23 Ocak 2017

ANTİBAKTERİYEL SABUNLARA DİKKAT!

DR. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..







































ANTİBAKTERİYEL SABUNLARA DİKKAT!
Amerika Birleşik Devletleri, sağlığa zarar verdiği için antibakteriyel sabun kullanımını yasakladı. Nedeni antibakteriyel sabunların hormonal bozukluklara yol açması ve uzun vadede kansere neden olabilmesi.

Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu, antibakteriyel sabunların daha iyi temizlemediğini ancak insan sağlığına daha zararlı olduğunu tespit etti. 

Bunun üzerine antibakteriyel sabunların kullanımı Amerika Birleşik Devletleri'nde yasaklandı. 

Antibakteriyel sabunlarda triclosan denilen ve bakterileri öldürme gücü bulunan maddeler içerdiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Zerrin Baysal, “Triclosan denilen bu maddeler toksik, yani yeri geldiğinde zarar verici maddelerdir. En büyük zararlarını derinin kendisine verirler. Daha çok egzama, toz reaksiyonlar dediğimiz egzamaların artmasına, kuruluğa, kaşıntıya neden olucu özellikleri vardır” dedi.

HORMONLARI BOZUYOR, KANSERE NEDEN OLABİLİYOR

Antibakteriyel sabunlar yararlı bakterileri öldürüyor ve böylece bakteri direncine yol açıyor. 

Bu sabunların hormonal bozukluklara, hatta uzun vadede kansere neden olabildiğine dikkat çeken Dr. Baysal, şöyle konuştu: 

“Triclosan maddesi troit hormonuna benzeyen yani guatr hormonuna benzeyen bir özelliğe sahip olduğu için vücutta bu hormonun yerini alır. Yerini alınca da bizim triodimiz üretmesi gereken hormanları üretmez. Dolasıyla hormonal bazı problemlere neden olabilir. Meme kanseri ya da başka kanserlerin oluşumuna kolaylık sağladığı iddia edilmektedir.”

UZMAN ÖNERİSİ: 
SIVI SABUN YERİNE KALIP SABUN KULLANIN
Dr. Baysal, antibakteriyel sabunlar yerine kalıp sabunların kullanılmasını önerdi, “Sıvı sabunların içerisinde, bozulmasın, uzun süre kalıcılığı sağlansın diye zaten aktibakteriyel madde konulmak zorunda. Bu yüzden de mümkün olduğu kadar kalıp sabun kullanmakta yarar var” ifadesini kullandı."
Kaynaklar
(1) https://www.facebook.com/saglikliyasiyoruzcom/photos/a.307180999391637.68423.307166446059759/968062636636800/?type=3

(2) http://www.ntv.com.tr/saglik/antibakteriyel-sabunlara-yasak,vjLxlKGxEEqj23fV-OIywg
TRICLOSAN 
Sadece antibakteriyel sabunda değil diş macunlarında, ağız gargaralarında da var!
Bakalım 'triclosan' bulunan diğer ürünlere ne zaman yasak gelecek?

Triclosan nedir?

Mikrop bulaşmasını önlemek veya azaltmak için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, ağız gargaraları, tıraş losyonları, kozmetikler ve başka pek çok ürüne katılan bir kimyasaldır.




Kaynak: https://www.facebook.com/saglikliyasiyoruzcom/photos/a.307180999391637.68423.307166446059759/968427456600318/?type=3&theater


NASIL BESLENİYORUZ ?






















İnsanın gerek bedensel gerekse ruhsal açıdan sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi yeterli ve dengeli bir biçimde beslenmesine bağlıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, vücudun yaşamı ve organların çalışması için gerekli olan besinlerin tam olarak sağlanmasıyla mümkündür. Vücudumuz tükettiğimiz gıdaları ilk önce yapıtaşlarına parçalar ve gereksinime göre belli görevler için kullanır. Bu görevler üç temel grupta toplanabilir.

1) Yaşam için gerekli olan enerjinin sağlanması,
2) Dokuların yapımı, onarımı ve devamlılığı ve
3) Vücut olaylarının düzenlenmesi'dir.

Gıdalarımızda bulunan ve bu görevlerden birini veya daha fazlasını sağlayan maddelere besin öğeleri denmektedir. Bunların yeterli düzeyde alınmaması veya bazılarının gerektiğinden fazla tüketilmesi bireyin büyümesinde, beden vezeka gelişiminde, hastalıklara karşı direncinde, verimli çalışmasında ve sosyal ilişkilerinde bozukluklara neden olur. Bu nedenle beslenme sağlıklı yaşamın temelidir.





















