve 12 Mart Geriye Dönüşün İlk Adımı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 1996.
·         Gerger, AdnanUğur Mumcu'yu Kim Öldürdü?. İmge Kitabevi Yayınları, Ankara 2011.
·         Mumcu, CeyhanKardeşim Uğur Mumcu. Kaynak Yayınları, Ankara 2008.
·         Mumcu, Güldalİçimden Geçen Zaman. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2012.
·         Özel, SevgiUğur Olsun! - Bir Devrimcinin Öyküsü. Bilgi Yayınevi, 3. baskı, Ankara 2003.
·         Özsoy, AliFırat, GökçeYaman, OnurSol'un Namusu: Uğur Mumcu. İleri Yayınları, İstanbul 2009.
·         Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik VakfıUğur Mumcu Cinayeti. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 1997.
·         Tüleylioğlu, OrhanBen, Uğur Mumcu'yum. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2011.
·         Tüleylioğlu, Orhan. Uğur Mumcu Ölümsüzdür. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları, Ankara 2012.
·         Mumcu, Güldal. "İçimden Geçen Zaman" Yayınevi:UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı, Ankara 2012.
Hakkında Hazırlanan Belgeseller
·         Duvar Belgeseli Uğur Mumcu Bölümü (2009) Hazırlayan: Günel Cantak
·         Karlı Sokak - Uğur Mumcu Belgeseli (2010) Yönetmen: Ali Murat Akbaş
Hakkında Bestelenen Şarkılar
·         Uğur'lar Olsun - Selda Bağcan

Kaynak: Vikipedia