Sağlıklı beslenme hiçbir zaman karın doyurmak anlamına gelmemektedir. Son yıllarda büyük önem kazanan beslenme ile sağlık arasındaki ilişkiye bilim dünyasının araştırmalarını özellikle yoğunlaştırdığını görmekteyiz. Kentlerdeki yaşamın insan sağlığını olumsuz etkileyecek özellikler taşıması, biyolojik, fiziksel ve toplumsal çevre etkenlerinin kamu sağlığını tehdit etmesi, bilim ve teknolojideki gelişmeler, tarım alanlarında kimyasal güçlendiriciler ve hormonların kullanılması, çalışma yaşamının yarattığı telaş ve stres, insanın doğadan ve doğal besinlerden uzaklaştırılması çeşitli hastalıkların artmasına neden olmaktadır.

Etkin ve dengeli beslenme hakkında, toplumda yeterli bilinç oluşturmak amacıyla resmi ve özel birçok kuruluş çeşitli programlar uygulamaktadır. Günümüzde sıkça rastladığımız çeşitli kamu spotlarıyla “Dengeli beslenme” ve “Obezite” hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır.
























DENGELİ BESLENME İLE DAHA SAĞLIKLI TOPLUM

Sağlıklı beslenmek için besin ögelerini tanımak ve vücuttaki fonksiyonlarını bilmek gerekir. Besin ögeleri özelliklerine göre;Proteinler, Karbonhidratlar, Yağlar, Vitaminler, Mineraller ve Su olarak gruplanır. Besin ögeleri vücudun fonksiyonlarını yerine getirmesi açısından çok önemlidir. Yaş, cinsiyet ve aktivite yoğunluğuna göre vücudun besin ögelerine gereksinimi farklıdır.Önemli olan, insan vücudunun günlük gereksinimi olan besin ögelerinin yeterli ve dengeli bir biçimde vücuda alınmasıdır.

Vücudumuzun günlük gereksinimi olan besin ögelerini gerçekten yeterli ve gerektiği oranlarda alabiliyor muyuz? Ya da kaç kişi beslenirken günlük protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve su gereksinimini doğru ve dengeli olarak karşılayabiliyor? Dengeli beslenme hakkında ne biliyoruz?


























OBEZİTE 

Ne yazık ki; beslenmek için değil, doymak için yiyoruz. Hızlı, aşırı ve kontrolsüz beslendiğimiz için de ne miktarda, hangi besin ögelerini aldığımızı bilemiyoruz. Her gün artan kilolarımızdan şikayet etsek de alışkanlıklarımızdan bir türlü vaz geçemiyoruz. Sırt, bel ve diz ağrılarımızın nedeninin çoğunlukla fazla kilolarımızdan olduğunu bilmemiz hastalıklarımıza çözüm aramamıza yetmiyor. Yanlış besleniyoruz, yiyoruz, yiyoruz, yiyoruz..

Oysa daha sağlıklı olmak elimizde, sadece alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz dengeli beslenmenin yolunu bize açacaktır. Türkiye Sağlık Bakanlığı daha sağlıklı olmak, yeterli ve dengeli beslenme için aşağıdaki önerilerde bulunuyor.

* Şu dört besin grubundan her gün yeterli miktarlarda tüketiniz; (1) Süt, (2) Et, Yumurta, Kurubaklagil, (3) Sebze ve meyve, (4) Ekmek ve Tahıl.
* Çeşitli besinleri tüketmeye özen gösteriniz.
* Öğün atlamayınız. Özellikle kahvaltı yapmadan güne başlamayınız.
* Daha az şeker ve tuz tüketiniz.
* Tam tahıl ürünlerini tercih ediniz.
* Doymuş yağlar içeren hayvansal kaynaklı yağlar yerine doymamış yağ asitlerini içeren bitkisel sıvı yağları tercih ediniz.
* Günde en az 8-10 bardak su içiniz.
* Güvenli besinleri satın alınız ve hijyenik koşullarda hazırlayarak tüketiniz.

Egzersiz yapmak bir yaşam biçimi olmalıdır. Haftada en az 5 kez uygulanacak 30'ar dakikalık fiziksel aktivitelerin olumlu etkileri insan sağlığı açısından çok önemlidir. Kendinize en uygun fiziksel aktiviteyi bulun. Tempolu yürüyüş, koşu, spor yapmak, bahçede çalışmak, çocukları okula götürmek, otomobil yıkamak vb.. Egzersizlerinde disiplinli olun ve koyduğunuz kurallara uyun. Kendinizi yormadan ama sürekli egzersiz yapın.

Dinlenmek ve rahatlamak egzersiz yapmak kadar önemlidir. Günün stresinden kurtulmanın yegane yolu fiziksel aktivite ve dinlenmektir. Unutmayın ki; stres, vücudunuzu tüm hastalıklara açık hale dönüştürerek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Egzersiz ve dinlenmenin ardından 7-8 saatlik kaliteli bir uyku sonrası daha zinde ve dinç bir biçimde uyanmak sizi daha sağlıklı ve mutlu kılacaktır.

Sağlıklı yaşamak için sigara içmeyin, size hiç bir besin yararı olmayan alkolü de  kullanmayın.. Dengeli ve sağlıklı beslenme, fazla kilolarınızdan kurtulmak ve mutlu olmak sizin elinizde, karar sizin..

GONCA EVİRGEN


Kaynak: DANIŞMEND GAZETESİ





BALON SATAN MÜHENDİS

Örümcek Adam Kostümüyle Balon Satan Bir Mühendis


'Bir jeoloji mühendisi olarak ülkemizde iş için birçok yere başvurdum fakat bir sonuç alamadım. Bu durumdan da çok üzüntülüyüm.'
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünü bitiren 28 yaşındaki Eren Özgen Sevinç, uzun zaman kendi alanında iş arayıp bulamayınca geçimini sağlamak için Örümcek Adam kostümü giyerek sokakta balon satmaya başladı.

Her gün düzenli olarak evde önce balonlarını şişiren Sevinç, daha sonra da kostümünü giyerek sahildeki parkları dolaşıp satış yaparak geçimini temin etmeye çalışıyor. 

Geçtiğimiz günlerde açıklanan ve 5 gençten birinin işsiz olduğunu gösteren işsizlik verileri ise tablonun ne kadar vahim olduğunu kanıtlar nitelikte.

Eren Özgen Sevinç gençlerin önündeki istihdam duvarına sadece bir örnek... 


'Ben özel biri değilim, herkes gibiyim. Benim gibi binlerce kişi var. Benim bir fikrim vardı, onu hayata geçirdim'

DHA'nın haberine göre, Mersinli Eren Özgen Sevinç, 2 yıl önce mezun olduktan sonra uzun süre iş aradı. Maddi imkanı yetersiz olan ailesine de katkıda bulunmak zorunda kalan Sevinç, geçici olarak çeşitli işlerde çalışmaya başladı.
Aldığı ücretlerle günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan Sevinç, üniversite öncesi bir dönem animatör olarak çalışmasından yola çıkarak, Örümcek Adam kostümü ile balon satmaya karar verdi.
Eren Özgen Sevinç, mezun olduktan sonra uzun süre iş aradı ve geçici olarak çeşitli işlerde çalışmaya başladı
Okuldan mezun olduktan sonra çok uzun süre iş aradığını belirten Sevinç duygularını şöyle dile getiriyor:
"Okuldan ayrıldıktan sonra jeoloji mühendislerinin yanında da çalıştım, İŞKUR'un iş başı programlarından da yararlandım"
'Okuldan ayrıldıktan sonra jeoloji mühendislerinin yanında da çalıştım, İŞKUR'un iş başı programlarından da yararlandım'

"Ben özel biri değilim, herkes gibiyim. Benim gibi binlerce kişi var. Benim bir fikrim vardı, onu hayata geçirdim"

Kaynak: ONEDIO



EĞİTİMCİLERİN DİKKATİNE..

Öğrenme ve Hatırlama Yeteneklerinizi Artıracak Bir Yöntem: FEYNMAN TEKNİĞİ


Çalışma teknikleri konusunda her insanın kendine has bir yöntemi var. Bu yazımızda iyi bir şekilde uygulandığında çalışma veriminizi bir hayli arttırabilecek bir teknikten bahsedeceğiz: Feynman tekniği.

Öncelikle bilmeyenleriniz için Richard Feynman'dan çok kısaca söz edeyim.










Öncelikle bilmeyenleriniz için Richard Feynman'dan çok kısaca söz edeyim.
Richard Phillips Feynman (1918-1988), 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden. Özellikle kuantum elektrodinamiği alanındaki araştırmalarıyla tanınan Feynman, yine bu alandaki çalışmaları nedeniyle 1965'te Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü.

Şimdi dönelim konumuza.










Şimdi dönelim konumuza.
Feynman'ın ortaya attığı çalışma tekniği, bir şeyi bilmekle, o şeyi anlamak arasındaki farka odaklanıyor. Bunun dışında bir şeyi ismen bilmeniz, o konuda bilgi sahibi olduğunuz anlamına da gelmiyor Feynman'a göre.

Feynman'ın tekniği 5 farklı adımda uygulanıyor.






Feynman'ın tekniği 5 farklı adımda uygulanıyor.
İlki, her şeyden önce bir konu belirlemek. İlginizi çeken, öğrenmek istediğiniz veya istemeseniz de öğrenmek zorunda olduğunuz bir konu olabilir bu.

İkinci adım konuyu küçük bir çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışmak.






İkinci adım konuyu küçük bir çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışmak.
Feynman'a ve diğer pek çok bilim insanına göre, bir şeyi konuyla alakası olmayan birinin bile anlayabileceği şekle getirmek, o konuyu mükemmel derecede anlamanızı sağlıyor.
Yani kara delikleri, 5 yaşında bir çocuğun bile az çok anlayabileceği şekilde sadeleştirebilmek veya teknolojik bir aleti 80 yaşındaki bir insanın bile az çok öğrenebilmesini sağlayacak şekilde anlatabilmek buna örnek olarak verilebilir.

Üçüncü adım eksiklerinizi belirlemek.






Üçüncü adım eksiklerinizi belirlemek.
Konuyu anlatırken veya sorular çözerken bazı yerlerde tıkandığınızı ve söyleyecek ya da düşünecek bir şey bulamadığınızı fark ettiyseniz, dosdoğru kaynaklarınıza yönelip o bölümü tekrar gözden geçirmeniz gerekiyor. Daha sonra yine basit bir açıklamayla o bölümü özetleyebilip özetleyemediğiniz konusunda kendinizi deneyin.

Dördüncü adım analojiler kullanarak konuyu daha somut hale getirmek.






Dördüncü adım analojiler kullanarak konuyu daha somut hale getirmek.
Son adım ise konuyu mümkün olduğunca basit hale getirmek. Bu adımı, konu sizin için yeterince açık ve basit hale gelmediyse uygulayarak, konuyu iyice sadeleştirmek için uygulamanız gerekiyor. Bunun için bazı detayları konudan çıkarabilirsiniz bile, tamamını unutmaktansa bazı detayları feda etmek daha faydalı olur.

Özetle, Feynman tekniği temelde bu kadar basit.






Özetle, Feynman tekniği temelde bu kadar basit.

Bu tekniği bir alışkanlık haline getirerek;
  • Gerçekten anlamadığınız konuları/fikirleri anlamak için
  • Anladığınız fakat sınavlarda unuttuğunuz konuları/fikirleri hatırlamak için
  • Sınav öncesi etkili bir çalışma yöntemi olarak kullanabilirsiniz.
Bu yöntemi kullanarak sizi zorlayan konuları planlı ve kararlı bir çalışmayla çok kısa zamanda öğrenip, uzun yıllar hatırınızdan çıkmayacak şekilde kavrayabilirsiniz.
Şimdiden başarılar!

Kaynak: ONEDIO


KİTAP
-------------------------------------------------------------------------------------
NİKSAR'DA İZ BIRAKANLAR (Sosyolojik Araştırma) -  Hami KARSLI
Sipariş için: 0535 441 2220
BİR GÜN ANSIZIN (Şiir) - Necdet ARSLAN
TAŞRA AKŞAMLARINDAN - (Şiir) Necdet ARSLAN 
Sipariş için: 0505 656 1539 




22 Ocak 2017

ŞEKER Mİ, EKMEK Mİ ? HANGİSİ DAHA ÇOK TEHLİKELİ ?

Dr. Mesut Caner YUSUFOĞLU'na teşekkürler..

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, yazı
TİP 2 DİYABETTE TÜRKİYE'NİN AVRUPA ŞAMPİYONU OLMASININ EN BÜYÜK NEDENİ EKMEK ÖNEREN ZİHNİYET!
ŞEKERİ YASAKLAYIP GÜNDE 6-8 DİLİM TAM TAHIL EKMEĞİ ÖNEREN DOKTOR VE DİYETİSYENLERE DUYURULUR!
Tam tahıl ekmeğinin glisemik indeksi (Gİ) sofra şekerinden ve beyaz ekmekten daha fazla.
"Sofra şekeri Gİ 59,
Beyaz ekmek Gİ 69,
Tam tahıllı ekmek Gİ 72" (1)
Prof. Dr. Canan Karatay diyor ki;
"EKMEK YERİNE, FINDIK - FISTIK - CEVİZ - BADEM YİYİN!"
Ekmek insanı acıktırır ve daha sık yemek yemeye neden olur. Yer fıstığının ekmekten daha ucuza geldiğini biliyor musunuz?
"Sık tükettiğimiz kuruyemişlerin 100 üzerinden glisemik indeks değerleri şöyledir:
→ Badem = 0-15
→ Ceviz = 0-15
→ Kavrulmamış fındık = 0-15
→ Kavrulmamış yerfıstığı = 0-15
→ Antepfıstığı = 0-15
→ Fındık ve çekirdekli siyah kuru üzüm karışımı = 20
→ Kurukayısı (gün kurusu) = 30
→ Kuru mürdüm eriği = 29 " (2)
Kaynaklar
(1) Davis, Dr William, Buğday Göbeği, Pegasus, İstanbul, 2014, S52.
(2) Karatay, Prof. Dr. Canan, Karatay Diyeti'yle Yaşam Boyu Sağlık, HayyKitap, İstanbul, 2011

Reklam Alanı - 0532 549 9805